TÜRK TARİHİ ÜZERİNE

Dr Seyfi ŞAHİN

Bu gün Türk tarihini hakkıyla bilmiyoruz.

Özellikle İslam öncesi tarihimizden hiç haberimiz yok.

Bunun iki sebebi var.

Birincisi, Türkiye cumhuriyeti kurulurken,

Türk tarih kurumu da beraber kuruldu.

Ancak istenen verimi hakkıyla alamadık.

Çünkü, Atatürk öldükten sonra Türk Tarih kurumunu ehil kişiler yönetmedi.

Orta Asya’da kazılar yapacağına, Alacaşar höyüğünde kazılar yaptı.

***

İkincisi, Eski Türk tarihine ait bulgu ve belgeler,

Avrupa’ya kaçırıldı.

Türk tarihinin kaynaklarını da Türk tarihçileri,

Batılılardan almaya çalışmaktadır.

Onlar da, istediklerini vermekte, istemediklerini de vermemektedirler.

Sağlam bir kaynaktan öğrendim ki,

19. asırda, doğu Türkistan’daki Uygur Alfabesi ile yazılmış bir kütüphaneyi,

Almanlar Berlin’e kaçırmış. Kimseye göstermiyorlarmış.

Bu Uygur alfabesi ile yazılmış kitapların sayısı 50 bin cilt dediler.

***

Türkler, Göktürklerden önce de alfabe kullandılar.

Bilhassa Yenisey yazıtları buna örnektir.

30 kadar yıl önce Kazakistan kurganlarından çıkan altın elbise,

Hem bizi, hem de dünyayı şaşırttı.

O kurganda çıkan altın tabakların üzerinde de

Göktürk alfabesine benzer yazılar var.

Biz millet olarak da iki bin yıldır kendi yazımızı kullanıyoruz.

Bildiğiniz gibi Orhun nehri kenarında bulunan,

Bizim tarihçilerin Ötüken dedikleri yerdeki,

Abideler, kitabeler, Türk tarihinin şaheserleridir.

Bilge Kağan, Gültekin ve Tonyukuk yazıtları,

Bize o günün tarihini ve olaylarını açıkça ortaya koyuyor.

Ama hala Göktürk alfabesi ile yazılmış,

Herhangi bir kitap ve belge bulunamamıştır.

Acaba yazılmadı mı? Yazılmaz olur mu?

Granit kayaların üzerine yazan bir millet,

Kağıda, bir keçi derisinin üzerine de yazmıştır.

Ama biz hala bulamadık.

Başkaları bulmuştur bize vermiyorlar, belki…

***

Bir de bizim tarihimizin çok önemli bir yeri de Beş Balıktır.

Türk tarihinin en önemli bulguları oradadır.

Türkçede balık şehir demektir.

Pekine bizimkiler Han Balık derlerdi.

Yani hanın oturduğu şehir.

Beş Balık da beş şehir demektir.

Bu gün, Urumçi’nin kuzeyinde, beş tepeden oluşan bir ören yeridir.

Halen Çinliler bölgede kazı yapıyorlar.

Hatta bir de müze kurulduğunu söylüyorlar.

Ama bizim Türk tarih kurumu, müracaat edip de,

Kazıya katılmayı teklif bile etmemişlerdir.

Bel ki de Çinliler buna izin vermiyorlardır.

***

Sebep ne olursa olsun, Türk tarihi yeniden aydınlığa kavuşmalıdır.

İnşallah Türk devletler teşkilatı bunu başarır.

Allah bizimledir.

­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­­__________________________________________________________________

28.11.2021, Kayseri.