YABANİ GÜL.

                                    YABANİ GÜL.

                                    Pek bilinmeyen Yabani bitkiler.

YABANİ GÜL- Rosa Canina. Rosa Latincede gül demektir. Canina ise aynı dilde köpek demektir. Yöremizde ise yabani gül; Gül burnu, kuş burnu, it burnu olarak da isimlendirilmektedir.

Eski çağlarda ve ondan sonraki antik çağlarda bu bitkinin kökü sarımsak ve tuzla lapa haline getirilip köpek ve vahşi hayvan ısırılmalarına ve yaralanmalarına karşı kullanılmıştır. Bitkinin adı da buradan geldiği tahmin edilmektedir.

Yabani gül, Anadolu’da, Avrupa’da ve Afrika’da yaygın bir şekilde yetişmektedir. 1,5- 3,5 metrelere kadar büyüye bilen, oldukça dikenli, eğik ve dik formlara sahiptir. Dikenleri kartal gagasını andırır ve oldukça can yakıcıdır.

Yaban gülü meyveleri Zemi vadisi girişi Ürgüp yolu.

Pembe, beyaz ve sarıçiçekler açar ve güzel görünümlü olmasının yanında çiçekleri hafif ve çok enfes kokulara sahiptir. Çiçekleri döküldüğünde çalı meyvelerini geliştirmeye devam eder. Bu meyveler baştan yeşil renkli de olsa olmuşunun çok tatlı ve kırmızı renkleri vardır. MEYVE HASADI Eylül-Ekim aylarında yapılmaktadır. Olmuş bir meyveyi yemeye başlarsak meyvedeki tüyümsü yapı insanın ağzına ve boğazına ağrı verecektir. Ayrıca yaban gülünün birçok alt türü de bulunmaktadır. Bunlardan en güzelleri Erzurum, Erzincan taraflarında yetişen yedi veren yabani gülü bulunmaktadır.

Yaban gülü meyveleri Pancarlık vadisi Ortahisar.

Bitkinin kökleri oldukça derindir. Yaprakları ve meyvelerinin şifalı olduğu kadar kökleri de şifa taşımaktadır. Yöremiz tüm habitatlarında yabani gül bulunmaktadır. Sulu düzlüklerden tutun da, tepelerin kıraç ve kayalık yerlerine kadar, Sokak aralarından boş arsalara kadar her yerde bu bitki ile karşılaşa biliriz.

Bitki araştırma gezilerim sırasında yolumuz Ertaş yaylasına düşmüştü. En kokulu, görselliği en güzel olan yaban gülleriyle burada karşılaşmıştım.

Yaban gülleri baharın geldiğini haber veren bitkiler arasındadır. Elmalıkların ilk bakımları sırasında kırlarda rastladığım yaban gülü koklamam ta çocukluk yıllarından kalan geleneğim olmuştur. Ayrıca yaban gülü, bitkileri sevmemde anahtar rolü oynayan bir kaçbitkiden biridir.

Yaban gülü çiçekleri ve yaprakları eskiden kitap bahçeleri dediğimiz okuduğumuz kitaplar arasında kurutulup yıllarca saklanan güzellikler arasındaydı.

Sarıçiçekli  yaban gülü.

Çocukların çıtalı uçurtmalar yapmasında uygun bir malzemeydi.  Yuvarlak yapısı, sağlam duruşu, uçurtma yapmaya çok uygun olduğu gibi çocuklar açısından da düşünürsek, beleşti. Zira kırlar bu bitkilerle doluydu. Yeri gelmişken, uçurtma yapımında uygun başka çalı ve ağaçlarda vardı. İğde- Eleganus Spp. Dallarından veya yöremizde Karamuk çalısı diye bilinen Kadıntuzluğu- Berberis vulgaris olarak da bilinen dikenli çalılardan da yararlanılırdı. Günümüzde sanat atelyemde özellikle maket gemi yapımımda bu çalıları halen kullanıyorum.

Beyaz-pembe çiçekli yaban gülü.

Yaban gülünü söküp atmak neredeyse imkânsızdır. Köklerinin çok derin olması, ufacık bir sürgünün unutulması bitkinin tekrar büyümesine imkân sağlamaktadır. Biçilmiş veya budanmış dalları bağda yemek pişirirken yakacak olarak kullanılırdı. Dikenlerinden dolayı evlere bağ çubuğu ile getirilmezdi.

Yaban gülünün meyveleri; Hoşaf, reçel, şerbet, ezme, pestil olarak Anadolu mutfağına girmiştir. Ayrıca pekmezi dahi yapılmaktadır. Erzurum ve çevresinde haşlanıp ezilen yaban gülü meyveleri simit şekline getirilip satıldığını Sayın Baytop kitabında belirtmiştir. Günümüzde birçok ilacın etken maddeleri bitkilerden sağlanmaktadır. Yaban gülü bu bitkilerin en önde gelenlerinden biri olduğunu hatırlatmak isterim. Diğerlerine kısa iki örnek vereyim. Efedrin maddesi yöremizde de yetişen deniz üzümünden (Ephedrin minor) , Atropin ise yine yöremizde bulunan Güzel avrat otundan (Atropa belladonna) elde edilmektedir.

Yaban gülü bitkisinin şifa yönü hakkında kısa notlar.

-         C vitamini kaynağı olması açısından; Greyfurt, mandalina ve portakalın çok çok önlerindedir.

-         Soğuk algınlığı, vücut kırgınlığı, nekahet, kabızlık, safra kesesi ve böbrek rahatsızlıklarında, mide ağrı ve kramplarında oldukça yardımcı bir bitkidir.

-         Yaban gülü yağının yaşlanmayı geciktirici etkileri hemen hemen bütün kaynaklarda karşıma çıkmıştır.

-         Stres, sigara ve eksoz gazlarının kötü etkilerini gidermek için kullanılmaktadır.

-         Kolesterol düşürmeye yardımcıdır.

-         Ağır metal içermez.

-         İyi bir kan temizleyici olarak da düşünülmelidir.

-         Yoğun vitaminlerinden dolayı göz dostu olarak kabul gördüğü gibi romatizma ağrılarında da kullanılmaktadır.

-         Aynı zamanda bağırsak yumuşatıcı olarak da yardımcı bitkidir.

-         Cinsel güçsüzlüklerde de kullanılmaktadır.

-         Başta şeker hastaları olmak üzere bitkinin şekersiz çaylarını sularını kaynatıp vitaminlerini ve minerallerini kullana bilirsiniz.

-         Avrupa şifacıları ise bu bitkiyi kabızlık, şeker hastalığında, boğmacada (Yaprak urları kullanılmaktadır.) rahim kanamalarında kullanmaktadırlar.

-         Kök ve taç yapraklarını; İshal, dizanteri, kan tükürme ve göden çıkmasında da kullanıyorlarmış.

Tarihten çeşitli yaban gülü terkipleri

-         Tezkere- İbni Sina (1-330) Adet kanamasının kesilmesi, ağız kokusu, damar sertliği, dinç ve zinde kalmak için; 100 Gr. Yaban gülü meyvesi, yeteri kadar şekerle reçeli yapılır. Günde 20 gr. Yutulur.

Not: Meyvelerin bünyesinde batıcı tüycükler olduğu için kevgirden geçirip, türbetle süzülmesini unutmamak gerekir.)

Not:2 Tatlı bu tür tedaviler için katalizör görevi görürler. Kendim şeker hastası olduğum halde göz bakımı için ara sıra da olsa gül reçeli kullanırım.

-         Saçların gür ve kuvvetli olması için 10 gr. Yaban gülü meyvesi kına ile hamur yapılıp saçlara iyice yedirilir ve durulanır.

-         Ter kokusu için 100 gr. Yaban gülü meyvesi demleme suyu son durulama suyuna katılır. Bu durumda bünyesinde bulunan vitamin ve minerallerinden yararlanılmış da olacaktır.

-         Davud-u Antaki yıkandıktan sonra son durulamayı bu meyvenin suyu ile yapılması zekânın gelişmesinde ve safileştirilmesinde kullanılması gerektiğini önermektedir.

Sizlerle kendi yaptığım terkipten de bahsetmek isterim.

Terkipin adı alıç sirkesidir. Burada ana yapı olarak kırmızı üzüm sirkesini kullanmaktayım.  Zira üzüm sirkesi vitamin ve minerallerle yüklüdür. Bir deyişle kendisi bir şifa kaynağıdır. Ezilmiş alıç meyvelerini % 30-40 sirkeye doldurdum. Üzerine topladığım yaban gülü meyvelerinden (Ezilmiş olarak) 2-3 avuç atıyorum. Bu karışımı 3 ay dinlendirmeye bırakıyorum. Sonradan da cam şişelere dolduruyorum.

Hazırlanan bu sirkeyi salatalarda, akşam yatarken sabah hiçbir şey yemeden ve yemeklerden yarım saat önce bir çorba kaşğı sirke ve bardağa keyfe keder su karıştırarak içiyorum. Kilo kontrolünde işe yaradığını gördüm. Ayrıca kontrol anjiyosunda da tüm damarlarımın açık olması beni sevindirmişti. Gece yatarken içilmesi ise kaliteli bir uyku vermesi yine hoşa giden başka bir tarafıdır.

Bitki içerisindeki faydalı malzemeler.

-         A, B1, B2,C,K ve P vitaminleri açısından zengindir.

-         İçinde bulunan mineraller; Kalsiyum, fosfor, Potasyum, sodyum, magnezyum, mangan, demir, bakır, çinko açısından da verimlidir.

-         Protein ve selüloz ün yanında kırmızı renginden dolayı pigment açısından da oldukça zengindir. Kırmızı grupta değerlendirilmektedir.

-         Yan etkisi olmaması çok büyük bir avantaj olarak kabul edilmektedir.

BİTKİNİN TOPLANIP KURUTULMASI VE KULLANILMASI

Bitkilerin toplanması, kurutulması hususunda oldukça eksik bilgilere sahip olduğumuzu görüyoruz. Bu yüzden güneşe serilip kurutulan meyveler özüt bakımından kayıplara uğramaktadır.

Efendim biz bu işi önce meyveleri keserek çekirdeklerini çıkartmalıyız. İç yumuşak dokular hava ile temasında kuruma oldukça hızlanacaktır. Ayrıca kurutma gölgede kurutulup cam kavanozlarda saklar ve kullanırız.

Bu sayede meyve çekirdekleri de ayrı olarak değerlendirile bilme imkânına kavuşuruz. Çekirdeklerinde aromatik yağ oranı oldukça düşüktür. Lâkin şifasının zirve yaptığı bir bölümü olduğu için, çekirdeklerini kahve değirmeninde çekip ya kaşıkla yememiz gerekir ya da çay olarak kendimize başka seçenekler sunarız. Ayrıca şunu unutmamak gerekir. Yaban gülü çekirdeğinin kaynamış suyu ile yüzümüze ve saçlarımıza bir güzellik de suna biliriz. Üzüm konusunda ki makalemde bu kısmı yazmayı unutmuşum. Aynı işlemi kara üzüm çekirdeğinde de uygulaya bilirsiniz.

Hepinize güzel günler dilerim.