YOK OLAN NEVŞEHİR TARİHİ HANLARI

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Aradan yıllar geçti işte o günden beri

Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim,

Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.

Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar,

Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!

Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,

Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!..”Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

Hanlar genellikle seyahat ve ticari yol üzerinde veya kasabalarda yolcuların konaklamalarına yarayan hanlar, sosyal ve ticari hayatın önemli merkezleri arasında bulunmaktaydı. Üst katlarında yolcuların konakladığı odaların, avlularında dükkanların ve hayvan barınaklarının olduğu yapılardır. Günümüzde “yolgeçen hanı” olarak gelişen kavram o zaman hanların herkesin sıklıkla uğradığı yerler olduğunu ortaya koymaktadır.

Farsça kökenli "hane” (ev) kelimesinden gelen "han”; yolcuların ,tüccarlarınkonakladığı yer, ve malları sahiplerine verilinceye kadar muhafaza etmek için yapılmış ticari yapılar anlamında kullanılır (Türk Dil Kurumu). Yolcu hanları ve ticaret hanları diye ikiye ayrılır. Yolcu hanları genellikle ulaşım yolları üzerinde ve kent dışındadır. Ticaret hanları ise şehir merkezlerindedir.

Henüz lüks otellerin gelişmediği dönemlerde hanlar aynı işlevleri görürlerdi. Kuşkusuz otellerle hanlar farklıydı. Otellere otobüslerle ,arabalarla gidersiniz, hanlara atla eşekle ya da deve kervanıyla. Bu günkü iş hanlarıyla tarihte kalan hanlar aynı özellikte yerler değildir.

Halen günlük konuşma dilimizde yaygın olan bir zenginlik ifade eden “hanı var hamamı var” sözcüğünü han sahiplerinin o dönemde varlıklı insanlar olduğunu da ortaya koymaktadır.

Kervansaray, kelime olarak Farsça kârban (kervan) ve saraydan türetilmiştir. Kervansaraylar şehirlerarasında inşa edilen, kervanların ve yolcuların konaklamaları için ana yollar üzerinde yapılan hayır kurumlarıdır.

Edebiyatımızda da “han”lar epeyce işlenmiştir. Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Han Duvarları” şiiri unutulmazlar arasındadır. Neyzen Tevfik’in de ve İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif yaşamının bir bölümünü hanlarda geçirmişlerdir.Yine türkü dizelerine yansıyan “iki kapılı bir handa gidiyoruz gündüz gece” sözleri hanların geçmişte sosyal yaşama olan etkisini ortaya koymaktadır.

Bölgemizde şehirler arası ulaşımda konaklama yeri olan ünlü hanlar;Çay Hanı, Horozlu Han, Zazadin Hanı, Sultan Hanı, Ağzı Karahan, Tepesidelik Han, Alay Hanı ve Saruhan’dır.

Nevşehir şehir merkezinde tarihe tanıklık eden 1912 Salnamesine göre; Nevşehir’de 12 adet han bulunmaktadır( İlhan Şahin)

Bunların bazılarını kısaca incelemek gerekirse;

Çifte Han : Damat İbrahim Paşa Külliyesinin yapılması için köylülerden satın alınan arsasının yanında , O zaman Muşkara Köyü dışında kalan bir handır(İlknur Aktuğ).

Pamukçu Hanı : Pamukçuların Han diye halk dilinde yaygın olarak bilinen hanlardan birisidir. Bugünkü Fişekçi sokağın köşesinde faaliyetini sürdürmüştür. Genelde pazara gelen köylülerin kaldığı han olarak bilinmektedir.

Ali Bey’in Hanı :Bugünkü Ali Bey Camii’nin yakınlarında Meteris’te kurulmuştur. Günümüzde arazisi araba par yeri çevresi dükkan olarak kullanılmaktadır.

Kavaklı Han: Bekdik Mahallesinde Aşağı Bekdik Camisi’nin alt taraflarında bulunan bir han idi. Bahçesinde yer alan kavak ağaçları sebebiyle bu adı aldığı sanılmaktadır.

Burunsuzun Han :Bugünküşehir merkezinde İş Bankasının olduğu yerde hanmış. Güzel bir han olduğu söylenir.

Hocanın Hanı : Ada mahallesindeki Bekir Efendi Camisi’nden, Belediye Caddesine çıkan yol üzerinde eski hastane karşısındaki han.

Beylik Hanı: Kurşunlu Camii altında Göreme Oteli civarında bir süre kullanılan han.

Zühtü Ağanın Hanı : Şehir merkezinde bugünkü Vakıflar Bankasının şubesinin olduğu yerde hizmet veren bir handır.

Motorlu araçlar çıkmadan önce yöremiz insanları at arabaları, develer ve eşekler ile nakliye yapmaktaydı. Tüm bu ticaretle uğraşanlar, yolcular ve garibanlar bu hanlarda kalırdı. Hanlar, bir nevi kimsesiz insanların kimi ve mekânlarıydı. Edebiyatımızda bile hanların ayrı bir yeri vardı.

Hancı şarkısı

Gurbetten gelmişim yorgunum hancı
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
Sana her şeyimi anlatacağım
Otur baş ucuma sor yavaş yavaş

Garibim her taraf bana yabancı
Dertliyim çekinme doldur be hancı
İlk önce kımıldar hafif bir sancı
Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş

Bende bir resmi var yarısı yırtık
Yıllardır evimin kapısı örtük
Garip bir de sarhoş oldumu artık
Bütün sırlarını ver yavaş yavaş

İşte hancı ben her zaman böyleyim
Öteyi ne sen sor ne ben söyleyim
Kaldır artık boş kadehi neyleyim
Şu bizim hesabı gör yavaş yavaş.

Konya, Aksaray üzerinden Kayseri’ye gider yollar üzerine yapılan hanlar uzun süre yolculara hizmet sunmuş ve gelişen teknoloji karşısında yerini otellere bırakarak tarihin tozlu yaprakları arasında yerlerini almışlardır.

Yararlanılan Kaynaklar:

Bahadır Dedeoğlu ; 30 Mart 2018 /FİBHABER

Cengiz Bektaş, Selçuklu Kervansarayları, Yapı-Endüstri Merkezi Yay., İstanbul 1999, s. 38.

İlhan Şahin ; TDV İslam Ansiklopedisi

İlknur Aktuğ Kolay ; TDV İslam Ansiklopedisi