Avanos Anadolu Gençlik'in gündeme getirdiği Reşit HAYLAMAZ'ın  "Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz" adlı kitab ile ilgili  Diyanet işleri başkanlığından  açıklama geldi

Avanos Anadolu Gençlik'ten yapılan açıklamada;

 

Şimdi biz susuyoruz diyanetin tartışmalı kitap hakkında ki yazısını Başta Nevşehir  olmak üzere tüm kamuoyuna sunuyoruz.

 

Özellikle hamaset ve kuru tarafgirlik bağlamında kitabı ısrarla savunarak dağıtan sözde din kültürü hocalarına ve az çok mürekkep yalamış diğer zümrelere, alın size Diyanetin kitap hakkındaki çarpıcı ifadeleri,

 

Anadolu gençlik olarak en baştan beri takındığımız doğru tavrımızı aynen devam ettirmekle beraber kamuoyuna bir kez daha şu isteğimizi yineliyoruz;

 

BU KİTABIN TOPLATILIP YERİNE SAĞLAM BİR KAYNAK ESER DAĞITILMALI BU YANLIŞ DÜZELTİLMELİDİR.

 

BAŞTA İL MÜFTÜLÜĞÜ VE İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ, NEVŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI, AKP, CHP VE MHP İL BAŞKANLIKLARI VE DİĞER RESMİ KURUM VE KURULUŞLAR BAŞTA OLMAK ÜZERE BU KİTABIN DAĞITIMINA DESTEK VEREN HERKESİN Nevşehir halkından DERHAL ÖZÜR DİLEMERİNİ BEKLİYORUZ

 

Kamuoyu önünde yapılan bir yanlışlık ancak aynı yolla düzeltilir kuralını da hatırlatmak isteriz

 

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Nevşehir İl Müftülüğüne göndermiş olduğu O Yazı

 

 

"Nevşehir Müftülüğünün de katıldığı "Nevşehir O'nu (s.a.v) Okuyor" isimli kampanya kapsamında öğrenci ve vatandaşlara okutulması hedeflenen Reşit HAYLAMAZ isimli yazarın "Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz" adlı kitabının 252. sayfasında şu ifadeler yer almaktadır:

"Ancak O'nun hedefi, öncelikle bütün insanları rahmet ve şefkatle kucaklayıp, ümmeti arasında da kelime-i tevhidin ikinci yarısını söylemekten kaçınarak kendisini kabul etmese bile La ilahe illallah diyen herkesi buraya getirmekti. Çünkü O, 'Kim La ilahe illallah derse cennete girer' buyuracaktı."

Hz. Peygamber'e imanın, Müslüman olmanın zorunlu bir unsuru olmadığı intibaını uyandıran bu ifadeler, bir bütün olarak peygamberlik kurumunu, özel olarak Hz. Peygamber (s.a.v)'in risaletini inanç sistemi dışına itmiş algısı oluşturmaktadır. Zira;

1. Kur'an'ı Kerim pek çok ayet-i Kerime'de Hz. Peygamber''e imanı açıkça emretmiştir:

"Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur" (Nisa-136).

2. Yazarın zikrettiği ve kaynaklarda yer alan "Kim La ilahe illallah derse cennete girer" (Tirmizi, İman, 17; İbn Hanbel, Müsned, XXXII, 465) hadisindeki Tevhid ifadesi sınırlayıcı bir şekilde anlaşılmamalıdır. Zira bu rivayetin farklı ve pek çok tarihinde Hz. Peygamber'e iman açıkça bir şart olarak zikredilmiştir. Buhari'de yer alan "Kalben tasdik ederek Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed (s.a.v)'in O'nun elçisi olduğuna şehadet eden kimseye Allah cehennemi haram kılmıştır" (Buhari, Camî', I, 37; Tirmizi, Sünen, IV, 320) rivayeti bu hadislerden sadece biridir.

Nitekim böylesi temel bir meselede ayetleri görmezden gelerek ve hadisleri parçacı bir anlayışla değerlendirmek yanlış bir yaklaşımdır.

3. Yazarın zikrettiği tarikte, kelime-i tevhidin sadece ilk kısmının yer alması, âlimler tarafından "Esasında kelime-i tevhidin ilk kısmı (La ilahe illallah) sonraki kısmını da (Muhammedün Resulullah) kapsayan nitelikte bir şiar olduğundan, bazı rivayetlerde birinci kısımla yetinilmiştir (İbn Hacer, Fethu'lbari, I, 194)" şeklinde yorumlanmaktadır.

4. Öte yandan Hz. Peygamber (s.a.v)'in mezkûr hadisini delil olarak kabul etmek, zorunlu olarak O'nun Peygamberliğini de kabul etmeyi gerektirir.

Sonuç olarak, yukarıda geçenlere benzer şekilde, hadisleri bağlamından koparıp ilgili ayet ve hadisleri dikkate almaksızın yanlış algılar oluşturacak şekilde yorumlamak dini hassasiyetle bağdaşmamaktadır."