Anahtar Parti Nevşehir İl Başkanı Umut Ergül, kamuoyunu derinden etkileyen son gelişmeler üzerine, milletin sesi olma sorumluluğuyla şu açıklamayı yapma gereği duymuştur:

Bugün bizlere "Terörsüz Türkiye" adıyla sunulan yeni bir açılım sürecinden söz ediliyor. Peki soralım: Milletçe bu acıyı çekerken, şehitlerimizi toprağa verirken, 1999’dan bu yana bu meseleyi çözme yetkisine sahip olanlar neden bir adım atmadı? Ve şimdi, ne oldu da birdenbire bu çözüm kaçınılmaz hale geldi?
Milletimiz bilmek istemektedir: Sizi bu çözüme kim, neyin karşılığında mahkûm etti?

Milletin Onuru Kirli Kaynaklara Teslim Edilemez

Ekonomik olarak zor zamanlardan geçiyor olabiliriz. Ancak sormadan edemeyiz: Bu milletin onuru, terörün finanse edildiği kirli parayla mı korunacak? Narkotik ağlardan gelen paraya, bu aziz milletin ve devletin gerçekten ihtiyacı var mı?

Milletin İradesi, Barışın Teminatı Olmalıdır

Bugün hep birlikte yeniden düşünmek zorundayız: Bu milletin iradesi, şehitlerimizin emaneti kadar kıymetli değil midir? "Barış" adına yürütülen bu süreçte, milletin söz hakkı yok mu?

Biz Anahtar Parti olarak diyoruz ki: Milletimiz adına atılan adımlar, ancak milletin iradesiyle meşruiyet kazanır.

O nedenle çağrımız açıktır: Referandum yapılmalıdır.

Sessizlik Onay Değildir, Sessiz Çığlıktır

Sükûtun rıza olmadığını biliyoruz. Milletimiz sessiz olabilir ama bu sessizlik, yapılan her şeyi kabul ettiği anlamına gelmez. Sadece içimize attığımız acının, öfkeye değil sabra dönüştüğünü gösterir.

Anahtar Parti olarak sürece dair en büyük endişemiz, hükümetin siyasi sicilidir. Dün sert şekilde karşı çıktıkları ne varsa, bugün aynılarını savunarak milletin karşısına çıkıyorlar. Bu yüzden soruyoruz: Bu değişimin sebebi nedir? Kim sizi neyin karşılığında bu çözüme mahkûm etti?

Barış, ancak milletin rızasıyla olur. Ama bugün barış denilen süreç, şehitlerin aziz hatırası görmezden gelinerek, milletin iradesi sorulmadan yürütülüyor. Biz diyoruz ki: PKK’dan esirgemediğiniz tebessümü, bu ülkenin evlatları için endişelenenlere de gösterin.

Milletin ferasetiyle dalga geçer gibi “müjdeli haber” açıklıyorsunuz. Hangi müjde bu? Dağlarda Kürt çocuklarını bile öldürmüş bir örgütün, sözde barış metinlerini kongreyle duyurması mı? Şehit analarına verilen bir akşam yemeğiyle toplumsal rıza oluşturamazsınız.

Barışın Yolu Rıza, Adalet ve Şeffaflıktan Geçer

Barışa itiraz etmiyoruz. Ama barışın; adaletsizlik, gizlilik ve çifte standartla değil; açıklık, meşruiyet ve milletin rızasıyla inşa edilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.
Kürt kardeşlerimizle aramıza fitne sokanlara karşı da netiz: Onları ne Netanyahu’ ya ne de azgın millet düşmanlarına yem etmeyeceğiz. Biz, PKK'yı düşman; Kürtleri kardeş bilen bir davanın sahibiyiz. Birbirimize düşman değil, birbirimize emanetiz.

Başkanlık Seçiminde Tersini Söyleyerek Seçim Kazananlar, Bugünün Hesabını Vermelidir

İl Başkanı ERGÜL ve son olarak, hükümete sesleniyoruz: Biz bir kutuplaşmanın değil, bir vicdan çağrısının tarafıyız. Geçmişin sözüyle seçilip bugünün icraatıyla yol almak, meşruiyet tartışmasını beraberinde getirir. Siz son seçimde tam tersini iddia ederek muhaliflerinizi susturdunuz ve seçimi kazandınız. Şimdi bu vekalet boşa düşmüştür. İşte bu yüzden referandum kaçınılmazdır.