Dr Seyfi ŞAHİN

Şurası bir gerçek ki,

İki asırdır, dünyaya mutlak hakim olan Batı Hukuku,

İnsanlığa, hak, adalet, iyilik, doğruluk,  güzellik getirememiş,

İnsanları, hayvanları, bitkileri, tabiatı ve çevreyi 

Tamamen tahrip etmiştir.

Atmosferi bile kirleten bu hukukun temeli,

Menfaat, ben (ego) düşüncesidir.

Savaşlar, toplu katliamlar, imha silahları

Tehditler, faizler, kumarlar, gasplar, zinalar,

Bu dünya görüşünün  ana unsurlarıdır.

Hiçbir kişiye, aileye, topluma, devlete insanlığa

Mutluluk getirememiş, insanoğlunu bedbaht etmiştir.

Hayatı düzenleyen binlerce kanun çıkarmış,

Yine de sonuç alamamış, en son, dünya savaşları ile sonuçlanmıştır.

                ***

Daha  önce de yazdığım gibi,

Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını öne sürmüşse de,

Hangi  hukuk? Hangi Hak?  Belli değil, ölçü yoktur.

Tabii ki uygulama da başarısızdır.

Sonra demokrasi ölçüsü getirilmiş,

Halkın idaresi denmiş…

Ama onda da yalancı çıkmıştır.

Çünkü demokrasi;  ayrılıklar, fitneler  ve  çatışmalar sistemidir.

Hiçbir ülkede demokrasi yoktur.

Belli azınlıklar iktidar olmuştur.

Sonuç olarak dünyada  Yahudi hakimiyeti teşekkül etmiştir.

Bütün insanlığı emekleri birkaç Yahudi ailenin cebine gitmiştir.

                ***

İSLAM HUKUKU

İslam, Allah tarafından,

Kuran, esas olmak üzere,

Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa (sav),

Örnek  olarak gönderilmiş,

Onun sünnetlerini uygulayanlara,

Dünyada ve ahrette saadet (mutluluk) vaat etmiştir.

Peygamberimizi rehber edinen diğer liderler,

Tatbikatta başarılı olmuşlardır.

Peygamberimiz ve onun eğittiği, sahabeler,

Hicretten sonra 30-40 yılda dünyaya hakim olmuşlardır.

İlimde, teknikte, siyasette, askeriyede hep başarılı olmuşlardır.

İspanyadan (Endülüs) Çin Seddi’ne,

Endonezya dan Sibirya’ya, Hindistan’dan  Afrika ortalarına kadar büyümüşlerdir.

Sonra Abbasiler döneminde fitne fesat başlamış,

Fütuhatlar durmuş, Müslümanlar kendi iç mücadelesi ile uğraşmıştır.

Mezhep imamları  ve Ehli Sünnet alimleri,

Muhaddisler, müfessirler yeniden Peygamber yolunu izah ederek,

Sultan Tuğrul ve Selçuk oğulları da bunu,

Askeri disiplin ve Nizamiye medreseleri ile destekleyip,

Yeni fütuhatlar, yeni teknolojiler, yeni ilimler, yeni silahlarla,

Tekrar  2. Yükselme dönemini başlatmışlardır.

Sonra  Cengiz ve Moğol istilası başlamış,

Onların da yok olması ile,                                                  

Osman oğulları tekrar 3. Yükselme dönemini başlatmışlardır.

Peki bu yükselme döneminde,

İslam hukuku hangi temel esaslarla bu başarıyı sağlamıştır?

İslam hukukunda  kişi hakkı ki, buna Kul hakkı denir.

Kulun hakkı esas alınmış, onun canı malı, ırzı ve mülkiyeti korunmuştur.

Onun canına malına zarar vermek, onu üzmek yasaklanmıştır.

İkincisi,  toplum hakkı gözetilmiş,

Önce aile, sonra komşu, sonra akraba, sonra millet ve devlet

Daha sonra da din kardeşinin  hakları yüce kılınmış,

Gayri Müslimlerin hakları da özellikle korunmuştur.

Devlet İslam’ın yasaklarına, emirlerine ve mubahlarına,

Kati emir olarak uymuştur.

Hakanlar, nefsine değil, İslam hukukuna  bağlı kalmış,

Bunu Şeyh-ül İslam’la  denetlemiştir.

Hiçbir padişah kendi kendine karar vermemiş,

Daima fetva almıştır. Fermanı ona göre yayınlamıştır. (devam edecek).

09.06.2020, Kayseri.