BENDE KALANLAR :

Dr TEVFİK ORAL’IN ANI KİTABI

Boş bir yolda yürüyen yaşlı bir adam

Akşamın karanlık soğuğunda

Geniş, derin kocaman bir uçurum ile karşılaştı

Alaca karanlıkta aştı uçurumu

Ve o kasvetli akıntıdan korkmadı

Ama öbür yakada güvenliği bulunca

Döndü ve .bir köprü kurdu kabaran suları aşmak için.

“İhtiyar” dedi ona eşlik eden cüce

“Burada yaptığın işle gücünü boş yere tükettin.

yolculuğun bugün sona erecek

Ve bu yoldan bir daha hiç geçmeyeceksin.

Sen zaten o derin ve geniş uçurumu aştın.

Neden akşamın kabaran sularına karşı köprü kurarsın ? “

Adam yaşlı, ağarmış başını kaldırdı

Dedi ki:

“ Dostum geçtiğim yola,

Bugün ardımdan bir genç yürüdü,

Ayakları onu da buraya getirecek,

Ve benim için bir hiç olan bu uçurum,

Belki o sarışın gence tuzak olacak.

O da alaca karanlıkta geçecek buradan.

Dostum, bu köprüyü onun için kurdum. (*)

Niğde İli’nin Ulukışla İlçesi’nin  Eminlik Köyünde 1942’de doğdu Tevfik Oral. 1968’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ni bitirdi. Öğretmenlik yaptı, ÖSYM’de uzun süre çalıştı . Coğrafyacı ve doktoralı eğitbilimci olarak 1996 yılında emekliye ayrıldı. Ankara’da yaşıyor.

Dr Tevfik Oral, köyünde ilkokulu , Ulukışla’da Ortaokulu, Liseyi Niğde’de okumuştu. Acı tatlı anılarını  “Köy Romanı Tadında Bir Anı Belgesel” adıyla kitaplaştırdı (**)  Onun yaşamında en etkili olay şu: 1966 yılının 26 Aralık günü  Ulukışla’nın Gedeli köyünden iki ortaokul öğrencisi donarak ölüyor.  Çocuklar hafta sonunda evlerine dönerken tipiye yakalanmışlardır. Onlar, Tevfik Oral’ın Fransızca derslerine yardım ettiği çocuklardır. Bu acı olay daha DTCF öğrencisi olan Tevfik’i derinden etkiler. Köyüne bir ortaokul yaptırmak içi çalışmağa başlar. Zor bir iştir bu. Daha birçok ilçe merkezinde, beldelerde bile ortaokul yoktur. Ulukışla Kaymakamlığı, Niğde Valiliği…Yazışmalar…Sonunda, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi üstleniyor okulun yapımını. O yaz dinlencesinde Tevfik, “M’oralim” dediği, epeydir nişanlı olduğu Bahçeli beldesinden öğretmen Melahat Hanım ile düğün yapıyor.  Ve 200 haneli Eminlik Köyünde bir ilki gerçekleştirmenin sevinci yaşanıyor. İki çocuğun tipide ölmesi, olayları harekete geçiren tetik rolü oynamış; ortaokul bu acı olay üzerine gerçekleştirilmiştir. Beş yılı yeterli bulan köylü, eğitim için artık bahane bulamayacaktır. Çocuklar kendi köylerinde 3 yıl daha okuyup liselere gidebileceklerdir. Yalnız Eminlik’ten değil, çevre köylerden de birçok çocuğun kurtuluşu olur bu ortaokul. Dağların arasında yitip gitmekten kurtulurlar.

234 sayfalık kitap, gerçekten de bir köy romanı tadında. Belgesel değerini arttıran da plan ve fotograflar. Dr Tevfik Oral diyor ki: Yazar filan değilim. Yazar olmak gibi bir amacım da olmadı. İstedim ki yaşantılarımın “genel” olan kısmı bende kalmasın. Saygılarımla. Hoş kalın.”

Sevgili kadim dostum. 1964’ün bir  Aralık gününden bu yana tanıdığım Tevfik, bu denli alçakgönüllü  olma lutfen ! Kaleme aldığın, dökümünü yaptığın anılarının her bir sözünde, her bir tümcesinde  ekin, yazın değeri var.

Yazımızı onun bir duyurusuyla sonlayalım : “ Türkiye’nin neresinde olursanız olun… Girin zaman tüneline, çevirin zamanı geriye. Çok uzağa gitmeğe gerek yok. Kırklı yıllara indiğinizde çevrenizde göreceğiniz manzara buradakinden çok farklı olmayacaktır.”

Derin bir sezgiyle, üstün bir bellek gücüyle bu kitap ortaya çıkmış. Peki, sonra! Coğrafyacı ve eğitbilimci kimliğiyle Tevfik Oral’ın bu eserini kimler değerlendirmeli? Elbette, öğretmen adayları. Öyleyse, eğitim fakültelerine, rehber öğretmenlere çok iş düşüyor. Kuramsal kitaplar yanında, bu tür anı kitaplarının yeri önemli ve apayrı.

Bizde “otobiyografik eser” kıtlığı vardır. Emekliye ayrılmış bir memur “tükenmiştir”. Erinir, üşenir yazmağa. Oysa vakti de vardır artık. Belki, yazdıklarının önemsenmeyeceği endişesini taşır. Belki, eleştirdiği bazı kişilerin kızabileceğini, düşmanlıkların doğabileceğini…Oysa, yazmak gerekir.Deneyimler önemlidir; herkes yararlanabilir.

Tevfik Oral yaşam öyküsünü yazmasaydı, biz nerden bilecektik Eminlik köyünü, oradaki ilkokulda görev yapan öğretmenleri, kısa süreli hafızlık kursunu, Ulukışla ortaokulunu, bir köy çocuğunun yaşadığı sıkıntıları, Bölgenin en iyi eğitim kurumu olan  Niğde Lisesini, iz bırakmış öğretmenleri…Örneğin, güzeller güzeli Fransızca öğretmeni Yüksel Hanım , iz bırakan Tarih öğretmeni Ahmet Akif Tütenk, müdürlüğü öğrenci dövmek olarak bilmiş bir yönetici…1960’ların ortalarında Ankara Üniversitesi, bizim de bir yazımızda anlattığımız Niğde Yurdu’nun kendine özgü atmosferi, yaz dinlencelerinde dönülen köyde kırsal yaşam, tarla, bağ, bahçe işleri, elma yetiştirme, hasat… Nişanlılık, evlilik, iki çocuğun tipide ölmesi, ortaokul yaptırmak için bitmez gibi görünen girişimler, fakültenin bitmesi, öğretmenliğe önce ilkokulda, sonra ortaokul ve lisede  ilk adımlar, askerlik görevi, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’ndeki göreve geçiş, öğrencilikteki gibi yine Ankara’da yaşama başlayış yeniden…Çocukların doğumu, ad bulma, bildirme, özlemler…

Aziz kardeşim Dr Tevfik Oral’a bin şükran, bin selam…

Yaşadıklarını iyi ki, yazıya dökmüş de , bize armağan etmiş kitabını…Ne mutlu !

………………………………………………….

 * Will Allen Dromgoole

** Bende Kalanlar. Köy Romanı Tadında Bir Anı Belgesel. 2006.

     Meteksan   A.Ş: 234 sayfa. Ankara