BİR SADAKAT YOLCULUĞU ; EVLİLİK
       Evlilik, yaşanan hayatın  en kıymetli ve en  önem verilmesi gereken  kurumlarından  birisidir. Ailenin ,milletin , devletin özünü oluşturan evliliktir. Hayat denen maratonun startının verildiği yer olan evlilik , ben’den biz’e giden  hayatın ilk basamağıdır . Brusus’’ insan hayatının en önemli olayı iyi bir eş seçimidir ‘’ der.
    Evlilik bazen aile baskısıyla  ve zorla, kimi zaman görmeden ,kimi zamanda isteyerek yana yakıla gerçekleşebilir. Her insanı  evliliğe yönelten nedenler vardır.Maddi güce erişmek , içindeki çocuk özlemini gidermek , yalnızlığa dur demek  için  yapılan evlilikler gibi sanal alemin vitrinlerine kapılarak yapılan  evlilikler de deprem sonrası hasarlı binalara girmekten daha riskli seçimlerdir.
     Evlilik ilk olarak Adem ile Havva’nın arasında yapılan ve bugüne kadar gelen anlaşmaların en güzelidir. Evlilik dünya hayatının daha bir anlam kazanmasıdır. Bu yüzden evlenenlere ‘’dünya evine girdi ‘’ de denilir. Evlilik kadının erkeğe emanet edilmesidir. Emin sıfatı taşıyan bir önderin takipçileri olduklarını söyleyenler, evliğin bu yönünü gözden kaçırmamaları gerekir. A.Hamdi Tanpınar da evlilik için ‘’ebedi Şifa ‘’ tabirini kullanır. Teknolojinin hayatımıza girmesiyle beraber evlilik kurumu da bundan nasibini almış durumdadır. İnsanların  kredi kartıyla online alışveriş yapar gibi evliliğe koştuğu bu zamanda bakiyeniz yetersiz ise red ! cevabı gelmesi pek gecikmiyor. Ekranlarda iş arayanlardan çok eş arayanların boy göstermesi,evlilik konusunda bilinçsizliği ve  doyurulmamış bir açlığı gösteriyor.
   Melih Cevdet’e sormuşlar  evlilik nedir diye. Eskiden demiş kız tarafının ve oğlan tarafının aileleri bir araya gelir yeni çiftin kuracağı yuva için hazırlık yapar, EV dizerlerdi.Tabi o zaman EVler bahçe içinde  müstakil EVlerdi.O yüzden buna EVLENmek denirdi.Şimdi ise EVLİler yeni apartman dairelerinde yeni KATlarda oturuyorlar. Bu yüzden artık EVlilik  KATLANmaktır demiştir. Senai Demirci  evliliği güzel bir örnekle anlatır.’’..Evliliği bir çorba pişirmeye benzetebilirisiniz. Evliliğe elinizde boş bir kase ile başlarsınız. Elinizdeki boş kase evlilik niyetinin en başında bulduğunuz aşk ve güven, sevgi ve saygıdır.Bu kase elde olduktan sonra kaseye dolduracağınız çorbanın tuzunu, suyunu,acısını, kıvamını, baharatını birlikte belirlersiniz. Bu çorbanın tadını birlikte oluşturup, kıvamını birlikte bulursunuz…Olmadı kaseyi boşaltıp yeniden başlayın ama asla kaseyi elinizden düşürüp kırmayın…’’(1)
      Evlenen kişi,bir bakıma deniz satın alan bir adama benzer. Ne aldığı belli değildir: Fırtına mı, canavar mı, inci mi, kaya mı ? Bu bakımdan evlilik sadece aşk değildir, sorunlara da hazır olmak gerekir. hayatın kendisi dahi sorunsuz ve toz pembe değilken , hayatın en önemli parçası olan evliliklerin nasıl toz pembe olmasını bekleye birlisiniz ki .Evlilik bazen da aşkın ,belediye tarafından mühürlenmiş halidir. Samimi bir sevgi ile örülen bir kalp düğümüdür evlilik. Bu  düğümü her gün yeni ilmekler atarak sağlamlaştırmak gereklidir. Evlilik sadecekendi hayatınla ilgili kararlar almak değil hayatınızla ilgili kararlar almaktır. Eşler birbirlerinin eksiklerini tamamladıklarında, tek başlarına olabileceklerinden daha büyük ve güçlü hale gelirler . Bu da kalp düğümünü gittikçe sıklaştırır.
     Evlilik yalnızlık korkusuyla atılmış bir adım olmamalıdır.Adım atarken bazı ilkelere dikkat etmeniz gerekir.Kültürümüzde söylenen bir deyim vardır; ‘’Huyu huyuna suyu  suyuna.Eşler birbirinin tıpkısı olmasa da aynası olabilmelidir. Farklılıklar da olsa uyum içinde birlikte yaşayabilmek huzura yelken açmaktır. Evlilikte uyum  ve denge çok  önemlidir. Bu denge ve uyum her iki çift içinde huzur veren güçtür. Ruhların dans etmediği, aynı gökkuşağı altında yaşayıp ta farklı atmosferi teneffüs eden eşlerin  yaptığı evliliklerin sonu hüsran olabilmektedir.
’’  Eski  Roma'nın  ünlü  generallerinden  birinin  eşi  dünya  güzeli,  kültürü , neşesi, ev sahibeliği, üslubuyla benzeri güç bulunur, bir şahane kadıdır . Boşanacakları haberi çıkar, tüm Roma bu haberle çalkalanır. Yakın arkadaşları bir yolunu bulur, cesaretle konuyu açarlar:
— Eşin  Roma'nın  en  güzel,  en  beğenilen,  gıpta  edilen kadını diyerek  dakikalarca överler. Sonra da sözü asıl soruya getirirler:’’Nasıl olur da ondan ayrılmayı düşünebilirsin?
Yan yatık durumdaki general bacağını öne doğru uzatır, öne hafifçe doğrulur:
— Çizmemi beğendiniz mi? Önce onu söyleyin bana!!.Arkadaşları :’’ Çok güzel!’’ der.
— Evet.. Tay derisinden yapılmıştır. Sicilya'nın en marifetli çizmecisi tarafından, kendi eliyle, benim için özel yapılmıştır. Bir benzerini daha Roma'da bulamazsınız!!.Şaşıran arkadaşları:’’ Belli, benzersiz derken de çok haklısınız. Ancak bunun, bizim sorumuzla ne ilgisi var?’’ General, arkadaşlarının merakını iki sözcükle giderir:’’ Ayağımı sıkıyor !’’(2)
      Evliliklerde sürekli huzur için, aradığınız niteliklerde bir insan bulma gayretinden önce aranılan niteliklere sahip bir insan olmayı gaye edinmelisiniz. Hayata iki yarım değil bir bütün olarak devam etmek isteyenler  sözlerin efendisinin ‘’ ..sizden kim evlenmeye güç yetirirse evlensin ..’’ öğüdünü tutmalı ve  bu öğüdün gereklerini yerine getirmelidir.
1-     Ve Aşk Evliliğin Ellerinden Tuttu, Senai DEMİRCİ
2-     Hayata Dair Hikayeler Ve Özlü Sözler. Hilal ÜNAL