CAHİL CESUR OLURMUŞ

Eskiden denirdi ki : Yerde kalem bulmuş; kendini muharrir zannediyor.

Gezi yazanlar için de ifade şöyleydi :

Payitahttan çıkıp İzmit’e kadar gitmiş; seyahatname kaleme almış…

Günümüzde durum nedir?

Her şey çok kolay sanılıyor; basit , kısa yoldan sonuç alınır sanılıyor.

Tek kanallı, siyah beyaz televizyon yayıncılığında en çok izlenen dizi 4.Murat olmuştu. Turan Oflazoğlu’nun yazdığı ve Cihan Ünal’ın başrolünde oynadığı dizi yayınlandığı günlerde, saatlerde Türkiye’de hayat dururdu.

‘’ Bugün konuk gelmese de, 4.Murat’ı tadına vara vara seyretsek ! ‘’

‘’ Taksiye müşteri çıkmasa da eve gidip 4. Murat’ı izlesem. ‘’

‘’ Ödev yapmam gerek ama, öğretmene söyleyeceğim; 4.Murat’ı seyretmem gerek.’’

‘’ O saatte otobüs yolculuğum vardı, bir gün erteledim film yüzünden.’’

……………………

Bir makale yazmak için 1000 makale okumak gerek.

Yetmez; ciddi gazetelerin köşe yazılarını okuyup notlar alacaksın.

Yine yetmez; bir ayağın kütüphanelerde olacak, kitaplar tarayacaksın, notlar alacaksın.

Hele kitap yazmak istiyorsan, bunlara 10 bin kitap da eklemelisin.

……………………

Tarihi roman yazmış. Yayımlatmak istiyor. Çok emek vermiş.Bana getirdi dosyayı, incelememi istedi.

‘’ Mustafa Kemal Bey, Sofya’da ataşemiliter idi. Müttefiklerin büyük bir donanma ile Boğazlardan geçip Rus Çarlığı’nı kurtarmak üzere harekete geçtiğini öğrendi.’’

Doğru. Sonra !

‘’ Sofya’dan geldi. Dahiliye Nezareti’ne gitti.’’

Sivil değil ki Mustafa Kemal Bey; zabit. Harbiye Nezareti’ne gitmesi gerekmez mi?

Almış eline kalemi, yazmış.

‘’ Boğaz’da bir görev istedi. Gelibolu’ya kaymakam olarak tayin edildi.’’

Mülkiyeli sanki. Kaymakamlık bir zabit rütbesi. Binbaşı ile yarbay arasında.

Bunu bilmiyor, öğrenmemiş.

Tarihi eser vermek kolay sanıyor.

……………….

Bir yüksek lisans tezi. Yaptığı çalışma kabul edilirse bilim uzmanı olacak.Havalı bir unvan. Sonra tez konusunu alıp doktora çalışmasını yapacak.

Adana şimalinde İstiklal Harbi’nde Türk-Ermeni Savaşları…Tezin adı bu.

Hacin Kuvayı Milliye kumandanı Saim Bey çarpışmalarda vuruluyor.

‘’ Hastane’ye kaldırıldı. ‘’.

Burada hastane, bildiğimiz sağaltım yeri, iyileştirme durağı değil; bir köyün adı. Üşenmeyip ayrıntılı bir harita bulsa, köyün adını görecek. Bakmıyor, öyle olunca da ifade yanlış kalıyor.

Rütbeler, askeri unvanlar…Günümüze göre değişik.

Miralay Nihat Paşa…Paşa olabilmesi için Mirliva olması gerekir.

Tufanbeyli ilçesine adı verilen kumandan kimdir, araştırma gereği duymamış.

Çalışmada boşluklar doğmuş; inandırıcı olmaktan çıkmış.

‘’ Hacin’de Alman Protestan Koleji vardı; Ermeni çocukları orada besleniyor, eğitiliyor, alt kattaki geniş depoda silah talimi yaptırılıyordu.’’

Yanlış ifade. Alman değil Amerikan okulu vardı o beldede.

………………………….

Bir roman taslağı…Bozkırda Küçük Asya Yunan Ordusunun   Saldırısı…

Okudukça gözümün önünde Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun harika romanı Yaban canlandı. 1o gün sonra yazar yanıma geldi. Sordum. Aldığım yanıtlar beni şaşırttı.

‘’ Sakarya Savaşı diyoruz da, Nutuk’ta Gazi Kemal Paşa nasıl adlandırıyordu ? ‘’

‘’ Bilmiyorum. Bunun pek de önemi yok.’’

‘’ Bak, dinle ve öğren. Not al. Sakarya Melhame-i Kübrası.’’

‘’ Zormuş telaffuzu.’’

‘’ Nerede oldu bu büyük dönemeç, bu korkunç savaş ? ‘’

‘’ Eskişehir düştü. Daha doğuda. ‘’

‘’ Doğru ama eksik…Romanında hiç yer adı yok. Sanki Konya bozkırında imiş zanneder okuyan. Bunu da öğren : Polatlı- Haymana Meydan Muharebesi olarak da geçer İstiklal Harbi tarihinde.’’

Bilmiyormuş.

Pek de önemli değilmiş.

Eserine (!) güveniyormuş.  Kitaplaşırsa bu dosya , bir ay içinde 2, 3 kez basılabilirmiş.

Büyük yayınevlerinden birine bizzat götürüp teslim edecekmiş.

Kolay gelsin ‘

……………………….

‘’ TBMM Ordularının İlk Zaferleri!!

Bu bir tarih bölümü araştırmanının yüksek lisans tezinin adıdır.

Bu konuda sayısız çalışma yapılmış, ürün ortaya çıkmıştır.

Olsun. Benim çocuğum bina okur; döner döner yine okur.

Genç arkadaş tez dosyasını bana getirdi.

Okudum. Toplam 20 daktilo sayfası. Haritası olmalıydı; yok. Bibliyografya eksik. Kendini tarihçi gösteren alaylıların kitaplarından alıntı yapmış; önsözde adlarını vererek onlara tek tek teşekkür ediyor, minnettarlığını bildiriyor.

Demiş ki bir yerde : ‘’ Milli Mücadele muvaffakiyetle neticelendikten ve cumhuriyetin ilanından sonra  başvekil olan İsmet Paşa, 1934’te soyadı kanunu çıkıca, bu kasabaya adı verildi.’’

İnsan bir araştırır, okur, inceler…İnönü kasabasına İsmet Paşa’nın adı verilmedi. Gazi Kemal Atatürk tarafından ,  iki savaşın muzaffer kumandanı Miralay İsmet Bey’e  o beldenin, İnönü’nün adı verildi.’’

……………………….

Cahil cesur olurmuş…