Muhakkak bir eylül ayıdır Nevşehir’e ilk gelişiniz. Telaşlısınızdır. Mutlusunuzdur da büyük bir olasılıkla. Emeğinizin karşılığını almış ve bu üniversiteyi kazanmışsınızdır.

 

Aklınızdan yığınla soru geçer bu şehre dair. Alışabilecek miyim? İnsanları nasıldır? Arkadaşlık kurabilecek miyim? Akademisyenler nasıl insanlardır? Burada ne yenir ne içilir? Dahası burada yaşayabilecek miyim?

 

Bu sorularla bu şehre otobüsten inmiş biri olarak kendi yaşadıklarımı ve duygularımı paylaşmak istedim sizinle.

 

Öncelikle şöyle başlayabilirim; buraya alışabilecek miyim sorusu hiç düşünmeye değer bir soru değil. İnsan ilk günler yabancılık çekiyor, huzursuz oluyor elbette ama en fazla bir hafta sürer bu duygunuz. İnsanın hayata dair paylaştığı şeyler olunca birileriyle, oturup da iki çift laf edince havadan sudan, akşam hadi dışarı çıkalım diyecek bir arkadaş edinince kendine, o şehir dünyanın en kötü yeri olsa da yeşeriyor bir anda. Özgürsün çünkü! Kaldıki Bırakın Türkiye den Dünyanın dört bir tarafından insanlar buraya gelmek için bir çok paralar döküyor.Çünkü Tarihi doğal güzellikleri misafirperver insanları ile Kapadokya nın beşiğinde Nevşehir desiniz artık.

 

İlk İstikametiniz, Atatürk Bulvarı…

Nevşehir in işlek olan ve tüm mağaza, butik, cafelerin buluştuğu tek caddesi. Bu caddeye mecburiyet caddesi denildiğini bilmeniz lazım çünkü herkes bilir.

 

Diğer soru işaretlerimizle devam edelim. Nevşehirin insanları nasıl? Aslında ben üç yılımı bitirdim Nevşehir de ve insanlarının öğrenciye yaklaşımları gerçekten çok güzel..

 

Yani öğrenci demek Nevşehir için velinimet demektir esnaf bunun yeni yeni farkında.

Ama bunun bizi çok fazla ilgilendirmesine gerek yok. Bazen sıkıntı oluşturabiliyor elbette. Kendi yerelinde küçük şirin bir kenttir Nevşehir neticede. Siz Nevşehir e geldiğinizde kendi şehrinizden bir şeyler götürüyorsunuz sonuçta ama alışıyorlar artık Nevşehirlilerde. Ben İzmir aracından indiğimde Nevşehir e alışmakta güçlük çekeceğimi düşünmüştüm ama yanılmışım alışıyormuş onu da anladım şimdi.

 

Üniversite hayatı ve kampüs ise; sakin bir hayatı seven, yeşille barışık, insanların mutlu olabileceği bir ortam. Tabi geliştirilmesi gereken bir çok noktası var ama biz dileklerimizi üniversite yönetimine duyurmazsak ve ısrarlı olmazsak bununla yetinmek zorunda kalabiliriz.Zaten mevcut Nevşehir Üniversite Rektörlüğü ve idaresi hızlı bir gelişim ve değişim trendiyle Büyümeye devam ediyor emin adımlarla…

 

Öğretim görevlileri hakkında tabi ki genel bir bilgi veremem. Sadece okuduğum fakülte olan eğitim fakültesi için konuşabilirim ki içlerinde gerçekten çok büyük saygı duyduğum ve kaliteli öğretmenlerimiz mevcut. Büyük oranda sıkıntı yaşamayacağınız ufak tefek sıkıntılarınızı da birlikte aşacağımızı düşündüğüm bir yaşamla karşı karşıyasınız…

 

Nevşehir de öğrenci olmak daha doğrusu bir öğrenci olarak Nevşehirle ilk kez tanışmak, bu yazının üç aşağı beş yukarı özeti niteliğinde. İlk geldiğimide Nevşehirden arkadaşlarımın söylediği yerdeyim “Nevşehir’e bir gelen pişman birde giden…” Gerçi Üniversite bittiğinde Nevşehir den gideceğim için şimdiden çok pişman olacağımı söyliyebilirim ama Açıkcası geldiğime hiç pişman değilim.Bu şirin Doğa harikası Nevşehir’de  öğrenci olmak gerçekten bir ayrıcalık bu ayrıcalığı yaşayanlardan birisi olarak tüm Üniversite hazırlığı yapan  genç kardeşlerimizi kesinlikle Nevşehir Üniversitesi için tercih yapmaya davet ediyorum kesinlikle pişman olmayacaksınız ve kendinizi evinizde hissedeceğiniz unutulmaz o güzel yıllarınızda Nevşehir'den ayrıldığınızda hayata çok dingin bilgili kültürlü ve dolu dolu başlayacaksınız emin olun...

Son olarak Başta Nevşehir Üniversitesinde öğrenci olmanın farklılığını yaratan Rektörümüz Sayın Prof.Dr.Filiz Kılıç a teşekkür etmek istiyorum yine tüm akademisyenlere hocalarımıza çalışanlarına ve öğrenci arkadaşlarımıza güzel başarılı bir dönem diliyorum FİB Haber Merkezine de bana böyle bir şans tanıdığı için ayrıca Nevşehir Üniversitesi öğrencileri adına teşekkür ediyorum.