Türkiye, Çin ile yaptığı ticarette 4 yılda 68 milyar dolar açık verdi. İstanbul’daki zirvede konuyu masaya yatıran TUSKON’un Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral, “İki ülke arasındaki ticaret açığı kanayan bir yara. İlerleyen yıllarda 100 milyar dolara çıkması endişe verici. Açığın kapanması için Çin iş dünyası ile ekonomik işbirliğinin artırılması gerekiyor.” dedi.

Hem yurtdışında hem yurtiçinde işbirliği toplantıları düzenleyerek ihracatta yeni pazar arayışlarında bulunan Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON), son olarak Çin’den gelen 130 iş insanı ile Türkiye’den 300 iş insanını Çin Ticaret ve Yatırım Forumu’nda buluşturdu. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın da katıldığı etkinlikte açış konuşmasını yapan TUSKON Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral, iki ülke arasındaki dış ticaret açığına dikkat çekerek, son 4 yılda Çin’e verilen dış ticaret açığının 68 milyar dolara ulaştığını vurguladı.

    Bu rakamın ilerleyen yıllarda 100 milyar dolara çıkmasının ise endişe verici olduğunu anlatan Meral, “Geçen yıl Çin’e verdiğimiz dış ticaret açığımız 18,4 milyar dolar. Türkiye’nin dış ticaret açığının yaklaşık yüzde 18’i Çin’den kaynaklanıyor. Bu açığın kapanması da mümkün gözükmüyor. Bu açığın aza indirgenmesi ve Başbakan’ımız Sayın Erdoğan’ın 2010 yılında Çin ile ticaretimizde ortaya koyduğu 2015’te 50 milyar dolar, 2020’de ise 100 milyar dolar hedeflerine ulaşılması için ekonomik işbirliği ve yatırım alanlarında çalışmaların artırılıp, somut hale getirilmesi gerekiyor.” dedi. Bu konuda adım atılmasının önemine değinen TUSKON Başkanı, “Son 10 yılda Çin, Türkiye’nin Rusya ve Almanya’dan sonra 24,1 milyar dolarla üçüncü en büyük ticaret ortağı haline geldi. Ancak ekonomik ve ticari ilişkilerdeki sağlıksız, sürdürebilir olmama durumu ne yazık ki halen sürmekte. İki ülke arasındaki ticaret açığı kanayan bir yara. Bu açığın kapatılması Türkiye’deki cari işlemler, istihdam ve katma değer açısından çok önemli.” diye konuştu. Çin’in 2012’de yurtdışına yaptığı doğrudan yatırım miktarı, bir önceki yıla göre yüzde 17,6 artarak, 87,8 milyar dolara ulaştı. Buradan Türkiye’nin çok az pay aldığının altını çizen Meral, “Türkiye’deki Çin sermayeli yatırımlar yaklaşık 100 milyon dolar civarında, Çin’deki Türk sermayeli yatırımlar ise 150 milyon dolar civarında bulunuyor. Çin dünyadaki beşinci büyük sermaye ihracatçısı ülke haline geldi ve yabancı ülkelere yatırımlarda hızlı artış eğilimini devam ettiriyor. Ticaret açığının giderilmesi için Çin’in Türkiye’de yatırım yapmasını önemsiyoruz. Üçüncü ülkelerde de özellikle müteahhitlik ve enerji alanında ortak yatırım işbirliği yapılabileceğini düşünüyoruz.” diye konuştu. Gıda güvenliği anlaşmasının sonuçlandırılması sonrasında Türk gıda ürünlerinin Çin pazarında yer almasının önünün açıldığını belirten Meral şöyle devam etti:  “Çin pazarına yönelik Türk gıda ürünlerine hükümetimizden destekleyici adımlar beklemekteyiz. Bununla birlikte Çin pazarında rekabet üstünlüğü olan ürünlerimizin de girebilmesi için stratejik çalışmaların önemini hatırlatmakta yarar görüyoruz. Zira ticari açığın aza indirgenmesi için bu adımların önemli olduğunu düşünmekteyiz. Özellikle Çin’e ihracatımızın 2,8 milyar dolar olduğu göz önünde bulundurulursa, 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 4,3 artışla 1,818 trilyon dolar ithalat yapan Çin’in bu pastasından yeterince pay alamadığımızı düşünüyoruz.”