"Nevşehir de  Ticaret Odası ve Ticaret Borsası İle Tüccar Sorumluluğu...!"

Seçim büroları, kulisler,toplantılar,teşkilatlanmalar,basın açıklamaları,ilanlar ve medya tanıtımları konusunda özellikle önümüzdeki günlerde dahada artarak adeta birbirleriyle yarışan adaylardaki bu çaba ve hizmet hırsı, maalesef ve ne yazık ki ticaret erbabı nezdinde henüz tam idrak edilebilmiş değil.

Genelde Nevşehir Ticaret erbabında, Ticaret Odası’ndan geçmişte aldığı veya gelecekte alacağı hizmette bir değişiklik olmayacağı kanaati hakim.

Ve Açıkcası Nevşehirli Çoğu tüccarımızın ve iş adamlarımızın Ticaret Odalarının misyonu ve vizyonunun ne olduğu, üyelerine katkısının ne olması gerektiği konusunda bile henüz bir fikri yok.

 Yıllık 1000 TL’ye yakın aidatı cebren ödemek zorunda oldukları Ticaret Odasından, üyelerinin ne gibi hizmet ve katkı aldıkları ve alacakları konusundaki belirsizlik, böyle bir endişeyi de beraberinde getiriyor. Veya bu tür odalar tamamen kapatılmış olsa, tüccar ve sanayicimizin hangi işi aksar, hangi ticaretinde kaos oluşur? Bu elbette ayrı bir konu.

Üç beş yılda bir, hiçbir hizmet alamadığı bir odadan alınan tek sayfalık bir ‘faaliyet belgesi’ karşılığında, her yıl böyle bir ücreti ödeme zorunluluğu elbette ki hiçbir tüccarın içine sinmiyor.

Şu ana kadar adaylığını açıklayan adaylarımızın hiçbirisi şüphesiz ki Ticaret Odasından elde edecekleri maddi bir katkı peşinde asla değiller.

NTSO Başkan Adaylarından Arif Parmaksız ve Yakup Zağlanmış ile NTB Başkan Adayları Tuncer Gök ve Mustafa Çelebi bu toprakların evlatları ve Tamamı şehrimizde düzgün ticaretiyle tanınan ve bunu mazisiyle ispatlamış olan şahsiyetler. Hepsi de uzun yıllardır yaptıkları işlerinde çok iyi noktada olan insanlar. Aynı zamanda kendi sektörleri nezdinde hiçbirisine de söylenecek bir söz olmadığı gibi ortakları, müşterileri, tedarikçileri ve çalıştırdıkları insanların hak ve hukukuna riayet konusunda haklarında duyulmuş bir olumsuz iddia da söz konusu değil.

Söylemlerine göre, Hepsi de dini bütün, içlerinde Allah korkusu olan, helalini ve haramını bilen, hak ve hukuku gözeten, çevrelerinden takip ettiğimiz kadarıyla ‘halkına hizmeti’ Rabbine hizmetten ayırmayan, helal rızık peşinde insanlar. Elbette bunlar onların söylemleri ve çevrelerininde anlattıkları şeyler vebali onların…!

 

Elbette bu vasıflara haiz tacirlerimize olan ihtiyaç, her geçen gün daha bir artmakta. Bu özellikleri ile ‘Müslüman Tüccar’ örnekliğini pekiştirecek, Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi ‘Kalbine ve kasasına Allah buyruğunu ve Rasul ölçüsünü kazıyacak’, ‘Makar-ı Ulema’ ve ‘Diyar-ı Ahiyan ve Baciyan’ olarak bilinen şehrimize yaraşır bir misyon ve ideali üyelerine yayacak, bu yolda sıkıntı yaşayan, tökezleyen, gaflet ve dalgınlığa düşeni uyarıp nasihat edecek, her konuda ‘Hayr ve Hakkın’ temsilcisi olacak, ticareti ‘kulluk’ yani Allah’ın buyruğu doğrultusunda ibadet olarak yapan insanlara ne kadar çok ihtiyaç var.

 

Bu tür kurumlar bu tarz örnekliği ‘önderliğe’ dönüştürdüklerinde ancak şehrimize yapıştırılmaya/ yakıştırılmaya çalışılan ‘kalvanist’ yaftasını berteraf etmiş oluruz.

 

Adayların dillerine pelesenk olan dürüst yönetim, şeffaflık, katılımcılık, denetlenebilirlik, üyelerinin menfaati, danışmanlık, tahkim kurulu, eğitim gibi alanların dışında yönlendirici, geliştirici, problem çözücü daha somut ve daha ciddi katkıların olması gerektiği kanaatindeyiz.

Cevap Bekleyen Sorunlarımız:

Harama, faize ve tefecinin eline düşmeden, helal ticaretin nasıl olması gerektiği ve nasıl yapılacağı ile ilgili önerilerimiz var mı?

Helal kazanç için çıkılan yolda, bir şekilde şeytani arzu ve çok kazanç hırslarının sonucu tefecinin ve bankacının eline düşen tacirlerin bu bataktan nasıl kurtulacağı ile ilgili koruyucu bir tedbir, kurtarıcı bir çözüm önerilerimiz var mı? 

Hem ticaretini yaptığımız, hem de tükettiğimiz şeylerle ilgili seçicilik hususunda bir yönlendirmemiz var mı? Herkes, helal haram demeden kar getirecek her işi yapabilir mi?

 

Ticari sıkıntılar, ortaklık problemleri, yanlış bütçeleme, hesapsız işler, haksız rekabet, çalışanların hukukunu gözetme, iktisatlı davranma ve müsrif yaşam gibi konularda bir yönlendiriciliğimiz, bir uyarıcılığımız olacak mı?

 

Ahilik geleneğinin merkezi konumunda olan şehrimizde, bu geleneği canlı tutacak ‘ahlakı dürüst tüccar-helal kazanç’ eksenli bir ticari hayat projesinin nasıl sağlanacağı ile ilgili bir önerimiz var mı?

 

Allah buyruğu ve Rasul ölçüsünü hiçe sayan ‘haram ticaret’ yapan bir tüccarla odamızın ilişkisi hangi boyutta ve nasıl olacak, var mı bir seçiciliğimiz?

 

Yanlış iş yapan, yanlış iş tutan ve kötü yoldan kazanç sağlayan tacirle ilgili Müftülerimiz ve din adamlarımızın da içinde olacağı var mı bir Ta’zir Kurulunuz, yaptırımınız?

 

Tabii veya arızi nedenlerle bir şekilde işyeri ve ticareti kesada uğrayan üyelerinize yönelik, var mı bir ayağa kaldırma bütçeniz ve projeniz?

 

Ulusal ve yerel siyasetin dışında, bağımsız, özel ve özgür kurumsal bir duruşla, gerektiğinde hayır işlerinde destekçi, şer işlerinde uyarıcı görevi yerine getirici bir dirayet ortaya konabilecek mi?

 

Parayı, maddeyi ve varlığı kutsayan, ‘kar gelsin de nereden ve nasıl gelirse gelsin’ anlayışında ölçüsüzce harcayan dünyaperest anlayışın karşısında, şükür, kanaat, bereket, iktisad, yardımlaşma, paylaşma gibi değerleri öne çıkaracak zihni bir vasat oluşturma kaygımız var mı?

 

Bunlara çözüm oluşturabildiğimiz ve iyilik, doğruluk, güzellikle, tüccarlarımızı hayra yönlendirip, şerden uzaklaştırabildiğimiz oranda, işlerimiz, ticaretimiz, sorumluluk talebinde bulunduğumuz kurumlarımız, hayırlı ve bereketli kurumlar haline gelir.

Aksi halde üyeler üzerinden bir vizyon elde eden, tabandan kopuk bir guruhun yönetim egolarını tatmin ettiği bir makam haline gelmesi kaçınılmazdır.

 Yine en önemli maddelerden Nevşehir Birlik ve Beraberliği için gerekli sorumluluğu üzerine alabilecek mi?

Tüm bunlardan sonra Başkanlık hakikaten şerefli ve onurlu bir görev olduğu kadar aynı zamanda meşegatli sorumluluk isteyen vebali olan bir görev.Allah tüm Nevşehirli hemşerilerimizin ve iş dünyamızın yardımcısı olsun.Demokratik medeni Birlik ve dirliğimize zeval gelemeden kırmadan incitmeden güzel bir örnek seçim yaşamayı nasip etsin.Saygılarımızla ….

 

(Osman Gerçek ‘in Yazısından Alıntılar mevcuttur….)