Türkiye'nin en büyük emek hareketi olan Memur-Sen, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü "Güçlü Memur, Büyük Türkiye ve Adil bir Dünya için Emeğin Kahramanları Maraş'ta" temasıyla Kahramanmaraş müftülük meydanında kutladı.
Memur-Sen İl Temsilcisi Mustafa Özdemir ve İl Yönetim Kurulu üyelerinin yanı sıra çok sayıda Memur-Sen üyesinin de bizzat katıldığı 1 Mayıs kutlamalarına Genel Başkan Ali Yalçın’ın açıklamaları damga vurdu.
On binlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs kutlamalarında halaylar çekildi, mehteran marşları ile alan coştu, 4 dilde yayınlanan bildiriyle ensar-muhacir kardeşliği, emek, dayanışma ve birlik mesajları verildi, talepler dile getirildi. Arapça ve Kürtçe bildirileri Suriyeli muhacirler okurken, Türkçe bildiriyi Azerbaycan vatandaşı Sariyya Tagiyeva okudu.
Meydanda atkılarla yapılan şov ise mitinge damgasını vurdu. Memur-Sen üyeleri tarafından açılan üzerinde “Hak”, “Adalet”, “Emek”, “Kardeşlik”, “Huzur”, “Alınteri”, “Özgürlük”, “Dayanışma”, “Eşitlik”,  “Birlik”, “Saygın İş” ve “Merhamet” yazılı kırmızı-beyaz atkılarla kamu görevlileri görsel şov yaptı. Memur-Sen tarafından Twitter'da açılan “#EmeğinKahramanları” hashtagi TT listesini salladı.
Alan Sloganlarla İnledi
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Günay Kaya açılış, Memur-Sen Kahramanmaraş Temsilcisi Aziz Aydın  ise selamlama konuşması yaptı. Alandan saatlerce “Memuruz haklıyız kazanacağız”, “İşte meydan işte 1 Mayıs”,  “Mazlumların umudu zalimlerin korkusu”, “Hak emek özveri kutsaldır alınteri”, “Zalime karşı omuz omuza”, “Katil Esad zalim Putin” ve “Teröre hayır kardeşliğe evet” sloganları yükseldi.
Maraş’tan Yükselen Ses: Kahrolsun Emperyalizm
Okunan bildirilerin ardından Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kürsüye çıktı. Coşkulu alana hitap eden Yalçın, “Bugün buradan emperyalizme, emperyalistlere meydan okuyoruz.  Terör örgütleri ve efendileri şunu bilin ki; Çağlardan çağlara, kuşaklardan kuşaklara süregelen kardeşliğimizle baş edemeyeceksiniz, yenileceksiniz, yok olacaksınız. Kapitalistler, tetikçiler, devlete paralel hat çekenler, hesap verecek, bedel ödeyeceksiniz. Sömürgeciler, kan emiciler, işgalciler, darbeciler, hep birlikte tarihin çöp sepetine gideceksiniz. Sesimize, sözümüze, güç katan; Emeği ile var olanlar, Memurlar, İşçiler, Emekliler, Emniyet Mensupları. Anadolu’mun gençleri, kadınları, esnafları, memleketimin çiftçisi, işsizi, yoksulu, ülkemin sanatçıları, sporcuları, gazetecileri, Güçlü Memur, Büyük Türkiye, Adil Dünya diye haykırdığımız 1 Mayısa, Müftülük meydanımıza hoş geldiniz” şeklinde konuştu.
Sözleri sıklıkla sloganlarla kesilen Yalçın, “Hep birlikte; Dünyayı, kartellerin, vahşilerin, zalimlerin, zorba yönetimlerin, sömürenlerin keyfine terk etmeyeceğiz” dedi.
“1 Milyon Mehmet Akif’le Zirveden Yeni Ufuklara Yürüyoruz”
Yalçın, Memur-Sen’in, çağın erdemliler hareketi olduğunu, Memur-Sen’in, duruşuyla kamu görevlilerini koruyan kalesi olduğunu söyledi.  Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Memur-Sen, sendikacılıkta zirvedir. Memur-Sen, milletle beraberdir. Millet iradesini koruma derdindedir. Bu soylu mücadelede; 1 Milyon Mehmet Akif’le, 1 Milyon Aliya’yla, 1 Milyon Nene Hatun’la, 1 Milyon Mıllış Nuri’yle zirveden yeni ufuklara yürüyoruz.”
Küresel Çeteler Milletin Demir Yumruğunu Yiyecek
“Bizi özümüzden, kökümüzden koparmak isteyenler var” diyen Yalçın, “Kirli, kanlı ve sinsi saldırılarla Türkiye’yi hedef alanlar var. Canımızı yakmanın, Anadolu’yu bölmenin, peşinde olanlar var. Soruyorum; Fırsat verecek miyiz? Göz yumacak mıyız? Seyirci kalacak mıyız? Elbette hayır, tabi ki hayır… Anaları evlatsız, çocukları yetim bırakanlara,  milleti gözyaşına boğanlara, çukur terörüyle vahşet saçanlara hak ettikleri cevabı vereceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Emeğimizi değersizleştirenlerin, ekmeğimizi gasp edenlerin kurduğu çarkı biz yerle bir ettik. Dinimize, inancımıza, başörtüye hakaret edenlerin, İmam-Hatipliye, meslek liseliye, milletin seçtiği başörtülü vekile Zulüm edenlerin hakkından biz geldik. Bugün benzer amaçları gerçekleştirmeye yeltenenler, tarihe üstelik yakın tarihe bir göz atsınlar. Bu milletin, şefkat tokadı tarihçesini bir daha okusunlar.  Silahlarını teslim etmeyenler, Küresel şebekelerin tetikçiliği için sıraya girenler, Millete ihanet edenler; Kandildekiler, okyanus ötesindekiler,  Suriye’deki iç savaştan beslenenler, Milletin demir yumruğunu yiyeceksiniz” dedi.
Kutu’l Amare Zaferindeki O Ruhu Kuşanalım
Onbinlere “Ümmetin Dirilişinin, İnsanlığın Zulme Direnişinin Öncüleri, bu şahlanışı, bu dirilişi hem başlatmak hem başarmak zorundayız” diye seslenen Yalçın, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Çünkü, Somali’de çocuklar, su ve ekmek bekliyor. Suriyeli yetimlere uzanacak el biziz. Filistinli mazlumları Siyonist işgalden kurtaracak güç biziz. El ele vereceğiz, güçlerimizi, gönüllerimizi birleştireceğiz. Kutu’l Amare Zaferindeki O Ruhu Kuşanırsak; Kardeşlerimiz Esed’in zulmünden kurtulacak. Putin’in ölüm uçaklarına Suriye semaları kapanacak. Siyonizmin hizmetçisi Mısır’ın darbecisi Sisi, Esmaları katledemeyecek. Ermenistan’ın Karabağ’daki işgali bitecek. Kendisini demokrasi beşiği sanan Batı’nın Suriyeli mazlumlara körlüğü, Filistin’in feryatlarına sağırlığı, kendisini vurmayan teröre duyarsızlığı son bulacak. Bunları başarırsak çok şeyi değiştiririz. Hazır mısın başarmaya? Kardeşlik coğrafyasını ayağa kaldırmaya var mısınız? Adaletin hakim olduğu yeni bir dünya kurmaya var mısınız? İnsanlığı vahşet baronlarından kurtarmaya var mısınız? Bu kararlı duruşunuz, sizlerden yükselen bu ses; Mazlum milletleri sömürenlerin, yok oluşunu müjdeliyor. Vahşet hazzıyla cinnet geçirenlerin, zulmederek kendinden geçenlerin yıkılışını haykırıyor.”
“Utan Batı, Utan BM, Utan AB”
Konuşmasında BM ve AB’yi de kınayan Yalçın, “Kapitalistlerin, emperyalistlerin utanmasını bekleyemeyiz, sömürü baronlarının, silah tüccarlarının insanlaşmasını umarak zaman kaybedemeyiz. Her 5 saniyede bir çocuğun, yılda 18 milyon insanın beslenemediği için ölmesi ayıbına seyirci kalamayız. Emperyalizmin “Bana zenginlik, sana sefillik” diyen vicdansızlığını bitirmeliyiz. Dünyanın en zengin üç kişisinin serveti, 48 fakir ülkenin toplam servetinden fazla. Bir tarafta sürekli kazananlar, diğer tarafta açlıktan midesi kazınanlar. Bu nasıl bir adalet? An itibariyle dünyadaki en zengin yüzde 1’lik kesimin toplam serveti, geri kalan yüzde 99’luk bölümün yani yaklaşık 7 milyar insanın birikiminden daha fazla. Lüks arabalarıyla su gibi benzin tüketmeyi marifet sayanlar ile temiz, bir bardak su içmeye hasret kalanlar aynı dünyada yaşıyor. Bu tabloların ressamları belli. Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, IMF ve daha nicesi. Bunlar kapitalist arsızların yardakçısı, Emperyalist hırsızların erketesi. Sömürüyü sadece seyrediyorlar. Sonra da “iyilik meleği” rolüyle sahaya çıkıyorlar. BM istatistik tutuyor, ölü sayıyor. Dünya Bankası ve IMF,aç kalanların değil, aç bırakanların risklerini hesaplıyor. Sömürüye dair yeni haritalar çiziliyor. Arsızlar ve hırsızlar şebekesi, dünyanın farklı coğrafyalarında cirit atıyor. Utan Batı, Utan BM, Utan AB” dedi.
Müftülük Meydanından Talepler Yükseldi
Yalçın, Memur-Sen olarak taleplerini şu şekilde sıraladı: “Kahramanmaraş’ın Müftülük meydanından gelin hep birlikte taleplerimizi haykıralım; Biz, emeğe, alın terine değer verilmesini, Ekmeğimizin artmasını, Saygın iş ve saygın emek konusunda ülkemizin dünya liginde zirveye çıkmasını istiyoruz. Biz, insan onuruna yaraşır çalışma şartları talep ediyoruz. İş güvencesi kırmızıçizgimiz diyoruz, güvencesiz çalışmaya son verilmesini, İşsizliğin bitirilmesini, ekonomik büyümeden pay verilmesini istiyoruz. Taşeron işçiliğe son verilsin, güvencesiz istihdam hatasına düşülmesin istiyoruz. Bu kardeşlerimiz mutlaka güvenceli ve kadrolu olsun. 4/B ve 4/C’li bütün sözleşmeli personelin kadroya geçmesini istiyoruz. Üniversite mezunu işçilerin kadroya geçirilmesini istiyoruz. Vekil ebe ve hemşirelerin, vekil imamların, ek ders ücretiyle görev yapanların, usta öğreticilerin de kadrolu olmasını istiyoruz. Öğretmenden hemşireye, doktordan imama, iş ve meslek danışmanından sosyal çalışmacıya kamuda personel açığının kapatılmasını istiyoruz. Örgütlenmenin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, Emeklilerimize ve Emniyet güçlerimize Sendika Hakkı verilmesini istiyoruz. Kamu görevlilerine yönelik bütün kılık-kıyafet dayatmalarının son bulmasını, Kamu görevlilerine siyaset hakkı, grev hakkı verilmesini, Ek ödemelerin tamamının emekli maaşına ve ikramiyesine yansıtılmasını, İşçi kardeşlerimizin kıdem tazminatlarına dokunulmasın istiyoruz. Bütün kamu görevlilerinin ek göstergeden yararlanmasını ve ek göstergelerin artırılmasını talep ediyoruz. Kadına ve kamu görevlilerine yönelik şiddetin sona erdirilmesini, Cinsel istismar suçlarına en ağır cezaların verilmesini istiyoruz. Kamu görevlilerinin işçilikte geçirdikleri sürelerin tamamının hizmetten sayılmasını istiyoruz. Yıpranma payı konusunda verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Biz, bu ülkenin kamu görevlileri - işçileri - emeklileri, kadınları - asgari ücretlileri - engellileri ve bütün vatandaşları için hakkımız olanı istiyoruz, haklarımızı istiyoruz. Toplu sözleşme görüşmelerinde üzerinde çalışılmasına karar verilen konularla ilgili takvimin hızla işletilmesini ve bu konuların kazanıma dönüştürülmesini hedefliyoruz. Memur-Sen olarak kazanmaya, kazanım üretmeye devam edeceğiz.”