İŞTE BÖYLE
   Size yapılan bir haksızlık nedeniyle, o ülkeye tavır alsan ilişkilerini dondursan;
   ‘Komşularımız ile hep sorunluyuz, etrafımızda düşman çemberi oluşturuyoruz’ sızlanması ile karşılaşırız.
   Bu sorunlu ülke ile ilişkilerini düzeltemeye kalksan, bu defa da;
   ‘Ona kul köle oldular’ diyebiliyorlar.
   Yani her iki durumu da doğru olarak kabul etmiyor.
   Her iki konun nedeni ile de eleştirebiliyor.
   O zaman akla;
   ‘Amaç eleştirmek değil, amaç yıpratmak, gözden düşürmek, siyasi çıkar sağlamak’ diye geliyor. 
   Bu sorumlu bir eleştiri tarzı değildir.
   Aksine;
   Sorunludur.
   Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı yola getirmek oluyor.
   Eskiden masal kahramanları yola çıkar, az gider, uz gider, dere tepe düz gider, bir arpa boyu yol aldıktan sonra yol ikiye ayrılır.
   Bunlardan her hangi birini seçer, o yolda yürür, sonunda ise aynı yoldan memleketine geri döner;
   Başarılı olmuş, görevini yapmış, para kazanmıştır. O memleketine gururla dönmüştür.
   Bizde bu durum yok.
   Hangi yolu seçersen yanlış
   Hangi yolda yürürsen yürü, yanlış
   Öyle de yapsan yanlış, böyle de yapsan yanlış!
   Yanlış, yanlış, yanlış…!
   Sen doğrusunu söyle;
   Yok
   Sen yol göster, onu yapalım;
   Yok
   İcraat yok, eleştiri ise çok.
   Bu davranış ülke menfaatine olabilir mi? Hayır olamaz, olmaz… Olsa olsa bize husumet duyanların menfaatlerine olabilir.
   Bu ortaya atıldığı zaman;
   ‘Demokrasi var, düşünce özgürlüğü var, insanın düşüncelerini açıklama hürriyeti var’ çığlıkları arş-ı âlâyı aşar ki yer gök inim inim inler!
   Özgürlük bunlar için
   Demokrasi bunlar için, fikir hürriyeti bunlar için
   Diğerlerine ise zırnık kökü…
   Hep bana Rabbena…
   Yani;
   İşte böyle, her gün böyle