Kobani oyunu sona mı geldi?
 
Kobani veya gerçek adi ile Ain al-Arab  ile ilgili haberler 4 ay önceden gelmeye başlaması ile, bir çok soruları da beraberinde getirdi.
Nedir bu Kobani önemi? Neden bu kader Kobani üzerinde konuşuluyor, haberler yapılıyor, canlı bağlantılarla sürekli gündemde tutuluyor? Bununla ne amaçlanıyor?
Bunun için Kobaniyi kabaca bir değerlendirilelim:
1: Stratejik önem: acaba kobani çok önemli bir stratejik konumu mu var şeklinde bakıldığında, pek stratejik önemi olan bir konumda olmayan bir şehir olduğunu görüyoruz.
2: Yer altı zenginlikleri mi var: ne altın, nede petrol yatakları olan bir konumda değil.
3: Büyük ve önemli bir konumda mı? Nüfusu 100 bin civarında olan bir şehir .
Bunun gibi bir çok başlık altında incelenebilir ancak hepsinde alınan sonuç bu ki Suriye’de her hangi bir şehir konumunda.
Irak in Anbar ve  Salahaddin bölgesi,Şengal (Sincar), Samara şehrin çevresinde şiddetli çatışmalar sürerken veya  Musul gibistratejik ve konum açısından çok önem taşıyan bir şehir İŞİD tarafından işgal haberleri bu kader dünya medyanın gündeminde tutulmayıp ve önem verilmediğini görüyoruz.

Kobani işgalinin ilk gününden itibaren gözden geçirirsek:
Kobani halkı toplu katliam tehlikesi altında denildi ve bunu önlemek için Türkiye o halka kapısını açması gerekir denildi ve Türkiye bunu yaptı,
 Kobani de İŞİD e karışı direnen YPG güçlerine destek sağlanmalı, yorumları yoğunlukla gündeme getirildi, Bu bolümde Türkiye taraf olmadı ancak Amerika ve ortakları bu desteği hava desteği ve havadan atılan mühimmat ve silahlarla sağlandığını haberleri geliyordu. Ne ilginç ki bu yardımların bir bolumu İŞİD güçlerin eline geçerek sanki Amerika ve müttefikleri iki tarafı de besliyordu. Ayrıca daha ilginç İŞİD güçlerin ağır silahları ve 8 tankları olduğundan Amerika’nın insansız uçakları tarafından sürekli bu bölge bombalanıyordu ancak kendi deyimleri ile 8 olan bu İŞİD tankları bu hava saldırıları ile yok edemedi. Bu kader propagandası yapılan bu hava saldırılarının sayısı kaç 100 den geçmiyordu ancak Amerika ırak savaşına baktığımızda 20 Mart'ta başladı ve 9 Nisan'da Bağdat'ın düşmesi ile son buldu. Bu 19 günde ABD ve müttefik uçaklarının sorti sayısı 47300. Bunlara baktığımızda Amerika’nın Kobaniye hava hareketlerini sadece göz boyamaktan başka bir şey amaçlanmadığını anlıyoruz.
 
 
Bu çatışma sayesinde ve medyanın yönlendirdiği haber akımı ile neler sağlandı:
1: ırak merkezi hükümet tedbirleri ve ırak anayasa gereğince, Irak kürdistan güçleri ağır silahlarla donatılması, ordu uluşturulması, direk silah tamını engelleniyordu. İŞİD bu bölgelere saldırısı ile hem ırak kürdistan bölge yöneticileri, hem Avrupa ve Amerika’daki güçler bu saldırıyı bahane ederek ırak kürdistan bölgesinin silahlı güçlerini güçlendirilerek ordu oluşumu için gereken adımlar atıldı.
2: Irak, Türkiye Kürtlerle, Suriye deki Kürtlerin gelecekte birleşip büyük kürdistanın temellerini atmak için, Türkiye ve ırak Kürt silahlı güçlerin Kobani deki Suriyeli Kürt kardeşlerinin yardımına gitmesi gerektiği için bu güçlerin Kobaniye gitmesi gerektiğini söyleyerek, böylece gelecekteki büyük kürdistanın temelleri atılmış oldu 
3: Sıra uluşturulan Irak kürdistan güçlerinin resmiyete tanınması duruma geldi. Bu amaçla Irak kürdistan güçlerinin Kobaniye Suriye Kürt kardeşlerinin yardıma gitmesi gerektiği haberler ve yorumları gelmeye başladı, bunun uzerine Türkiye baskı altına alınarak bu güçlerin Türkiye üzerinden Kobaniye gidilmesi sağlandı, böylece bu uluşan Kürt ordusu Türkiye tarafından resmiyete taninmiş gibi oldu,
Sonuç olarak: İŞİD in Kobaniye saldırı ve işgalini bahane ederek: 1:  Irak kürdistan güçlerin ağır silahlarla donatarak böylece ordulaşma temeli atılarak hatta bazı ülkeler tarafından de resmiyeti tanınması sağlandı. Ayrıca bu gücün artık sadece ırak Kürt bölgesini korumakla sorumlu olmayıp belki tüm Kürtlerin korumakla sorumlu bir ordu izlenimi verildi.
2:  Irak, Türkiye Kürtlerin, Suriye deki Kürtlerin yardımına gitmesi başlığı altında artık bir bölge Kürtleri değil, Büyük kürdistan temelleri atılması sağlamdı.
 
                  Op. Dr. Ahmet Riza CEVATZADE
                       [email protected]