Baharın müjdecisi olarak kabul edilen leylekler, Nevşehir'in Avanos ve Gülşehir ilçesinin yanından geçen Kızılırmak Nehri civarındaki yuvalarına dönmeye başladı.

Nevşehir'in Avanos ve Gülşehir ilçesindeki çevre köylerdeki elektrik direkleri, evlerin çatıları ve ağaçların üzerindeki geçmiş yıllardan kalan yuvalarını sahiplenen leylekler, bir taraftanda tamirine başladı.

Leyleklerin gökyüzünde görülmesi ve yuvalarına dönmesi Nevşehir'de mutluluk yarattı.

Leylekler Nevşehir bölgesine genelde her yıl mart ayının sonu Nisan ayı başlarına doğru gelmeye başlarlar. Ağustos’un ikinci haftası ise daha sıcak coğrfyalara gidiyorlar. Yaklaşık 5 aylık bir misafirlik süreleri vardır. Gelişleriyle baharı müjdelerler, gidişleri ise kışı.

Nedendir bilinmez leyleklerin gelişi hep sevinçle karşılanmıştır. Leyleği ilk gören diğerlerine müjdeler. Çocuklar leylek gördükleri zaman sevinirler. Bir de kültürümüzde “leyleği havada görmek” tabiri vardır. Görenlerin o yıl çok gezip dolaşacağını ifade etmek için kullanılır. Sık sık seyahate çıkanlara “leyleği havada gördün” diye takılırlar.

Gelişlerini ne kadar sevinçle karşılarsak, gidişleri de o denli hüzünlü olur. Bir sabah uyandığınızda leyleklerin ve o yılın yeni boy atmış yavrularının yuvalarında olmadığını ve yuvanın boşaldığını görürsünüz. Anlarsınız ki kış kapıda…

Avanos’umuzun da mukim bir leylek ailesi var. En azından 10 – 12 yıldır aynı yuvaya bu sevimli yazlıkçılarımızın uğrak verdiklerini biliyoruz. Leylekler rahatsız edilmedikleri ve eşlerden birisi ölmediği sürece ömürleri boyunca aynı yuvayı tercih ederler. Çoğu zaman büyüyen yavrularda anne babaları artık yanlarında olmazsa kendi doğup büyüdükleri yuvayı tercih ederler. Bu yönüyle bizlerden çok bir farkları da yok aslında. Her ne kadar yılın yarı zamanını burada geçirseler de onlarda yarı Avanoslu sayılırlar. Hele hele ortalama bir insan ömrünün yarısı kadar yaşayabildikleri düşünülürse… Ve bu dostlar yine bize baharı müjdelemeye gelmişler…

Vakti saati gelince sessiz sedasız çekip gidecekler.

Erişkin leylek, gagasını birbirine çarparak, uzaktan makinalı tüfek sesine benzetilen yüksek tonda bir ses çıkarır. Çeşitli sosyal etkileşimlerde kullanılan gaga çarpma, uzadıkça daha da yüksek bir tona ulaşır ve duruma göre belirgin değişik ritimler alır. Türkçede leyleğin gaga takırtısına verilen “laklak” ismi ise kinayeli biçimde “çene çalmak, gevezelik yapmak, sesli dedikodu yapmak” anlamında bir deyim olarak kullanılıyor. “Laklak” kelimesi Arapçadan geçme ve “leylek” anlamına geliyor. Fakat Türkçeye leylek adı, Farsça “legleg” kelimesinden geçmiş.