Gururumuz Ürgüplü Zafer Türkmen Türkiye için önemli işlere imza atıyor.

Ürgüp İmam Hatip Lisesi Mezunu, Ürgüplü Zafer TÜRKMEN, Türkmen soyadına sahip Ürgüplülerin genlerinde olan başarıyı uluslararası düzeye taşıyor. Şahmaran adlı Traktörün tasarımını da yapan Zafer Türkmen, son olarak Erciyes Üniversitesinin İki kişilik şehir içi ulaşım ve kısa mesafe taşıma için tasarlanmış L7 sınıfı yerli elektrikli Otomobili Biket Projesinde konsept tasarımcısı olarak görev aldı.

Zafer Türkmen, 1980 Ürgüp doğumlu, ilköğretim ve lise eğitimimi Ürgüp'te tamamladı. Yüksek öğrenimimi ise, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-iş Eğitimi Anabilim Dalı'nda yaptı. 2003 yılında Marmara Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü'nde yüksek lisansa başladı. 2006'da Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde okutman kadrosu ile göreve başladı ve halen bu görevine devam ediyor.

Otomobil tasarımına olan ilginiz ne şekilde başladı?

Görsel sanatlarla ve tasarımla ilgilenen pek çok kişi gibi ben de elime kalemi aldığım ilk zamandan beri arabalar, uçaklar gemiler vs. çiziyorum, ilkokul öğretmenim çizdiğim uçan araba modelini hala unutamaz. Fakat benim otomobil tasarımına olan ilgim tam olarak otomobil çizimlerim veya otomobil merakım üzerine gelişmedi. Bu süreç daha çok küçüklükte tasarladığım ve uyguladığım "tornet"ler ile başladı. 14 yaşında tasarlayıp maketini yaptığım arabanın, 16 yaşında gerçeğini yaptım. 9 Hp gücündeki motoruyla 60 km/s hıza ulaşabiliyor. Çocukken biz arkadaşlar arasında tornet dediğimiz bir araç yapar ve çeşitli yarışlar düzenlerdik. (Tornet, kaykaya benzer bir oyuncak, rulman ile hareket ediyor.) Demirci atölyemiz olması sebebiyle bu oyuncak türünün birçok çeşidini tasarlayıp uygulama imkanı buldum. Yaratıcılığa ve icatçılığa olan merakım ile hep farklı ve ilginç modeller denedim. Bu denemelerim, yaşıtlarım kadar büyüklerimi de şa-şırtan türdendi. Bu çabalarım 14 yaşında iken tasarladığım ve 1/10 maketini yaptığım bir arabanın, 16 yaşında iken gerçeğini yapmam ile sonuçlandı. Kaportasını okul nede-niyle tamamlayamadığım, şase halindeki bu iki kişilik aracım; 9 Hp gücünde bir motorla saatte yaklaşık 60 km hıza ulaşabiliyor. 3 ileri bir geri vitesi ve kendi icadım olan çok enteresan bir de debriyaj sistemi var. Tornetler ve devamı olarak geliştirdiğim araçlar hem doğuştan gelen yeteneklerimin hem de otomobil tasarımına olan merakımın ve özgüvenimin gelişmesine büyük katkı sağladı.

Özellikle traktör tasarımınız oldukça etkileyici. Bu çalışmanızı yaparken ne gibi deneyimleriniz oldu?

Bu proje Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi ve Uzel Otomotiv firması işbirliği ile düzenlendi. Bizden bir traktör tasarlamamız istendi ve birinci olan kişiye tasarımını 1/1 oranında modelleme imkanı sağlanacağı söylendi.Okulda geçen üç aylık süre zarfında ilk olarak internet araştırması ve eskizlerle başladık. Ben eskiz aşamasında çizim kalitesini önemsemeden yüzlerce çizim yaptım.Çizim kalitesini önemsemememin sebebi aklıma gelen formu anında kağıda aktarmak istememdi.

Çünkü zihnimden her saniye yeni bir form geçiyordu ve bu formu hemen çizmezsem aklıma gelen diğer tasarımlar önceki formu unutmama sebep oluyordu. Tüm eskizler arasından 60’a yakın uygulayabileceğim model çıktı.  Bu modeller arasından beni diğerlerine göre daha çok zorlayacak olan işi seçtim. Böyle yapmamın sebebi; gerçekten farklı olanı bulmak ve onun üzerine giderek geliştirmekti. Bunu yapmasaydım ortaya çıkan ürün, hemen herkesin aklına gelebilecek türden olurdu. Sıradandık ise tasarımda ve sanatta hiç hoşlanmadığım bir durumdur.

Traktör konseptinize "Şahmaran" ismini vermenizde özel bir sebep var mıydı?

Eskizler arasından seçtiğim model, bir yılana benziyordu. Yılan ise soğuk bir hayvan ve bu durum beni rahatsız ediyordu. Tüketicinin de rahatsız olabileceği hissine kapıldım. Ama başka bir modeli de uygulamak istemiyordum.  Çünkü bu model bittiğinde diğer eskizlerimin hepsinden farklı ve çarpıcı olabileceğini biliyordum. Olumlu özellikleri olan,  insanlara soğuk gelmeyen yılanlar var mıdır diye düşünürken  küçüklüğümü geçirdiğim köyümde bazı evlerde duvarlara asılı olan resimler geldi aklıma.  Şahmaran resimleriydi bunlar. Bu efsaneyi hatırladığım için çok sevindim. Hemen Şahmaranla ilgili araştırmalara başladım.  Daha sonraki eskizlerimin ve modellerimin tamamını Şahmaran formu ve stilizasyonu  üzerine geliştirdim. Süreç sonunda ortaya çıkan 1/10 model etkileyiciydi ve çalışmamın seçilmesini sağladı. Fabrikada geçen süreç bana deneyim açısından, boyutları büyük olan bir çalışmanın üstesinden gelebileceğimi gösterdi. Bunun dışında modelleme yapmak benim zaten iyi bildiğim bir şey. Bu açıdan  teknik veya estetik anlamda herhangi bir zorluk yaşamadım. Fabrikadaki yaklaşık  yüz iş gününden sonra projenin küçük detaylarını tamamlayamadan sergi günü geldi ve  traktör o haliyle sergilendi.