NEVŞEHİR ESKİ EMNİYET MÜDÜRÜ VE ESKİ BAŞBAKANLIK KORUMA DAİRE BAŞKANI MEHMET YÜKSEL’İN (AŞAĞIDAKİ RESİM ORTADA) DE ARALARINDA BULUNDUĞU 6 EMNİYET MENSUBU, SAVCILIKTAKİ İFADELERİNİN ARDINDAN SERBEST KALMIŞTI...

Aralarında emniyet müdürleri Zeki Bulut ve Mehmet Yüksel’in de bulunduğu 6 kişi, ifadelerinden sonra serbest kalırken, 5 emniyetçi tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. 40 dakika süren mahkeme sorgusunda polisler “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askerî casusluk amacıyla temin etmek’le suçlandı. Nöbetçi Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi ‘mevcut delil durumu’, ‘delillerin çoğunun toplanmış olması’ ve ‘soruşturmanın uzun süredir devam etmesi’ gerekçesiyle polisleri serbest bıraktı.

Yurtdışı yasağı
Hakim Hasan Akçam, şüpheliler hakkındaki mevcut delil durumu, soruşturmanın uzun süredir devam etmesi ve delillerin çoğunun toplanmış olması, resmi görevli ve sabit ikametgah sahibi olmaları, tutuklanmaları halinde mağduriyete uğramalarının muhtemel olduğu gerekçesiyle tutuklama talebini reddetti. Akçam, şüphelilerin yurtdışına çıkışlarının yasaklanmasına ve her pazartesi ve cuma 08.00-22.00 arasında karakola giderek imza atmalarını kararlaştırdı. Hakim Akçam’ın adı, Deniz Feneri soruşturmasında da geçmişti.

BAŞBAKAN’IN KARA KUTUSU

MEHMET Yüksel, ‘böcek’ bulunduğu dönemde Başbakanlık Koruma Daire Başkanlığı görevini yürütüyordu. Yüksel, ‘böcek’ soruşturmasının ardından Daire Başkanlığı görevinden alınarak Nevşehir Emniyet Müdürü olarak atanmıştı. Yüksel, 17 Aralık Operasyonu sonrasında ise 13 Şubat 2014 tarihinde görevden alınarak merkeze çekilmişti. Halen Polis Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda görev yapan Yüksel, 5 yıl boyunca Başbakan Erdoğan’ın korumasında birinci derecede sorumlu ve görevlendirmeyi yapan kişiydi. Başbakan’ın yakın Koruma Müdürü olan Zeki Bulut da ‘böcek’ bulunmasının ardından Denizli Emniyet Müdürlüğü’ne, daha sonra da 13 Şubat 2014 günü görevden alınarak merkeze çekilmişti. Polis Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda görevlendirilen Bulut, Başbakan’ın gölgesi gibi 24 saat yanından ayrılmayarak, yurtiçi ve yurtdışı gezilerde de güvenlik önlemleri alan ekibin başındaydı. Erdoğan’ın birçok özel toplantı ve görüşmelerine de şahitlik eden Bulut, Başbakan Erdoğan’ın ‘kara kutusu’ olarak biliniyordu.

BAŞBAKAN: "BENİM İTİRAZIM VAR"

Hakim Hasan Akçam, "Şüphelilerin üzerine atılı suçların niteliği, mevcut delil durumu, soruşturmanın uzun süredir devam etmesi, delillerin çoğunun toplanmış olması, şüphelilerin resmi görevli ve sabit ikametgah sahibi olmaları, tutuklanmaları halinde mağduriyetlerine sebep olunacağı" gerekçeleriyle savcılığın tutuklama istemini reddetmişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dün AK Parti İstanbul İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada konuya değinmiş ve ''Yargıya sesleniyorum; bütün belgeler, suç aletleri, bunları yapanlar ortadayken, neymiş adli kontrolle serbest bırakıyormuş... Benim itirazım var'' ifadelerini kullanmıştı.

Başbakan Erdoğan’ın konutunda ve ofisinde bulunan dinleme cihazları ile ilgili soruşturmada sanıkların, gizli tanık ‘Hançer 2014’ün verdiği bilgilere göre sorgulandığı ortaya çıktı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ofisinde bulunan ‘böcek’lerden sonra başlatılan soruşturma kapsamında 11 emniyet mensubu gözaltına alındı. Şüpheller önce savcıya daha sonra ise mahkemeye ifade verdiler. Bu ifadelerden sonra 6’sı savcılıktan, 5’i ise mahkemeden serbest bırakıldı. 

Eski Başbakanlık Koruma Daire Başkanı Mehmet Yüksel ve Erdoğan’ın eski Koruma Müdürü Zeki Bulut ile İbrahim Sarı, Hurşit Gölbaşı, Harun  Yavuz ve Seyit Saydam savcılık tarafından serbest bırakıldı. Savcılık Ali Özdoğan, Sedat Zavar, Ahmet Türer, Enes Çiğci ve İlker Usta’yı ise tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk etti. Mahkeme denetimli serbestlik kararı ile şüphelilerin tutuksuz yargılanmasına karar verdi.

Savcılık ifadeleri

Savcılık soruşturmasında, böceklerin 25 Kasım 2011’de konulduğu saptandı. Savcılığın iddiasına göre şüphelilerden Serhat Demir, İlker Usta, Harun Yavuz, Sedat Zavar, İbrahim Sarı ve Hurşit Gölbaşı, bu tarihte Başbakanlık Ofisi ve Başbakanlık Resmi Konutu’na giderek, ‘böcek araması yapmak için geldiklerini’ ifade ettiler.  Savcılık, bu tarihte böceğin yerleştirildiği kanısına vardı.

Sahte talep formu

Şüpheliler ifadelerinde, bu tarihte böcek arama yapmak için ofise ve resmi konuta gittiklerini ifade ettiler. Ancak böcek yerleştirdikleri iddiasını kabul etmediler. Savcılar, yaptıkları çalışmada aramaların Serhat Demir, İlker Usta, Harun Yavuz, Sedat Savar, İbrahim Sarı, Hurşit Gölbaşı, İlker Usta tarafından yapıldığını tespit etti. Sanıklara ise “Aramada sırasında tutanak ya da kayıt tutulmadı daha sonra sahte bir böcek arama talep formu düzenlediniz“ iddiası yöneltildi.

Böcek alan iki isim

Mahkeme tarafından ‘adli kontrol’ kararı ile serbest bırakılan şüphelilerin ifadeleri incelendiğinde, casusluk soruşturmasıyla ilgili çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. 

Savcıların ‘Hançer 2014’ adlı gizli tanıktan aldıkları bilgileri sanıklara sorduğu anlaşıldı. Hançer 2014 adlı gizli tanık verdiği ifadede, Başbakanlık ofisinde bulunan 5 böceğin Emniyet İstihbarat tarafından yerli bir firmadan alındığını söyledi. Gizli tanık bu böceklerin İstihbarat Daire Başkanı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Savar ve Enes Çiğci tarafından alındığını ifade etti.

 Koruma Başkanı iki ismi suçladı

 Soruşturmada serbest bıraklılan Başbakanlık Koruma Dairesi eski Başkanı Mehmet Yüksel’in, Başbakanlık müfettişlerine verdiği ifadesinde, firari isim Başbakanlık Güvenlik Sistemleri ve Teknik Büro eski Güvenlik Amiri Serhat Demir ile İstihbarat Daire Başkanlığı eski Teknik Şube Müdürü Ali Özdoğan’ı suçladığı ortaya çıktı. Yüksel, şunları söyledi: “Tarama ekibinin başında Serhat Demir’in bizzat bulunup bulunmadığı hususlarını takip etmem mümkün değildi. Tarama faaliyetlerinin talimatım çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekir. Böcek takip tarama formlarının düzenli bir şekilde tutulduğunu düşünüyor idim. Ancak malum olay olduktan sonra formların düzenli tutulmadığını gördüm. Benim ayda 2 defa tarama yapılacak talimatımın iş yoğunluğu, ofislerin müsait olmaması gibi herhangi bir sebeplerle yapılamadığı zamanlarda bana bir bilgilendirme yapılmadı.”

Kimliklerini gizlediler

Savcılık sorularından, şüphelilerin Başbakanlık Konutu’na gittiklerinde, resmi kimliklerini gizledikleri ortaya çıktı. Savcılar şüphelilere, “Başbakanlık Resmi Konut Güvenlik Amir Yardımcısı Murat Çelik’e, Başbakanlık Teknik Amiri Serhat Demir, İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Zavar’ı eski bir emniyet mensubu ve güvenlik şirketi üst düzey yöneticisi olarak tanıttı. Neden böyle davrandı?” diye sordu.  MİT mensuplarının 29 Aralık 2011 tarihinde ‘böcek araması yaptığı’ saatlerde sanıklardan İlker Usta’nın aynı bölgede olduğu telefon kayıtlarından tespit edildi. Kendisine o tarihte burada bulunma nedeni soruldu. Usta, “Hatırlamıyorum” dedi.

Şüpheliler reddetti

Sedat Zavar: “Ben hiçbir şekilde dinleme aleti yerleştirmedim.”

Enes Çiğci: “Zaman zaman tarama talebi geldiğinde yerine getiriyordum. Böyle bir eyleme katılmadım.”

İlker Usta: “Ben şoför olarak görev yapıyordum. Gerekli cihazların binaya taşınmasında yardımcı oluyordum. Bunun dışında hiçbir bilgim ve eylemim söz konusu değildir.”

Ali Özdoğan: “Bahsi geçen tarihlerde ben izinli olarak Ankara dışındaydım.”

Ahmet Türer: “Neden şüpheli olarak burada bulunduğumu anlamış değilim. Bu konularla hiçbir alakam yoktur.”