54. Hükümetin Başbakanı, Milli Görüşün kurucu lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vasiyeti üzerine kurulan Erbakan Vakfı’nda ikinci 40 yıl için "Büyük Gençlik Buluşması” 6 Ocak'ta bu defa Nevşehir'de gerçekleştiriyor.

Erbakan Vakfı Genel Başkanı Fatih Erbakan'ın da katılacağı Erbakan Vakfı Büyük Gençlik Buluşması 6 Ocak 2018 Cumartesi günü saat 19.00'da Nevşehir Belediyesi Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezinde  gerçekleştirilecek. Milli Görüş Lideri merhum Prof.Dr.Necmettin Erbakan'ın oğlu ve Erbakan Vakfı Genel Başkanı Dr Fatih Erbakan'ın "Büyük Gençlik Buluşması"nda iç ve dış gelişmelere yönelik çarpıcı mesajlar vermesi bekleniyor.

’Milli Görüş İkinci 40 Yıl’​

İkinci 40 Yıl için Heyecan Sırası NEVŞEHİR'DE!

6 Ocak 2018 'de bende Kapadokya Kültür Merkezindeyim diyorsan hepinizi bekliyoruz.
6 Ocak Cumartesi Saat : 19:00 ' da
Genel Başkanımız Dr. Sn. Fatih ERBAKAN Bey'in katılımlarıyla,
Bizlerde KAPADOKYA KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİNDEYİZ!
/ Erbakan Vakfı Nevşehir İl Gençlik Kolları 

Milli Görüş nedir? Milli Görüş hareketi nedir?
Milli Görüş hareketini başlatan Necmettin Erbakan Milli görüşü nasıl tarif ediyordu? Milli Görüş nedir? Ne zaman ortaya çıktı? Milli Görüş neyi savundu? Erbakan kısaca; "Milli Görüş demek, bizim milletimizin kendi görüşü demektir. Sultan Fatih 'in İstanbul 'u fethederken kalbindeki inanç ne ise, Milli Görüş odur. Bizim milletimiz bin yıl Milli Görüş ile dünyaya hakim oldu. Bugün de bütün dertlerimizin ilacı Milli Görüş 'tedir."  demişti.
Milli Görüş hareketinin başlaması (1969)
Erbakan Hoca'nın Milli Görüş Analyışı:
1000 yıllık tarihi olan bir milletin taklitçi olmasını, Batı hayranı taklitçiler tarafından yönetilmesini görmek değil, düşünmek bile akıllı, bilinçli, şuurlu bir müslümanı üzer. Çeşitli bilim dallarında Batılılara ve tüm dünyaya örnek olmuş bir milletin evlatları taklitçi olamaz ve taklitçilerin peşine gitmelerine müsade edilemezdi. Çünkü taklitçilik sömürülmeyi, ezilmeyi gerektirir ve kalkınmayı, büyümeyi, ilerlemeyi önler. Taklit edilen at hızıyla ilerlerken, taklit eden kaplumbağı yürüyüşüyle mesafe kat ederek ilerler.
Batılılar kendi terzilerinde, kendi ölçülerine göre elbise biçtirip, diktirip giyiyorlar. Bir zaman sonra bu elbiseleri yıprandığı için çöpe atıyorlar. Biz de işte -eski de olsa hazır elbise deyip batılılar tarafından biçilmiş, dikilmiş, giyilmiş ve atılmış olan bu elbiseleri insanlarımıza giydirmeye çalışıyoruz. Tabiiki dar geldiği için olmuyor. Çünkü bizim halkımızın yapısı büyük. Halkı, kendi terzimiz yokmuş, biz biçemeyiz, dikemeyiz gibi bu eskileri giymek mecburiyetinde bırakıyoruz. Elbiseler eski ve dar olduğu için sökülüp yırtılıyor. Biz yırtık ve sökükle uğraşırken elin adamı aya gidiyor biz de onu seyrediyoruz. Teşbihte hata olmasın, işte taklitçilik buna benziyor.
Türkiye'de Milli Eğitim var, Milli Savunma var, Milli İstihbarat var, Milli Gelir var, Milli Piyango var da Milli Görüş olmaz mı?
İşte bunun için Erbakan "Milli Görüş" dedi, Milli Görüşle yola çıktı ve Milli Görüşle yürüyor...
Çünkü, Milli Görüş, bir milletin kendi görüşüdür. Kendi görüşü olmayan, uydu olur, robot olur, taklitçi olur! Taklitçi ise asla üretken ve başarılı olamaz!
Milli Görüş nedir?
Millî Görüş, Türkiye'nin kendi insan ve ekonomik gücü ile kalkınabileceğini, öz değerlerini koruyarak, arkasına tarihinin verdiği kuvveti alarak daha hızlı adımlarla yürüyebileceğini savunur. Partileri 1974-1978 tarihleri arasında küçük ortak olarak 4 kere, 1996-1997 döneminde ise büyük ortak olarak beşinci kere hükûmette yer aldı. İktidarları döneminde, Ağır Sanayi Hamlesi ve D8 grubunun oluşturulması, Havuz Sistemi gibi projelere imza attı.
Milli Görüş hareketi Dünya'daki İslami ülkeleri birleştirerek İslam Ekonomik İşbirliği teşkilatı, ve İslam Askeri Birliği Teşkilatlarıyla adil Yeni Bir Dünya kurmayı amaçlar.Kapatılan Millî Nizam Partisi, Millî Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi'nin ardından kurulan Saadet Partisi ile muhalefetini yürütüyor. Ayrıca bu gruptan ayrıldığını ifade eden yenilikçi kanat Bülent Arınç, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan gibi isimlerin ayrılması ile Adalet ve Kalkınma Partisi adıyla bir araya geldi. Millî Görüş'ün bugünkü tek temsilcisi ise Saadet Partisi'dir.
Milli görüş hareketinin simgeleri
Adil Düzen: Faizin olmadığı bir serbest piyasa ekonomisini öngörür. Paranın mal gibi alınıp satılmasını reddeder. Bu durumun adaleti bozduğunu, güçlüyü daha güçlü yaptığını savunur.
Reel Ekonomi: Üretime dayalı kooperatifsel çok ortaklı yapıların güçlendirilmesi esasına dayanır. Bu tarz tüm işletmelere faizsiz devlet kredisi tahsisini savunur.
Hak Anlayışı:Haksız kazanca ve ekonominin sömürü temelinde olmasına karşıdır.
A- Doğuştan insanlara verilen haklar, Temel insan hakları.
a) Yaşama
b) Mülkiyet
c) Neslin muhafazası
d) Aklın muhafazası hürriyeti
e) Diğer bilinen temel insan hakları hürriyetleri (seyahat, iş tutabilme, meslek seçebilme v.s.)
B-Emek.
C- Rıza ile yapılan anlaşma ve mukaveleler.
D- Adalet gereği doğan haklar. İnsanın özlemi mutluluk içinde yaşamaktır. Mutluluk ancak Gerçek Hak anlayışı ile sağlanabilir. İnsanların saadeti için gerçek hak anlayışını benimsemek ve uygulamak şarttır.
Milli görüşün tarihi
Necmettin Erbakan Konya Bağımsız Milletvekili olarak parlamentoya girdiğinde, Millî Görüş Hareketi de siyasi arenada boy gösterdi. Yıl 1969'du. Kısa bir süre sonra Erbakan artık bağımsız bir milletvekili değil, Millî Nizam Partisi'nin kurucusuydu. Ancak Erbakan'ın kurduğu ilk partinin ömrü kısa oldu ve 20 Mayıs 1971'de kapatıldı.
11 Ekim 1972'de ise Erbakan yeni bir partinin kurucusuydu. Bu kez Mili Nizam gitmiş, Millî Selamet gelmişti. İslamî motifleri ağır basan parti, Bülent Ecevit'le birlikte CHP-MSP koalisyonuna katılarak iktidar denkleminde yer aldı. Ancak bu ortaklık bir süre sonra bozuldu. Millî Görüşçüler, 1975'te Adalet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi ile koalisyona katıldı. Bu hükümete Milliyetçi Cephe (MC) adı verildi.
Bir süre sonra koalisyon bozulduğunda birinci MC hükümeti geride kalmıştı. Ancak iktidara taşınan MSP 1977'de yeniden bir koalisyona gitti. Ortaklar da hükümetin ismi de aynıydı. 2. MC dönemi başlıyordu. Ortaklık, 12 Eylül askeri darbesiyle birlikte son buldu. Tüm partiler gibi, MSP de kapatıldı.
Millî Görüş hareketi siyasi arenadaki yerini sağlamlaştırabilmek için darbe sonrası, 1983'te Refah Partisi adıyla yeniden sahneye çıktı. Millî Güvenlik Konseyi 33 kurucu üyenin bulunduğu girişimi veto etti. Veto edilen Ali Türkmen'in yerine Ahmet Tekdal geçti. 1987'deki referandumla birlikte siyasi yasağı kalkan Necmettin Erbakan ise 17 arkadaşıyla birlikte, partiye katıldı. 2. RP Kongresi'nde ise genel başkan seçildi. 1996'da Doğru Yol Partisi'yle koalisyon kuran Erbakan, Başbakan oldu. Ancak parti yine kapatıldı: 16 Ocak 1998.
Millî Görüş'ün siyasî arenadaki temsilcisi olan Fazilet, RP kapatılmadan arenaya çıktı. 17 Aralık 1997'de kurulan FP'ye, RP'nin birçok milletvekili ve belediye başkanı katıldı. Ancak, bu parti de "RP'nin devamı olduğu gerekçesi"yle kapatılma davası açılmaktan kurtulamadı. Anayasa Mahkemesi FP'yi de 22 Haziran 2001 tarihinde kapattı. Fazilet Partisi Kongresinde "Bizim Medeniyetimiz Batı Medeniyeti karşısında yenildi." diyen Abdullah Gül'ü destekleyen ve kendilerine yenilikçiler diyen ve artık Milli Görüşçü olmadıklarını ifade eden bir grup ise ayrılarak Abdullah Gül liderliğide daha sonra Recep Tayyip Erdoğan'ın başına geçeceği Adalet ve Kalkınma Partisi altında toplandılar. Milli Görüş nhareketini Saadet Partisi devam ettirdi.
Necmettin Erbakan kimdir?
Sinop Kadı Vekili Mehmet Sabri ile Kamer Hanım'ın dört çocuklarının en büyüğü olarak dünyaya geldi.
Anne tarafıÇerkez, Baba tarafı ise, 19. yy'ın sonlarında Adana'nın Kozan, Saimbeyli ve Adana'nın Kozan, Saimbeyli  bölgelerinde hüküm sürmüş Kozanoğlu Beyliği'ne dayanır. İlk öğrenimine Kayseri'de başlamasına karşın babasının tayin olması dolayısıyla Trabzon'da tamamladı. 1937'de orta tahsile başladığı İstanbul Erkek Lisesi'ni 1943'te birincilikle bitirdi. Üniversiteye sınavsız giriş hak kazanmış olmasına rağmen sınava girmeyi tercih etti. Erbakan'ın öğrenime başladığı yıl olan 1943'te, öğretim süresi altı yıl olan Yüksek Mühendis Mektebi üniversiteye dönüştürülerek adı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)olarak değiştirildi ve öğretim süresi beş yıla indirildi. Bu nedenle Erbakan kendisinden önce okula başlayan öğrencilerle birlikte tahsiline 2. sınıftan başladı.Teknik üniversitedeki dönem öğrencileri arasında Süleyman Demirel ve Turgut Özal da vardı. İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi'nden 1948 yılında mezun oldu. Aynı yıl "Motorlar Kürsüsü"nde asistan oldu (1948-1951). Bu süreçte öğretim üyesi olarak Prof. Dr. Selim Palavan'la beraber motor dersi verdi.
Üniversite tarafından 1951'de gönderildiği Almanya'da RWTH Aachen'de (Aachen Teknik Üniversitesi) doktorasınıyaptı. Klockner Humboldt Deutz AG motor fabrikasına davet edildi. Alman Ordusu için araştırma yapan DVL Araştırma Merkezi'nde Prof. Dr. Schmidt ile çalışmalar yaptı ve Alman üniversitelerinde doktorasını verdi.
1953'te doçentlik sınavını vermek üzere Türkiye'ye döndü. 1954'te, 27 yaşındayken İTÜ'de doçent oldu. Araştırmalar yapmak üzere altı aylığına tekrar Almanya'nın Deutz fabrikalarına gitti. Mayıs 1954-Ekim 1955 arasında askerlik yaptı. Tekrar üniversiteye döndü. 1956-1963 arasında 200 ortaklı ilk yerli motoru üretecek olan Gümüş Motor'u kurdu ve motor üretimini gerçekleştirdi. 1965'te profesör ünvanını aldı. 1967'de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Sekreterliği'ne seçildi. Aynı yıl, TOBB'da sekreteri olarak görev yapan Nermin (Saatçioğlu) Erbakan'la (1943-2005) evlendi.Bu evliliğinden üç çocuğu (Zeynep (d. 1968), Elif (d. 1974) ve Fatih (d. 1978)) oldu.
Bu dönemde, büyük sanayici ve tüccarlara karşı Anadolu tüccar ve küçük sanayicilerini savunmasıyla dikkati çekti. 25 Mayıs 1969'da TOBB genel başkanlığına seçildi. Ama Adalet Partisi (AP) hükümetinin seçimleri iptal etmesiyle 8 Ağustos 1969'da başkanlıktan ayrılmak zorunda kaldı.
Siyasi hayatı
1969'da Adalet Partisi'nden (AP) milletvekili aday adaylığı Süleyman Demirel tarafından veto edildiği için Konya'dan bağımsız aday oldu ve iki milletvekili seçtirecek oy alarak milletvekili seçildi. 17 Ocak 1970'te 17 arkadaşıyla Milli Nizam Partisi'ni (MNP) kurdu. Ancak parti 12 Mart 1971 Askeri Müdahalesi'nden kısa süre sonra, "laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü" iddiasıyla açılan dava sonunda 20 mayıs 1971'de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı; yöneticileri hakkında ise ceza davası açılmadı. Erbakan, MNP'nin kapatılmasından sonra İsviçre'ye gitti ve bir süre orada kaldı.1973 Genel Seçimlerinden önce, Türkiye'ye döndü. Türkiye'ye dönüşüyle ilgili olarak Süleyman Demirel'in liderliğindekiAdalet Partisi'nin oylarını bölmek amacıyla Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur ile Orgeneral Turgut Sunalptarafından ikna edilerek Türkiye'ye döndüğü iddia edildi.11 Ekim 1972'de MNP kadrolarıyla Milli Selamet Partisi'ni (MSP) kurdu. 14 Ekim 1973 seçimlerinde Milli Selamet Partisi yüzde 12 oy oranıyla 48 milletvekilliği kazandı. Seçimlerden hemen sonra Bülent Ecevit'in liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi'yle (CHP) ile MSP arasında kurulankoalisyon hükümetinde devlet bakanı ve başbakan yardımcısı oldu. Bu dönemde, Kıbrıs Harekâtı'nın yapılmasını savundu. Harekâttan sonra adanın tamamının ele geçirilmesini konusunda Ecevit ile görüş ayrılığına düştü. 17 Kasım 1974'de hükümet dağıldı.
Mart 1975'te Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) arasında kurulan I. Milliyetçi Cephe Hükümeti'inde devlet bakanı ve başbakan yardımcısı oldu. 1977 Genel Seçimleri'inde Milli Selamet Partisi'nin milletvekili sayısı yarı yarıya düşerek 24'e geriledi. Temmuz 1977'de AP, MSP ve MHP koalisyonuyla kurulan II. Milliyetçi Cephe Hükümeti'nde yine devlet bakanı ve başbakan yardımcısı oldu. Adalet Partisi'nin Kasım 1979'da kurduğu azınlık hükümetini dışardan destekledi. 6 Eylül 1980'de partisinin Konya'da düzenlediği Kudüs Mitinginin 12 Eylül Askeri müdahalesi'nin sebeplerinden birisi olduğu söylenmiştir.
12 Eylül'de bir süre İzmir Uzunada'da gözaltında tutuldu. 15 Ekim 1980'de 21 MSP yöneticisiyle birlikte 'MSP'yi illegal bir cemiyete dönüştürmek ve laikliğe aykırı davranmak' suçlamasıyla tutuklandı. 24 Temmuz 1981'de serbest bırakıldı. 1983'te hakkında verilen hüküm Askeri Yargıtay'ca bozulduktan sonra beraat etti.
1982 Anayasası gereğince 10 yıl siyaset yapma yasağı aldı. 6 Eylül 1987 halk oylamasıyla tekrar siyasete döndü. 11 Ekim 1987'de Refah Partisi genel başkanı seçildi. Refah Partisi'nin Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) ve Islahatçı Demokrasi Partisi'yle (IDP) ittifak kurduğu 1991 seçimlerinde Konya'dan milletvekili seçildi.
Milli Görüş Hareketi'nin tarihindeki en büyük başarıyı elde ettiği 1995 seçimlerinde Refah Partisi, aldığı yüzde 21,37 oy oranı ve kazandığı 158 milletvekili ile birinci parti oldu. Doğru Yol Partisi (DYP) ile Anavatan Partisi (ANAP) arasında kurulan kısa ömürlü koalisyon hükümetinin istifasından sonra DYP ile kurduğu REFAHYOL hükümetinde, 28 Haziran 1996'da başbakan olarak göreve başladı. Koalisyon hükümeti başbakanı olarak görevde olduğu 1996-1997 arası 1 yıllık dönemde Türkiye ekonomisi %7,5 oranında büyümüş ve Türkiye'nin GSMH'si Dünya toplamının binde 11,96'sınden binde 12,37'sine yükselmiştir.[11] Yapılan reformlar arasında, kamu kuruluşları arasında havuz sisteminin kurulması ve gelişmekte olan halkın çoğunluğu Müslüman ülkelerden 8 tanesini biraya getiren D8oluşumu gösterilebilir.
Laiklik ve Atatürkçülük tartışmaları sonucunda, "post-modern darbe" olarak adlandırılan 28 Şubat Süreci ile Erbakan istifa etmeye zorlansa da bu teşebbüs ilk etapta başarıya ulaşamamıştır (Koalisyon 30 Haziran 1997'ye kadar devam etmiştir). 21 Mayıs 1997 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, "yasadışı bazı eylemlerin odağı olmaya başladığı ve bazı üyelerinin laik rejimi hedef alan girişimleri" nedeniyle Refah partisi'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne dava açtı. Başsavcı Vural Savaş, dava ile ilgili yaptığı açıklamada partinin "laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiğini ve ülkeyi giderek bir iç savaş ortamına sürüklediğini" belirtti. Dava devam ederken Erbakan, başbakanlık görevini Tansu Çiller'e devretmek amacıyla 18 Haziran 1997'de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e istifasını sundu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise yeni hükümeti kurma görevini, Doğru Yol Partisi genel başkanı Tansu Çiller'e değil, Mesut Yılmaz'a verdi. 55. Hükûmet(ANASOL-D) Mesut Yılmaz'ın liderliğinde Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti, Demokrat Türkiye Partisi koalisyonu ile kuruldu.
Açılan kapatma davası sonunda Anayasa Mahkemesi, 16 Ocak 1998'de Refah Partisi'nin kapatılmasına ve aralarında Erbakan'ın da olduğu 6 kişiye 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesine karar verdi. Refah Partisi'nin kapatılma kararından bir ay önce Milli Görüş çizgisindeki Fazilet Partisi kuruldu, partinin başına önce İsmail Alptekin, ardından da Recai Kutan getirildi. Bu dönemde tarafların aksi yöndeki demeçlerine karşın, Fazilet Partisi'nde Necmettin Erbakan'a yakın olan ve "ak saçlılar" ya da "gelenekçiler" olarak tanımlanan kanat ile Recep Tayyip Erdoğan'ın temsil ettiği kanat olan "yenilikçiler" arasındaki gerilim tırmanmaya başladı.[12]Kanatlar arasındaki çekişmenin artık görünür hale geldiği 14 Mayıs 2000'de yapılan FP 1. Kongresi'nde, yenilikçi kanadın adayı Abdullah Gül 521, Recai Kutan 633 oy aldı. Haziran 2001'de Anayasa Mahkemesi'nin Fazilet Partisi'nin kapatılmasına karar vermesinden sonra kurucusu olduğu Milli Görüş Hareketi bölündü. Erbakan'ın desteklediği Milli Görüş'çü (gelenekçi) kanat Recai Kutan başkanlığında Saadet Partisi'ni (SP) kurarken, "yenilikçiler" ise Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi'nde örgütlendiler.
Erbakan, "Kayıp Trilyon Davası" olarak bilinen -Refah Partisi'ne 1998 yılı için yapılan yaklaşık 1 trilyon TL'lik hazine yardımının harcanmış gibi gösterilerek devlete iade edilmemesi- davada, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6 Mart 2002'de "özel evrakta sahtecilik" suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezasına mahkûm edildi.2002 Genel Seçimleri'nde Konya'dan bağımsız milletvekilliği adaylığı başvurusu Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından reddedildi. 5 yıllık siyasi yasağı Şubat 2003'te sona eren Erbakan, 11 Mayıs 2003'te Saadet Partisi Genel Başkanlığına seçildi. 3 Aralık 2003'te hakkındaki mahkûmiyet kararı Yargıtay tarafından onandı.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, "Kayıp Trilyon Davası"nda mahkum olan ve mahkumiyet kararları kesinleşen Erbakan dahil 6 kişinin parti üyeliğinden çıkarılması ve parti organlarındaki görevlerine son verilmesini isteyince Erbakan, 30 Ocak 2004'te Saadet Partisi Genel Başkanlığından ve parti üyeliğinden ayrıldı.
Aldığı sağlık raporu doğrultusunda infazı ertelen Erbakan’ın "Kayıp Trilyon Davası" nedeniyle aldığı hapis cezası Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yapılan değişiklik uyarınca Nisan 2008'de ev hapsine çevrildi. Erbakan ev hapsini çekerken Adli Tıp Kurumunun ‘sürekli hastalık’ raporu doğrultusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gültarafından 19 Ağustos 2008’de affedildi.
17 Ekim 2010'da tekrar Saadet Partisi'nin tekrar genel başkanlığına seçildi. Sağlık durumu giderek kötüleştiği halde vefat ettiği güne dek kurmaylarıyla parti ve ülke meseleleri hakkında görüşmelerine devam etmiştir.
VEFATI 
19 Ocak 2011'de ayağında nükseden damar iltihabı rahatsızlığı sebebiyle hastanede yoğun bakım altına alınarak bir süre tedavi görerek taburcu edilmesinin ardından, kısa süre sonra solunum ve kalp yetmezliği rahatsızlığı sebebiyle kaldırıldığıAnkara'daki Güven Hastanesi'nde yoğun bakım altında uygulanan tüm tedavilere rağmen solunum yetmezliğine bağlı, kalp ve çoklu organ yetmezliği sebebiyle 27 Şubat 2011 sabahı saat 8:50'de doktorlarının muayenesi esnasında koroner arter rahatsızlığı sonucu şuurunu yitirerek komaya girmiş, saatler aynı sabahın 11:40'ını gösterirken doktorların tüm müdahaleleri ile yaşamsal işlevlerinin desteklenmesine rağmen yaşamını yitirmiştir.
Vasiyetine uygun olarak resmi devlet töreni tertip edilmemiş ve 1 Mart 2011 Salı günü önce Ankara'da Hacı Bayram Camii'nde sabah namazına müteakip cenaze namazı kılındıktan sonra, cenazesi İstanbul'a getirilerek öğlen namazını müteakip Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazı sonrasında Zeytinburnu Merkezefendi Mezarlığı'na defnedilmiştir. Mezarına, sevenleri tarafından Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden getirilen topraklarla birlikte Kudüs, KKTC ve Boşnak lider Aliya İzzetbegoviç'in mezarından getirilen topraklar serpilmiştir.
Cenaze merasimine Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Genel Başkanlar, Bakanlar, Milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetleri Mensupları, Büyükelçiler, Belediye Başkanları, partililerin yanı sıra 60 ülkeden cemaat ve hareket liderleri ile temsilcileri katılmış, cenaze namazı iki milyonu aşkın kişi tarafından kılınarak, naaşı aile kabristanın da bulunduğu Merkezefendi Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Kültür Merkezleri
İstanbul'un Beykoz ilçesinde Necmettin Erbakan Kültür Merkezi bulunmaktadır. İstanbul'un Ümraniye ilçesinde Prof.Dr. Necmettin Erbakan Kültür Eğitim ve Sosyal Hizmet Merkezi bulunmaktadır. Tokat'ın Turhal ilçesinde Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi bulunmaktadır. Ankara'nın Mamak ilçesinde Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür ve Kongre Merkezi bulunmaktadır. Sivas'ın Merkez ilçesinde Prof.Dr Necmettin Erbakan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bulunmaktadır..
Üniversite
Konya'da Necmettin Erbakan Üniversitesi bulunmaktadır. Selçuk Üniversitesi'nin bölünmesi ile Konya'daki ikinci devlet üniversitesi olarak öğretime devam etmektedir.