Nevşehir de kurulan halk pazarında, köylerinde doğal ortamda yetişen otları toplayarak satış yapan Gülşehir in Yeşilli köyünden Hatice Çetin, vatandaşların özellikle ilabada ve dedesakalı gibi salatası ve yemeği yapılan otlara ilgi gösterdiklerini, ancak emeklerinin karşılığını alamadıklarını ifade etti.
Yeşil otlara dair bilgisi ‘nane, maydanoz, dereotu’ndan öte gidememiş şehir çocuklarını alıp Nevşehir pazarının içine bırakın ve gün sonunda her birini, ellerinde adını ilk kez duydukları ot demetleriyle, birer uzman olarak toplayın. Öğretmek gerek aslında...
Otları ninelerimizden öğrendik
Yenilebilir otları tanımak, onlara yakışan pişirme şeklini bulmak, hangi derde deva olduğunu anlamak için kaç asır geçti kim bilir? Kaldı ki bugün bile birçoğumuz, “Aaa!” diyoruz, “O ot da yeniyor muymuş?” Eskiler bu otlarla yufka ekmek arası yada pişirerek ne leziz yemekler yaparmış....
Peki, şu günlerde sofralarını hangi ot yemekleri süslüyor Nevşehir de Hanımların? “Şimdi asma yaprakları büyüyor. Bol kekik, taze soğan ve maydanozla sararız, dolma yaparız. Ebegömecinin de yaprakları epey büyüdüğü için sarması yapılabilir. Kabak çiçeğini de tazeyken alabilmek için pazara sabah erkenden çıkarız, taç yapraklarını koparıp içini pirinç, maydanoz ve soğanla doldururuz. Enfes olur.”
Ot toplamak hazine aramaya benzer
Tabiatta kendiliğinden yetişen, şifalı ve lezzetli otlar aramak, hele o otlar kırk derde deva olduğu söylenen ‘Sarmaşık’ otu gibi dikenli bir çalılığın içindeyse, hazine bulmuş gibi sevindirebilir insanı. Aslında ot toplamak bir tür bahar etkinliğidir ve kimileri yemeğini sevmese de sırf o arama ve bulma heyecanı için bu etkinliğe katılır. Bu anlamda ot toplamayı balık avlamaya da benzetebiliriz. Önemli olan orada bulunmak ve bir noktaya yoğunlaşabilmektir.