Oruç, yalnız aç ve susuz kalmak değildir. Bir hayvanı veya inanmayan bir kimseyi bir odaya hapsedip aç, susuz bırakmakla oruç tutturulmuş olmaz. Orucun, sabır, şükür, nefs terbiyesi gibi diğer ibadetlerle irtibatı vardır. Onun için hadis-i şerifte, (Her şeyin bir kapısı vardır. İbadetlerin kapısıysa oruçtur) buyuruldu. (İbni Mübarek) Ramazan veya Ramazan ayı (Arapça: رمضان Ramaḍan), Hicri takvime göre yılın dokuzuncu ayı. İslamiyet'te Ramazan, oruç tutma ayıdır ve kutsal kabul edilir.

Ramazan, "Ramaza" (çok sıcak olma) kökünden gelir. Bunun nedeni muhtemelen Ramazan orucu ibadeti ilk uygulanmaya başlandığında yaz aylarına tekabül ediyor olmasıdır. Günümüzde Ramazan ayının zamanı Ömer'in halifeliği zamanında düzenlenen Hicri takvim'e göre belirlenir.   Hicri Takvim bir ay takvimi olduğu için yıllar, miladi takvimden 11-12 gün kısadır. Bunun sonucu olarak Ramazan ayı her sene miladi takvimde öne kayar. Yaklaşık olarak her 32 senede bir, Ramazan ayı aynı tarihlere denk gelir  

2016 yılında Ramazan Ayı ne zamana denk geliyor? Oruç nasıl tutulur? Sevan Nişanyan'ın verdiği bilgilere göre Ramazan, İslam öncesi Arap ay takviminde Temmuz-Ağustos aylarına verilen isimdir. Bu takvimde aylar 12+1 sistemi (3 yılda bir ilave edilen 1 ay) sayesinde en fazla 30 günlük kaymalarla yılın aynı zamanlarında yaşanmaktaydı. 2016 yılı Ramazan ayına yavaş yavaş yaklaşıyoruz. Her ne kadar biraz zaman olsa da Ramazan ayı için araştırmalar başlamış durumda. İlk olarak oruç ile ilgili bilinmesi gereken bilgiler hakkında araştırmalar yapıyorlar. Hicri ve Miladi tarihlere göre 2016 yılı dini günler takvimi yayınlandı. Buna göre ilk akla gelen 2016 yılı Ramazan Bayramı ne zaman? sorusu oldu. Ardından 2016 yılı Ramazan Bayramı'nın tarihi merak edilecek. 2016 yılı dini günler takvimine göre ylın ilk kandili olan Regaib Kandili'nin 7 Nisan 2016 tarihinde olduğu görülmekte. 2016 yılı üç ayların balangıcı ise 8 Nisan 2016 tarihinde, 2016 yılı Miraç Kandili 3 Mayıs 2016 tarihinde, 2016 yılı Berat Kandili 21 Mayıs 2016 tarihinde...

2016 yılı Ramazan ayı ise 6 Haziran 2016 tarihinde başlayacak. 2016 yılı Kadir Gecesi 1 Temmuz 2016 tarihinde, 2016 yılı Ramazan Bayramı Arefesi 4 Temmuz 2016 tarihinde, 2016 yılı Ramazan Bayramı ise 5-6-7 Temmuz 2016 tarihleri arasında...  Oruç nedir, nasıl niyet edilir? Orucu bozan ve bozmayan durumlar nelerdir? Diyanet'in yayınladığı Oruç Rehberi'ne göre oruç hakkında bilmeniz gereken herşey burada! Oruca niyet nasıl edilir? Oruç tutmak için niyet şarttır. Niyet, akşam ya da sahurda yemek yedikten sonra "Allah rızası için ramazan orucunu tutmaya niyet ettim" diyerek edilir. Mutlaka bu cümleyi söylemek şart değildir. Zihinden geçirmekle de niyet olur. Sahura kalkmak da ayrıca bir niyettir. Ramazan Orucu Kimlere Farzdır? Akıllı, ergenlik çağına ulaşmış ve oruç tutmasına engel bir mazereti olmayan her Müslüman’ın Ramazan orucunu tutması farzdır. Hangi Hallerde Ramazanda Oruç Tutulmayabilir? İslâm dini, kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmus, güçlerini asan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylastırıcı hükümler getirmistir. Asağıdaki mazeretlere sahip kimselerin Ramazanda oruç tutmakla yükümlü olmayıp daha sonra kaza etmelerine veya yerine fidye vermelerine ruhsat tanınmıştır: a) Yolculuk Yolculuk, Ramazan ayında oruç tutmamak için ruhsat olarak kabul edilmistir. Yolculuk esnasında tutulmayan oruçlar, daha sonra kaza edilir. Kur’an’da “Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındıgı gibi, Allâh’a karsı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadıgı günler sayısınca diger günlerde tutar. Oruca dayanamayanlar, bir düskünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o iyilik kendisinedir. Eger bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha iyidir.” buyrulmaktadır (Bakara 2/183-184). Geceden oruca niyetlenip de, gündüz yolculuga çıkan kimse, dilerse bu orucunu bozar, dilerse tamamlar. Geceden oruç tutmaya niyetlenip gündüz ise yolculuga çıkmak zorunda olan kimse yolculukta zorluk çekerse orucunu bozabilir. Ancak orucunu tamamlaması daha uygundur. Hz. Peygamber, Mekke’nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kedîd denilen yere varınca orucunu bozmustur (Buharî, Savm, 34; Müslim, Sıyam, 15). Bu uygulama sefere çıkınca orucun bozulabilecegini göstermektedir. b) Hastalık Oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimse ile, hastalıgı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kisilerin Ramazan ayında oruç tutmayıp, iyilestikten sonra bunları kaza etmelerine izin verilmistir. Yukarıda zikredilen ayet buna işaret etmektedir. Uzman bir hekim tarafından oruç tutması halinde hasta olacağı bildirilen kimse de hasta hükmündedir. c) Hamilelik ve Çocuk Emzirme Oruç tutmaları kendilerine veya çocuklarına zarar vermesi halinde, hamile kadınlar oruçlarını tutmayabilirler. Emzikli kadınlar da, sütlerinin kesilmesi ve çocuklarının zarar görebilecegi durumlarda oruç tutmayabilirler. Hz. Peygamber buna müsaade etmistir (Nesâî, Sıyam, 50-51, 62; İbn Mace, Sıyam,3). d) Zor Ve Meşakkatli İslerde Çalışmak Oruç tuttuğu takdirde sağlığına bir zarar gelmesinden korkan kimse, orucunu tutmayabilir. Bu durumda olanlar, izinli oldugu günler veya uygun zamanlarda tutamadıkları oruçları kaza ederler. Bir zorunluluk olarak, ağır islerde çalışmak zorunda olan kişilerin oruçlu olarak çalıştıkları takdirde saglıkları risk altında kalacaksa ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını uygun bir zamanda kaza ederler. e) Yaşlılık Oruç tutamayacak kadar yaslı olan kimseler, oruç yerine fidye verebilirler. Bakara suresinin 184. ayetinde, bu şekilde olup da oruca güç yetiremeyenlerin, oruç tutmayıp fidye vermeleri gerektiği hükme baglanmıstır. İyilesme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir. Oruç Yerine Fidye Verilmesi a. Fidye Ne Demektir? Oruçla ilgili olan fidye, dinî bir terim olarak, bazı ibadetlerin eda edilmemesi ya da edası sırasında birtakım kusurların islenmesi halinde ödenen dînî-malî yükümlülüktür. İbadetlerle ilgili fidye, oruç ve hacda söz konusudur. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra kaza etmesi mümkün olmadıgından oruç tutamadıgı her güne karsılık bir fidye öder. Bu durumdaki bir kimsenin fidye ödemesi vaciptir. Kur’an-ı Kerim’de, “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir fakir doyumu kadar fidye öder.” (Bakara 2/184) buyurulmaktadır. Bu ayetten hareketle fidye miktarının, bir kisiyi bir gün için doyuracak yiyecek olarak anlaşılmıştır. Yaşlılıktan ötürü oruç tutmaya gücü yetmeyen kisi, her gün için bir sadaka-i fıtır miktarı fidye verir. Buna da imkânı yoksa Allah’tan af diler. Fakat böyle bir kisi, kısa günlerde rahatlıkla oruç tutabilme imkânına ulasırsa tutamadıgı oruçları, o günlerde kaza etmesi gerekir. Zira ramazan ayında oruç tutmaya gücü yetmeyen kimseler ile iyilesme ümidi bulunmayan hastalar ileride oruç tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar sadaka sayılır. b. Fidye Miktarı Ne Kadardır? Fidye miktarı bir sadaka-ı fıtır miktarıdır. Oruca Niyet İbadetlerde niyet önemlidir. Asıl olan, lafzi niyetten çok, kalben niyet etmektir. Bu bakımdan oruca niyet etmek insanın oruç tutmanın bilincinde olması anlamına gelmektedir. Sahura kalkmak oruç için fiilî bir niyettir. Kisi sahura kalkmamıs olsa bile sabah bu bilinç içinde ise niyetli sayılır. Oruç için niyetin vakti, aksam namazı vaktinin girmesiyle birlikte başlar. Ramazan, günü belirlenmiş adak ve nafile oruçlarda niyet, öğle namazına yaklaşık bir saat kalana kadar devam eder. Bunların dışındaki, kefaret, kaza, günü belirlenmemiş adak oruçlarında ise “imsak”ten önce niyet edilmesi gerekir. Orucun zamanı Kendini tutmak, engellemek, el çekme, geri durma anlamlarına gelen imsâk, dini bir kavram olarak, “tan yerinin agarmasından (fecr-i sadık), günes batıncaya kadar yemeden, içmeden, cinsî münasebetten ve diger orucu bozan şeylerden uzak durmak” demektir. (Bkz. Bakara 2/187). Oruç yasaklarının başladığı fecr-i sâdık, yani tan yerinin ağarmaya başlaması, imsak vaktidir. Bununla yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur. Bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip, orucun basladıgı vakittir. Oruç yasaklarının sona erdiği, güneşin batma vaktine ise iftar vakti denir. Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti girmiş olur. Gündüz ve gecenin tam olarak teşekkül etmediği yerlerde, imsak ve iftar vakitleri, takdirle belirlenir. Aksam Yatmadan Önce Yemek Yeyip Oruç Tutmaya Niyet Eden Kisi Gece Uyandıgında Henüz İmsak Vakti Girmeden Yemek Yeyip Su İçebilir mi? "İmsak", sabah namazının giris ve orucun baslayıs vaktini ifade eder. Oruç tutacak kişinin bu andan itibaren yeme içmeye son vermesi gerekir. Bu itibarla, yatmadan önce yemek yeyip oruç tutmaya niyet eden kisi geceleyin uyandığında imsak vaktine kadar yeyip içebilir. Sahurda Ezan Bitene Kadar Yemek Yenilebilir mi? Sahur vakti yemek yiyen kisinin-ezan okunmuş olsun olmasın-imsak vaktinin girmesiyle birlikte yemeye ve-içmeye son vermesi gerekir. Bayram Günü Oruç Tutulabilir mi? Ramazan bayramının birinci gününde, kurban bayramının dört gününde oruç tutmak tahrimen mekruhtur. Çünkü bu günler ziyafet, yeme, içme ve sevinç günleridir. Cuma Günü Oruç Tutulabilir mi? Oruç tutulması mekruh olan Bayram günleri dısındaki günlerde oruç tutmak caizdir. Ancak sadece Cuma günleri nafile oruç tutmak tenzihen mekruh görülmüstür. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Kimse Cuma günü oruç tutmasın. Ancak bir gün önceden veya sonradan oruç tutuyorsa bu takdirde Cuma günü de oruç tutabilir” buyurmustur (Ebû Davud, Savm, 50). Buna göre, Cuma günü kazaya kalan veya adak gibi vacip bir oruç tutmakta sakınca bulunmamaktadır. Cuma günü nafile oruç tutmak isteyenlerin, bir gün önce veya sonrasında da oruç tutması uygun olur. Üç Aylar Diye Adlandırılan (Recep, Saban, Ramazan) Aylarının Aralıksız Olarak Oruçla Geçirilmesinin Bir Sakıncası Var mıdır? Halk arasında bilindigi sekilde üç aylar orucu olmayıp ancak Recep ve Saban aylarında; Hz. Peygamber'in diger aylara oranla daha fazla nafile olarak oruç tuttugu hadis kaynaklarında yer almaktadır (Buhârî, Savm, 52, 53; Müslim, Sıyâm, 175, 179). Ramazan ayında oruç tutmak ise farzdır. Bunun dısında Pazartesi, Persembe günleri ile Hicrî ayların 13, 14 ve 15'i gibi belirli günlerinde nafile oruç tuttugu bilinmektedir (Tirmizî, Savm, 44; Ebû Dâvûd, 68). Ancak Recep ve Saban aylarında Hz. Peygamber’in aralıksız oruç tuttuguna dair sahih kaynaklarda herhangi bir rivayet bulunmamaktadır. Kaza Oruçlarının Aralıksız Olarak Tutulması Sart mıdır?  Ramazan ayında tutulmayan oruçların ve baslanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. Kur'an-ı Kerim'de, "İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadıgı günlerin sayısınca diger günlerde tutar." buyrulmaktadır (Bakara, 2/184). Kaza oruçlarının aralıksız tutulması hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu itibarla, kazaya kalan oruçlar oruç tutulması mekruh olan günler dısında, pesi pesine veya ayrı günlerde tutulabilir. Ancak bu oruçların, bir an önce tutulması uygun olur. Bozulan Nafile Orucun Kaza Edilmesi Gerekir mi? Nafile oruç, Ramazan ayının dısında tutulan oruçtur. Nafile de olsa, baslanan bir ibadetin tamamlanması gerekir. Bu nedenle diger nafile ibadetlerde oldugu gibi, bozulan nafile orucun da, kaza edilmesi gerekir. Kaza orucu tutmakta olan kisinin de bu orucu bozması durumunda yine kaza gerekli olup kefaret gerekmez. Sevval Orucunun Hükmü Nedir? Ramazan ayından sonra sevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Sevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmus gibi olur” (Müslim, Sıyam, 24; Tirmizî, Savm, 53) buyurarak Sevval ayında altı gün oruç tutmaya tesvik etmistir. Bu oruç art arda tutulabilecegi gibi, ara verilerek de tutulabilir. Asûre Orucunun Hükmü Nedir? Muharrem ayının onuncu gününe, asûre günü denmektedir. Rasûlullah (s.a.v.), “Asûre günü orucunun önceki yılın günahlarına kefaret olacagını umarım” buyurarak (Tirmizî, Savm, 47), bu günde oruç tutmayı tavsiye etmistir. Hz. Peygamber döneminde Yahûdîler sadece Muharrem ayının 10. gününde oruç tuttuklarından, onların davranıslarına benzememesi için öncesine veya sonuna bir gün ilave edilerek tutulması uygundur. Ramazanı Karşılamak ve Uğurlamak İçin Oruç Tutmanın Hükmü Nedir? Ramazanı karsılamak veya ugurlamak amacıyla oruç tutmanın dinî bir dayanagı yoktur. Ancak Hz. Peygamber Saban ayında çokça ve Sevval ayında 6 gün oruç tutmustur. Ramazan ayı girmedigi halde, Ramazanın gelmis olabilecegi düsüncesiyle ihtiyaten Ramazandan bir veya iki gün önce oruç tutmak ise mekruhtur. Ancak, belirli günlerde oruç tutmayı âdet haline getiren kisilerin, oruç tuttugu günlerin bu günlere denk gelmesi halinde oruç tutmasında sakınca yoktur. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), “Ramazanı bir veya iki gün önce oruçla karsılamayın. Eger bir kimse adeti oldugu için bu günleri oruçla geçiriyorsa tutsun” buyurmustur (Buharî, Savm: 14; Müslim, Sıyam: 21). Mesleği Gereği Sürekli Olarak Yolculuk Yapan Kişi Oruç İbadetini Nasıl Yerine Getirebilir? İslam dini Ramazan ayında oruç tutamayan hasta ve yolcuların sonradan kaza etmelerini emreder. Mazeret devam ettigi sürece ruhsat da devam eder. Sürekli mazereti bulunan kisiler, mazeretleri ortadan kalkınca, zamanında tutamadıkları Ramazan oruçlarını kaza ederler. Kur'an-ı Kerim'de; "… Kim de hasta veya yolcu olursa, (oruç) tutmadıgı günler sayısınca baska günlerde tutsun." buyurulmaktadır (Bakara, 2/185). Devamlı olarak uzun yola giden kaptan ve sürücüler de yolcu hükmündedir. Su kadar var ki, yolculugu esnasında bir sıkıntı çekmeyenlerin oruç tutması daha faziletlidir. Oruçlu İken Boy Abdesti Almak/ Banyo Yapmak Orucu Bozar mı?  Agız veya burundan su yutulmadıkça yıkanmakla veya gusül abdesti almakla oruç bozulmaz. Nitekim Hz. Aise ile Ümmü Seleme validelerimiz Peygamberimiz (s.a.v.)'in Ramazanda imsaktan sonra boy abdesti almıs oldugunu haber vermislerdir. (Buhârî, Savm, 25). Buna göre geceden cünüp olarak imsak vaktine girmek oruca zarar vermedigi gibi, oruçlu iken boy abdesti almak da orucu bozmaz. İhtilam Olmak, Cünüp Olarak Sabahlamak Oruca Zarar Verir mi? Oruçlu iken rüyada ihtilam olmak orucu bozmadıgı gibi, gusletmeyi geciktirerek cünüp olarak sabahlamak da oruca bir zarar vermez. Ancak, zorunlu bir durum olmadıkça, hemen boy abdesti alınmalıdır. Cünüp İken Sahur Yemeği Yenebilir mi, Oruca Niyet Edilebilir mi? Cünüp olan kimsenin elini, agzını yıkamadan yiyip içmesi uygun görülmemistir. Ancak elini, agzını yıkadıktan sonra, boy abdesti almadan sahur yemegi yemesinde bir sakınca yoktur.

III. ORUCU BOZAN-BOZMAYAN SEYLER A. BAZI GENEL BİLGİLER Oruçlu iken, yemek, içmek ve cinsi iliski orucu bozar. Orucu bozan seylerin bir kısmı sadece kazayı gerektirirken, diger bir kısmı hem kaza, hem de kefareti gerektirir. Simdi konu ile ilgili bazı alt baslıklarla ilgili meselelere deginelim:
1. Hangi Seyler Orucu Bozup Sadece Kazayı Gerektirir? Yolculuk, hastalık, ileri derecede yaslılık gibi mesru bir mazerete dayalı olarak bozulan orucun, sadece kaza edilmesi gerekir. Ayrıca, kasıt olmaksızın yemek-içmek; beslenme amacı ve anlamı tasımayan, yenilip içilmesi mutat olmayan veya insan tabiatının meyletmedigi seylerin yenilip içilmesi orucu bozar ve sadece kazasını gerektirir. Ramazanda bir mazeret olmaksızın tutulmayan oruçlar, gününe gün kaza edilir. Ancak mazeretsiz olarak Ramazan orucunu tutmamak büyük günah olup ayrıca bundan dolayı tevbe ve istigfarda bulunmak gerekir. Ramazan ayı günahların affı için bir fırsattır. Diger günlerde tutulan oruç kıymet itibariyle Ramazanda tutulan orucun yerini tutamaz.
2. Oruç Kefareti Ne Demektir Ve Nasıl Ödenir? Ramazan orucunun, mazeretsiz olarak bozulması durumunda hem kefaret, hem de bozulan orucun kaza edilmesi gerekir. Oruç kefareti iki kameri ay veya 60 gün ara vermeksizin oruç tutmaktır. Buna gücü yetmeyen, 60 fakiri bir gün ya da bir fakiri 60 gün doyurur. Adet halinde bulunan kadınlar, bu günlerinde kefaret oruçlarına ara verirler. Bu durumlarından çıkar çıkmaz ara vermeden kefaret orucuna devam ederek 60 günü tamamlarlar. Safii mezhebine göre mazaretsiz olarak ramazan orucunun yeme-içme ile bozulması durumunda kefaret degil sadece kaza gerekir.

3. Unutarak Yemek, İçmek Orucu Bozar mı? Unutarak yemek, içmek orucu bozmaz. Peygamber Efendimiz, "Bir kimse oruçlu oldugunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu, Allâh yedirmis, içirmistir." buyurmustur (Buhari, Savm, 26; Müslim, Sıyâm, 17). Unutarak yiyen içen kisi, oruçlu oldugunu hatırlarsa hemen agzındakileri çıkarıp agzını yıkar ve orucuna devam eder. Oruçlu oldugunu hatırladıktan sonra yeme-içmeye devam eden kisinin orucu bozulur.

4. Dis Fırçalamak Orucu Bozar mı? Dis fırçalamakla oruç bozulmaz. Bununla birlikte, diş macununun veya suyun boğaza kaçması halinde oruç bozulur. Orucun bozulma ihtimali dikkate alınarak, dişlerin imsakten önce ve iftardan sonra fırçalanması uygun olur.

5. Kusmakla Oruç Bozulur mu? Kendiliginden kusmakla oruç bozulmaz. Ancak kisinin kendi istegi ve müdahalesiyle meydana gelen kusma, “agız dolusu” olması halinde, orucu bozar.

B. SAGLIK PROBLEMLERİ VE ORUÇ Tıbbın gelismesi ile günümüzde pek çok yeni muayene ve tedavi yöntemleri ortaya çıkmıstır. Bunların bir kısmı orucu bozmakta bir kısmı ise bozmamaktadır. Bu yöntemlerle ilgili belli baslı sorular ve cevapları söyledir: 1. Astım Hastalarının Oksijen Spreyi Kullanmaları Orucu Bozar mı? Akciger hastalarının kullandıkları spreyden, bir kullanımda 1/20 ml. gibi çok az bir miktar agıza sıkılmaktadır. Bunun da önemli bir kısmı agız ve nefes boruları cidarında emilerek yok olmaktadır. Bundan geriye bir miktarın kalıp tükrük ile mideye ulastıgı konusunda kesin bir bilgi de yoktur. Abdest alırken agızda kalan su ile kıyaslandıgında, bu miktarın çok az oldugu görülmektedir. Halbuki oruçlu, abdest alırken agzına verdigi sudan geri kalan miktarın mideye ulasması halinde orucun bozulmayacagı konusunda hadis (Dârimî, Savm, 21) ve İslâm bilginlerinin icmaı vardır. Hz. Peygamber'in oruçlu iken misvak kullandıgı, sahih hadis kaynaklarında yer almaktadır (Buharî, Savm, 27; Tirmîzî, Savm, 29). Diger taraftan, "kesin olarak bilinen, süphe ile bozulmaz" kaidesi geregince, mideye ulasıp ulasmadıgı konusunda süphe bulunan söz konusu madde ile oruç bozulmaz. Bu itibarla astımlı hastaların, rahat nefes almalarını saglamak amacıyla agza püskürtülen oksijenli ilaç orucu bozmaz. 2. Göz Damlası Kullanmak Orucu Bozar mı? Uzman göz doktorlarından alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç miktar olarak çok az (1 mililitrenin 1/20'si olan 50 mikrolitre) olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dısarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boslugunu birlestiren kanallarda ve mukozasında mesamat yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Damlanın yok denilebilecek kadar çok az bir kısmının, sindirim kanalına ulasma ihtimali bulunmaktadır. Bu bilgiler, yukarıdaki bilgilerle birlikte degerlendirildiginde, göz damlası orucu bozmaz. 3. Burun Damlası Kullanmak Orucu Bozar mı? Tedavî amacıyla burna damlatılan ilacın bir damlası, yaklasık 0,06 cm3 tür. Bunun bir kısmı da burun çeperleri tarafından emilmekte olup çok az bir kısmı ise mideye ulasmaktadır. Bu da, dini açıdan abdestte agza su vermede oldugu gibi af kapsamında degerlendirildiginden orucu bozmaz. 4. Kalp Hastalarının Dilaltı Hapı Kullanması Orucu Bozar mı? Bazı kalp rahatsızlıklarında dilaltına konulan ilaç, dogrudan agız dokusu tarafından emilip kana karısarak kalp krizini önlemektedir. Söz konusu ilaç agız içinde emilip yok oldugundan mideye bir sey ulasmamaktadır. Bu itibarla, dilaltı kullanmak orucu bozmaz. 5. Her Gün Hap Kullanmak Zorunda Olan Hastaların Oruç Tutmaları Gerekir mi? Hastalık, Ramazan'da oruç tutmamayı mubah kılan özürlerdendir. Bir kimsenin oruç tuttugu takdirde hastalanacagı, hasta ise hastalıgının artacagı tıbben veya tecrübe ile sabit olursa oruç tutmayabilir. İyi olunca da yalnız yedigi günler sayısınca kaza etmesi gerekir. Ayet-i Kerimede "Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa tutamadıgı günler sayısınca diger günlerde oruç tutar" buyrulmustur (Bakara, 2/184). Ömrü boyunca bu durumda hasta olan kisiler ise, her gün için bir fidye verirler. Yoksul ve muhtaç kisilerin fidye vermeleri de gerekmez. Zira dinimizde hiç kimse gücünün üstünde bir sorumlulukla yükümlü tutulmamıstır. 6. Endoskopi, Kolonoskopi Yaptırmak, Makat Veya Ferçten Ultrason Çektirmek Orucu Bozar mı? Mideyi görüntülemek veya mideden parça almak için yaptırılan endoskopide, agız yoluyla mideye tıbbî bir cihaz sarkıtılmakta ve islem bittikten sonra çıkarılmaktadır. Kolonlardaki hastalıgı teshis etmek amacıyla, bagırsak içini görüntülemek veya parça almak için yapılan kolonoskopide, makattan bagırsaklara cihaz gönderilmekte ve islem bittikten sonra çıkarılmaktadır. Kolonoskopide, hemen daima, endoskopide de genellikle, incelenecek alanın temizligini saglamak amacıyla cihaz içinden su verilmektedir. Endoskopi veya kolonoskopi yaptırmak; makat veya ferçten ultrason çektirmek; yeme, içme anlamına gelmemekle birlikte, çogunlukla cihaz içinden su verildigi için oruç bozulur. Ancak söz konusu islemlerde cihazların kullanımı sırasında sindirim sistemine su, yag ve benzeri gıda özelligi tasıyan bir madde girmemesi durumunda endoskopi, kolonoskopi yaptırmak, makat veya ferçten ultrason çektirmek orucu bozmaz. 7. İdrar Kanalının Görüntülenmesi, Kanala İlaç Akıtılması Orucu Bozar mı? İdrar kanallarına giren cihazlar veya akıtılan ilaçlar orucu bozmaz. 8. Anestezi Yaptırmak Orucu Bozar mı? Anestezi, nefes yolu veya igne ile vücuda ilaç verilerek olusturulmaktadır. Nefes yolu veya igne ile yapılan anestezi, mideye ulasmadıgı gibi, yeme-içme anlamı da tasımamaktadır. Ancak bölgesel ve genel anestezide, acil durumlarda ilaç ve sıvı vermek amacıyla damar yolu açılarak, bu açıklık islem süresince serum vermek suretiyle saglanmaktadır. Bu itibarla, lokal anestezi, orucun sıhhatine engel degildir. Bölgesel ve genel anestezide serum verildigi için oruç bozulur. 9. Kulak Damlası Kullanmak Ve Kulak Yıkattırmak Orucu Bozar mı? Kulak ile bogaz arasında da bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadıgından, su veya ilaç bogaza ulasmaz. Bu nedenle kulaga damlatılan ilaç veya kulagın yıkattırılması orucu bozmaz. Kulak zarında delik bulunsa bile, kulaga damlatılan ilaç, kulak içerisinde emilecegi için, ilaç ya hiç mideye ulasmayacak ya da çok azı ulasacaktır. Daha önce de belirtildigi gibi, bu miktar oruçta affedilmistir. Ancak kulak zarının delik olması durumunda, kulak yıkattırılırken suyun mideye ulasması mümkündür. Bu itibarla, orucu bozacak kadar suyun mideye ulasması halinde oruç bozulur. 10. Fitil Kullanmak, Lavman Yaptırmak Orucu Bozar mı? Makattan tedavi amaçlı kullanılan fitiller, her ne kadar sindirim sistemine dahil olmakta ise de, sindirim ince bagırsaklarda tamamlandıgı, fitillerde gıda verme özelligi bulunmadıgı için orucu bozmaz. Aynı sekilde kadınların da tedavi amaçlı vajina/fercinden kullanılan fitiller de orucu bozmaz. Lavman yaptırmak konusunda ise, iki durum söz konusudur; kalın bagırsaklarda su, glikoz ve bazı tuzlar emildigi için, gıda içeren sıvının bagırsaklara verilmesi veya orucu bozacak kadar su emilecek sekilde verilen suyun bagırsakta kalması durumunda oruç bozulur. Ancak, suyun bagırsaklara verilmesinden sonra bekletilmeyip bagırsakların hemen temizlenmesi durumunda, verilen su ile birlikte bagırsaklarda bulunan dıskının dısarıya çıkarıldıgı ve bu esnada emilen su da, çok az oldugu için oruç bozulmaz. 11. İgne Yaptırmak, Hastaya Serum Ve Kan Vermek Orucu Bozar mı? İgnenin orucu bozup bozmayacagı, kullanılıs amacına göre degerlendirilebilir. Agrıyı dindirmek, tedavi etmek, vücudun direncini artırmak, gıda vermek gibi amaçlarla enjeksiyon yapılmaktadır. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve/veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya kan verilmesi de, aynı hükme tabidir. 12. Diyaliz Uygulaması Orucu Bozar mı? Böbrek yetmezligi hastalarına uygulanan diyaliz, periton diyalizi, hemodiyaliz olmak üzere iki çesittir. Periton diyalizi, karın bosluguna verilen özel bir solüsyon aracılıgı ile, hastanın kendi karın zarı kullanılarak kanın zararlı maddelerden arındırılması ve sıvı dengesinin saglanması islemidir. Hemodiyaliz ise, kanın vücut dısında bir makina yardımı ile temizlenip vücuda geri verilmesi islemidir. Kan bir igne aracılıgı ile hastanın kolundan alınır. Hemodiyaliz makinası, diyalizör denen bir filtreden kanı sürekli geçirerek zararlı maddeleri ve fazla suyu filtre eder. Filtre edilen temiz kan ikinci bir igne ile hastanın damarına geri verilir. Bu islem yapılırken bazen, gıda içerikli sıvı verilmesi gerekmektedir. Buna göre hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden gerçeklestirilen hemodiyalizde oruç bozulmaz. Diger diyaliz çesitlerinde ise, vücuda gıda içerikli sıvı verildigi için oruç bozulur. 13. Anjiyo Yaptırmak Orucu Bozar mı? Halk arasında anjiyo (anjiyografi) olarak bilinen operasyon, teshise veya tedaviye yönelik olarak uygulanmaktadır. Anjiyografi vücut damarlarının görüntülenmesi demektir. Damar içine damarların görünür hale gelmesini saglayan ve kontrast madde olarak tanımlanan ilaç verilerek, anjiyogram adı verilen filmler elde edilir. Anjiyografi sayesinde organları besleyen damarlar görüntülenerek damar hastalıkları veya bu damarlardan beslenen organlara ait tanı koydurucu bilgiler edinilir. Tedaviye yönelik olarak uygulanan anjiyonun klasik yöntemi anjiyoplastidir. Bu ise, dar veya tam tıkalı damarların balon ya da stent denilen özel araçlarla tekrar açılması için yapılır. Bu bilgiler ısıgında gerek anjiyografi, gerekse anjiyoplasti operasyonlarında yemek ve içmek anlamı bulunmadıgından, oruç bozulmaz. 14. Biyopsi Yaptırmak Orucu Bozar mı? Tahlil amacıyla vücudun herhangi bir organından parça alınması (biyopsi), orucu bozmaz. 15. Kan Aldırmak Orucu Bozar mı? Kan aldırmak orucu bozmaz. Nitekim Hz. Peygamber ihramlı iken ve oruçlu bulundugu sırada kan aldırmıstır ( Buharî, Tıb,11, Sayd, 11, Savm, 22). Ayrıca Hz. Peygamber :"Üç sey vardır orucu bozmaz: Kan aldırmak, kusmak, ihtilam olmak.'' (Tirmizi, Savm, 24 ) buyurmustur. 16. Oruçlu Kimse Akupunktur Yaptırabilir mi? Akupunktur; vücutta belirli noktalara igne batırmak suretiyle çesitli hastalıkları tedavi etme metodudur. Akupunktur uygulanması halinde, vücudun beslenmesi, gıda alması söz konusu olmadıgından, akupunktur yaptırmak orucu bozmaz. 17. Merhem Ve İlaçlı Bant Kullanmak Orucu Bozar mı? Deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla vücuda sürülen yag, merhem ve benzeri seyler emilerek kana karısmaktadır. Ancak cildin bu emisi, çok az ve yavas olmaktadır. Diger taraftan bu yeme içme anlamına da gelmemektedir. Bu itibarla, deri üzerine sürülen merhem, yapıstırılan ilaçlı bantlar orucu bozmaz. 18. Oruçlu Kimsenin Dislerini Tedavi Ettirmesi Orucu Bozar mı? Oruçlu bir kimsenin morfinli veya morfinsiz olarak dislerini tedavi ettirmesi veya çektirmesi orucu bozmaz. Ancak tedavi esnasında, kan veya tedavide kullanılan maddelerden herhangi bir seyin yutulması orucu bozar. 19. Susuz Olarak Hap Yutmak Orucu Bozar mı? Oruçlu bir kimse gıda veya deva (ilaç) cinsinden bir seyi ister su ile, ister susuz olarak yer veya içerse orucu bozulur. Safiî mezhebine göre; kendisine yalnız kaza gerekir. Hanefi mezhebine göre ise; hem kaza hem de kefaret lazım gelir. Ancak oruç bozmayı mübah kılacak ölçüde bir rahatsızlık sebebiyle ilaç almıs ise, orucu bozulur ve kendisine yalnız kaza gerekir, kefaret gerekmez.

C. ÖZEL HALLERİNDE KADINLAR VE ORUÇ 1. Kadınlar Hayız ve Nifas Hallerinde Oruç Tutabilirler mi? Kadınlar hayız ve nifas hallerinde, oruç tutmazlar (Buharî, Hayz, 1; Müslim, Hayz, 14, 15). Daha sonra tutamadıkları oruçlarını kaza ederler. Bu konuda müçtehitler görüs birligi içindedirler. 2. Oruçlu İken Hayız/ Adet Gören Kadın Ne Yapar? Oruçlu iken hayız olan/âdet gören kadının orucu bozulmus oldugundan yiyip içer. Su kadar var ki, böyle bir kadın, yiyip içebilecegi gibi edeben oruçlu gibi davranmaya devam eder. 3. İmsak Vaktinden Sonra Temizlenen” Yani Âdeti Sona Eren Bir kadın oruç tutabilir mi? İmsak vaktinden sonra temizlenen” yani âdeti sona eren bir kadın, o gün hiçbir sey yiyip içmemis olsa bile, oruç tutmus sayılmaz. 4. Bayanların Ramazanda Adet Geciktirici İlaç Kullanmaları Caiz midir? Ayrıca Kullandıgı İlaç Sebebiyle Adeti Geciken Bir Bayanın Tuttugu Oruçlar Geçerli midir? Ay hali oruç tutmaya manidir. Bu halde iken tutulan oruç geçerli olmaz. İlaç sebebiyle de olsa, akıntı olmadıkça ay hali vuku bulmadıgından tutulan oruç sahihtir. Ancak hayız kanı ile vücutta biriken zararlı maddeler dısarı atıldıgından, vücudun sıhhati bakımından ay halini önlemek için ilaç kullanılması tavsiye edilmez.

ORUÇ İLE İLGİLİ HADİSLER    1) Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri,orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (halüf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur. 2) Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve ona bulaşmasın). 3) Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar 4) Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez 5) Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun seyabından hiçbir eksilme olmaz 6) Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur. 7) Hilâli görünceye kadar oruç tutmayın, yine (müteakip) hilâli görünceye kadar da yemeyin. Bulut araya girerse ayı takdir edin 8) Ramazan ayını, hilâli görmedikçe veya sayıyı ikmal etmedikçe öne alıp başlatmayın. (Hilali görüp veya sayıyı tamamladıktan) sonra müteakip hilâli görünceye veya sayıyı tamalayıncaya kadar orucu tutun 9) (Muteber) oruç, (hep beraber) tuttuğunuz gündekidir. (Muteber) iftar, hep beraber) ettiğiniz gündekidir. (Muteber) kurban (hep beraber) kurban kestiğiniz gündekidir. 10) İki bayram ayı eksilmezler: Bunlar Ramazan ve Zü'l-Hicce aylarıdır 11) Kim orucu fecirden önce niyetle (kesin kılmazsa) onun orucu yoktur 12) Kim kendiliğinden kusacak olursa, üzerine kaza gerekmez. Kim de isteyerek kusarsa orucunu kaza etsin 13) Üç şey vardır orucu bozmaz: Hacamat olmak (kan aldırmak), kusmak, ihtilam olmak 14) Hacamat ettiren de, hacamat eden de orucunu açmıştır 15) Kim oruçlu olduğu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasın. Çünkü ona Allah yedirip içirmiştir 16) Sahur yemeği yiyin, zira sahurda bereket var 17) Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab'ın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir 18) Biriniz ezanı işitince (yiyip-içtiği) kap elinde ise, ihtiyacını görünceye kadar onu bırakmasın.' 19) Gece şu taraftan (doğudan) gelince, gündüz de şu taraftan (batıdan) gidince, güneş de batınca oruçlu orucunu açmıştır 20) Kim yalanı ve onunla ameli terketmezse (bilsin ki) onun yiyip içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur 21) Biriniz yemeğe davet: edilince, oruçlu ise: "Ben oruçluyum" desin 22) Kim bir kavme misafir olursa, onlar müsaade etmedikçe (nafile) oruç tutmasın. 23) Oruçlunun yanında oruçsuzlar yemek yiyecek olursa, melekler oruçluya rahmet okurlar 24) Kim, üzerinde Ramazan ayının orucu olduğu halde ölecek olursa, (ölünün velisi) her bir gün yerine, bir fakire yiyecek versin 25) Şurası muhakkak ki, oruçlunun iftarını açtığı zaman reddedilmeyen makbul bir duası vardır.

ORUÇ İLE İLGİLİ AYETLER    1) Ey iman edenler! oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. Bakara( 2) 183 2) Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. Bakara( 2) 184 3) Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. Bakara( 2) 185 4) Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar. Bakara( 2) 187 5) Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah'tan korkun. Biliniz ki Allah'ın vereceği ceza ağırdırBakara( 2) 196 6) Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tevbesinin kabulü için iki ay peşpeşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. Nisa( 4) 92 7) Allah, kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da keffâreti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek, yahut onları giydirmek, yahut da bir köle azat etmektir. Bunları bulamıyan üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğiniz takdirde yeminlerinizin keffâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyun (onlara riayet edin). Allah size âyetlerini açıklıyor; umulur ki şükredersiniz! Maide( 5) 89 8) Ey iman edenler! İhramlı iken avı öldürmeyin. İçinizden kim onu kasten öldürürse öldürdüğü hayvanın dengi (ona) cezadır. (Buna) Kâbe'ye varacak bir kurban olmak üzere içinizden adalet sahibi iki kişi hükmeder (öldürülen avın dengini takdir eder). Yahut (avlanmanın cezası), fakirleri doyurmaktan ibaret bir keffârettir, yahut onun dengi oruç tutmaktır. Ta ki (yasak av yapan) işinin cezasını tatmış olsun. Allah geçmişi affetmiştir. Kim bu suçu tekrar işlerse Allah da ondan karşılığını alır. Allah daima galiptir, öç alandır. Maide( 5) 95 9) (Bu alış verişi yapanlar), tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele! Tevbe( 9) 112 10) "Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah'a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım." Meryem( 19) 26 11) Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. Ahzab( 33) 35 12) (Buna imkân) bulamayan kimse, hanımıyla temas etmeden önce ardarda iki ay oruç tutar. Buna da gücü yetmeyen, altmış fakiri doyurur. Bu (hafifletme), Allah'a ve Resûlüne inanmanızdan dolayıdır. Bunlar Allah'ın hükümleridir. Kâfirler için acı bir azap vardır. Mücadele( 58) 4 13) Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi kendini Allah a veren, inanan, sebatla itaat eden, tevbe eden, ibadef eden, oruç tutan, dul ve bâkire eşler verebilir. Tahrim( 66) 5