Unutturulan Zaferimiz……….

Babil’in Ninova’nın mirascısı, Mezopotamya’nın merkezi, Fırat’la Dicle’nin düğün yeri………..IRAK

Binbir gece masallarının şehri, Darus selam yani “barışın ve adaletin şehri” adı ile kurulmuş olan kadim şehir…BAĞDAT

 

O Bağdat ki, Sezai Karakoç’un dizeleri ile;

“Kerbela şehitlerinin kanıdır harcı

Harunreşit barışı

İmam Azam adaleti

Cüneyd’in gözleri

Geylani’nin gönlü

Fuzuli’nin günü

Leyli vü Mecnun nefesi

Ve Hallac-ı Mansur’un kanıyla besli”….

 

Dördüncü Murat’ın fethi ile beraber Osmanlının en önemli eyaletlerinden biri olan, yirminci yüzyılın başlarına kadar bir Osmanlı şehri olan, şiirin, ticaretin ve sanatın iç içe geçtiği görkemli şehir…

Bu güne uzanan Bağdat’ın trajedisi, birinci dünya savaşında Osmanlının elinden çıkması ile başlar.  

KUT-ÜL AMARE…
1914 sonlarında Irak’a asker çıkaran İngiliz ve Hint askerleri, General John Nixon ve General Charles Townshend komutasında 1915 sonbaharında Bağdat’a doğru yürüyüşe geçti. Albay Nureddin Bey ( Nureddin Paşa) 27 Eylül 1915’te İngilizleri Kut önünde karşıladı. İlk önce Bağdat’ın 30 km güneyine kadar çekilen Türk ordusu, İngilizleri püskürttü ve General Townshend etrafı Dicle nehri ile çevrili Kut yarımadasında kuşatıldı. Nureddin Bey’in yerine Irak komutanlığına getirilen 52. Tümen Komutanı Halil Paşa kumandasındaki kuşatmayı yarmak için Basra’daki İngiliz genel karargahının yaptığı üç taarruz da büyük kayıplar ve fiyaskoyla sonuçlandı. 

İngiltere, General Aylmer komutasındaki birliklerin başarısız olan birinci taarruzun ardından Irak cephe komutanı J. Nixon’ı azledip Percival Lake’i bu göreve getirdi; ancak yeni komutan da kuşatmadaki birliklerini kurtaramadı. Çaresiz kalan İngilizler, savaşa birlikte girdikleri Rusya’dan yardım istedi.

O dönemde İran’ın Kirmenşah bölgesini işgal etmiş olan Rus kuvvetlerinin komutanı Baratov’un çabaları da boşa çıktı. Kurtuluş ümidi kalmayan, erzak ve cephane sıkıntısı çeken General Townshend, Halil Paşa’ya 26 Nisan’da mektup yazarak Kut’u teslim etmeye hazır olduklarını bildirdi. Halil Paşa ise birlik, silah ve cephaneleri teslim etmesi şartıyla istediği yere gidebileceği cevabını verdi. Townshend ise tüm silah ve cephanesini yok ettirerek 29 Nisan 1916’da teslim oldu. 

Yaklaşık 5 ay süren kuşatmanın ardından, 13 general, 481 subay ve 7 bini Hintli 13 bin 300 İngiliz askeri Türk birliklerine teslim oldu. 40 binde kayıp verdiler. Bu zafer,

Türkiye'nin NATO'ya üye olduğu 1952 yılına kadar, Türk Silahlı Kuvvetlerinde 'KUT bayramı' olarak kutlanmaktaydı. 

Bu zaferin üzerinden 100 sene geçmiş, Bağdat, Musul, Kerkük ve şimdi de Şehit kanları ile sulanmış vatan topraklarımız…….

Allah bu necip milleti, vatan ve millet olma şuurunu, değerlerini, kurumlarını, dinini kendi ikballeri için itibarsızlaştıranlardan, içini boşaltanlardan yine milletimizin ve devletimizin bekası için korusun……

                                   Saygılarımla                                                           Yrd.Doç.Dr. Özden Taşğın