Kurallara uyulmaz ise bahar da evde geçecek, yaz da evde geçecektir. Kurallara uymak, her insan için hem kişisel hem de toplumsal bir sorumluluktur; bir vatandaşlık görevidir.

Bilim insanlarının ve strateji uzmanlarının, hayvan kökenli veya laboratuvar çıkışlı olduğu konusunda net bir karara varamadığı; ama etkileri neticesiyle “net” olan, şimdiye kadar dünyanın hiç görmediği küresel boyutta etki yapan bir virüs gerçeği yaşanmaktadır.

Dünyada 215 ülke ve bölgede virüs vakalarının görüldüğü; 3 679 499 kişinin toplam onaylanmış vaka olarak virüse yakalandığı, bunlardan 254 199 kişinin toplam onaylanmış vefatlar olduğu; 07 Mayıs 2020 tarihli Dünya Sağlık Örgütü kaynaklı verilerdir.

Ülkemizde ise toplam 133 721 kişinin vaka sayısı olarak virüse yakalandığı; toplam 3 641 kişinin vefat ettiği, 1 260 kişinin yoğun bakımda olduğu, 07 Mayıs 2020 tarihi itibarıyla T.C. Sağlık Bakanlığı kaynaklı verilerdir.

Ülkemizde; Mart ayının ortalarından beri evde kal uygulaması ile geç ve genç yaşta olanların dışarı çıkması uygun bulunmamış; bu süreçte sadece ihtiyacı olanlar ve gıda, sağlık, güvenlik gibi hayati ve kritik öneme sahip meslek mensupları görevleri gereği dışarı çıkmışlardır.

T.C. Sağlık Bakanı’nın her gün saat 19.00 civarında ekranlara çıkması ve o günün virüs sonuçlarını açıklaması endişe ile beklenmiştir; hala da beklenmektedir. Test yapılanlar / yoğun bakımdakiler / entübe hastalar / vefat edenler; haber bültenlerinin / tv. programlarının konusu olmakta, her kanalda bir bilen edası ile insanların psikolojisine pekte özen gösterilmeden konuşulmaktadır.

Günlük vefat sayıları, sadece bir sayı değil bu dünyadan giden canları belirtmektedir. Onlarında hayalleri / evlatları / torunları / anneleri / babaları / akrabaları / yakınları / arkadaşları vardır. O evlere bir ateş düşmüş, hüzün çökmüştür; günlük sayılar azalsa da hala devam etmektedir. Vefatlar içerisinde kronik problemi olanlar çoğunlukta olsa da her yaşta kişinin virüsten etkilendiği bir gerçektir. Yaşlısı genci / zengini fakiri / ünlüsü sıradanı / doktoru hocası vb. virüsün ölümcül etkisinden maalesef kurtulamamıştır.

Camilerde cuma ve teravih namazları bile kılınamamakta, anne-baba bile ziyaret edilememekte, cenazeler için taziyeye bile gidilememekte, sağlık çalışanları ailelerini görmeye bile gidememekte, okullarda dersler yapılamamakta, birçok iş yeri açılamamakta, sınava girecek öğrenciler değişen sınav tarihlerine motive olmaya çalışmakta, ekonomik hayat devlet katkıları ile ayakta tutulmakta, kişiler eski rahat günlerini aramaktadır. Evet, koca dünyaya küçücük bir virüs meydan okumaktadır.   

Devletimiz, virüsün yayılımını kontrol altına almıştır; ancak birçok kişi evde iken bazılarının keyfi olarak dışarıya çıkması ve sosyal mesafe, maske ve kalabalık ortamlar hususunda gerekli duyarlılığı göstermemesi, tüm yapılanlara gölge düşürmekte; vaka sayısını artırmaktadır.

Hani, bizim kültürümüzde olumsuz bir şey yapıldığında; ne var yani, sonunda ölüm mü var denir ya?  Evet sonunda ölüm vardır! İlimizde maalesef karantinaya alınan yerler, ölümler olmuştur; kurallara uymak bir zorunluluktur.

Kurallara uyulmaz ise bahar da evde geçecek, yaz da evde geçecektir. Kurallara uymak her insan için toplumsal bir sorumluluktur. Duyarsızlık sebebiyle, birinin hastalanmasına / ölümüne neden olmak büyük bir vebaldir.

-Toplumsal Farkındalık-