Ramazanı geride bırakırken şimdi bizi bekleyen bir bayram sürecimiz var. Oruç sonrası normal beslenmeye geçişle beraber yeme eğilimi artmaktadır. Ramazan sürecinde hem sindirim hem metabolizma yavaşlamaktadır. Bayramla beraber besin tüketiminizi birden artırdığınızda mide rahatsızlıklarına ve vücudun insülin dengesinde bozulmalara davetiye çıkarabilirsiniz.

Ramazan boyunca açlığa alışan vücuda birden aşırı karbonhidrat alımı olduğunda vücut alınan karbonhidratların ihtiyaç fazlasını yağa çevirerek depolamaktadır. Bu karbonhidrat fazlası özellikle karin çevresi yağlanması olarak bize kendini göstermektedir.
Bu nedenle bayram sürecinde beslenme büyük önem taşımaktadır. Bayram gezmelerinde her gidilen yerde ikramlar oluyor,ikramların hepsini geri çevirin demiyorum tabii ki, fakat zaten yemiş ve toksanız ‘Hayır' demeyi bilmeliyiz. Benim ricam ev sahiplerinin de fazlasını tüketmek istemeyen misafirlerine sürekli ısrar etmemeleri yönünde olacak.
Bayram sürecinde az ve sık beslenilmeli, ana öğünlerin yanı sıra süt, yoğurt, çiğ kuruyemişler ile ara öğünler de yapılmalıdır.

Bayram tatilini otelde değerlendirenler de olacaktır, açık büfe yemeklerin bizi beklediği bu tatilde ise besin tüketimi yine çok önemli.
Öğünlerde ızgara türü tüketilmeli yanlarında mutlaka çiğ ve pişmiş sebzeye yer verilmelidir. Gazlı içecekler yerine ise sade maden suyu tercih edilmelidir.

Hava sıcaklıklarının artmasıyla da beraber tatil süresince sıvı tüketimine dikkat edilmelidir. Günde en az 2.5 litre su tüketilmelidir. Bayram boyunca alınan fazla kaloriyi dengeleyebilmek adına mutlaka gün içinde tempolu yürüyüşler yapılmalıdır.

Herkese mutlu ve huzurlu bayramlar dilerim ... 


Diyetisyen Elif ŞAKACI