18 Değil, 28 Defa da Değiştirilebilir

NEVŞEHİR(MHA) TBMM Genel Kurulu'nda, yargı paketi olarak bilinen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Tasarı'nın görüşmelerine başlandı.

Tasarı üzerinde Ak Parti Nevşehir Milletvekili Av. Murat Göktürk TBMM Genel Kurulunda TCK ile bazı kanunlarda değişiklik yapan tasarı hakkında konuştu.

Göktürk, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasamanın yapıldığı, yasama faaliyetinin yapıldığı, Türk milleti adına bu gücü kullanan yegâne yerdir ve bizim buradaki görevimiz, toplumun ihtiyacı olduğu sürece bu ihtiyacı karşılayacak düzenlemeleri zamanında ve yerinde yapmaktır. Bununla ilgili olarak, 18 kere de değişse, 28 kere de değişse, değiştirilmesi gerekiyorsa bu düzenlemeleri yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Tasarıda birçok konuda düzenleme bulunmaktadır. Bunlardan, Türk Ceza Kanunu'nda yapılan düzenlemeler ile toplumun huzur ve barışına karşı işlenen hırsızlık, çocukların ve kadınların maruz kaldıkları cinsel şiddet, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu madde üretilmesi, ticaretinin yapılması, kullanılmasına ilişkin suçlarla ilgili olarak cezalar ciddi oranda artırılmaktadır. Tabii, ceza artırımı tek başına bir çözüm değildir. Suçun ve suçlunun takibi açısından, cezaların artırılması sadece kullanılması gereken bir yöntemdir ancak AK PARTİ iktidarları olarak, biz, toplumun sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitiminin gelişmesi yanında, Türk Ceza Kanunu'ndaki ihtiyaç duyulan cezaların yetersiz kalması, uygulamada ortaya çıkan sıkıntıların giderilmesi noktasından baktığımızda, ihtiyaç duyulan ceza artırımlarına da gitmek durumundayız. Bu nedenle, bu ihtiyaçla bu cezaların artırılması gündeme gelmiştir ve bu şekilde cezaların artırılmasına dönük olarak bir çalışma önümüzdedir. İşlenen suçlarla ilgili olarak ceza hukukunun temel ilkelerinden birisi, biraz önce söylediğim gibi, cezaların caydırıcı olmasıdır. Yürürlükte bulunan Ceza Kanunu, uygulamasında, yukarıda saydığımız suçlarla ilgili cezaların caydırıcılığı noktasında yeterli olmadığı, ihtiyaçları karşılamadığı görülmektedir. Böyle olduğu için de toplumun vicdanının rahatlaması, suçu işleyenin yanına kâr kalmaması bakımından cezaların önemli bir şekilde artırıldığını görmekteyiz. Özellikle, son zamanlarda çocuklara ve kadınlara karşı işlenen cinsel şiddet ve istismara ilişkin suçların toplum vicdanını rahatsız etmesi bu hususta yeni düzenlemeler yapma ihtiyacını ortaya koymaktadır. Yine, hırsızlık suçuyla ilgili toplumdaki ciddi şikâyetler ve ciddi sıkıntılar, hırsızın cezasız kalması ve hırsızlık suçunun yaygınlaşması da bu hususun ele alınmasını ve caydırıcı önlemlerin, caydırıcı cezaların getirilmesini öngörmektedir. Anayasa'nın 41'inci maddesinde ailenin korunması ve çocuk hakları ve yine Anayasa'nın 58'inci maddesinde gençliğin korunmasına ilişkin devlete ve hükûmete yükümlülükler yüklenmektedir. Bunların sağlanabilmesi için, özellikle uyuşturucuyla ilgili olarak madde imali yani uyuşturucu madde imali, temini, satışıyla ilgili etkin mücadele yapılması gerekliliği ortadadır. Bunun kabul edilebilir yani çocuklarımızın, gençlerimizin bu uyuşturucu tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmasını kabul etmek tabii ki mümkün değildir. Dolayısıyla, bu hususta da ciddi anlamda çalışma yapıp, bu suçu işleyenlerin takip edilerek cezasız kalmamasının sağlanması gerekir. Suçla mücadele bakımından cezaların caydırıcı ağırlıkta olması, suçla etkin mücadele edebilmek için suçun ve suçlunun iyi takip edilmesi, cezaların caydırıcı ağırlıkta olması ve mahkemelerce hüküm altına alınan cezaların infaz edilmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekir. Tasarıyla bu husus da karşılanmış bulunmaktadır. Yine tasarıyla, sulh ceza mahkemesi ve asliye ceza mahkemesi ayrımı ortadan kaldırılmakta, cezalandırma yetkisi sadece bir mahkeme çatısı altında, asliye ceza mahkemesi çatısı altında toplanmaktadır. Bu şekilde, usuli uygulamada karşımıza çıkan, yargılama faaliyeti sırasında karşımıza çıkan usuli sıkıntılar ve göreve ilişkin sıkıntılar da giderilmiş olacaktır. Bunun yerine, sulh ceza mahkemelerinin şu anda uygulamada "müteferrik işler" olarak değerlendirdiği ve yargılama faaliyeti yanında baktıkları işlerle ilgili olarak da sulh ceza hâkimliği kurulmaktadır. Arama, yakalama, el koyma gibi koruma tedbirlerinin uygulanması bakımından verilmesi gereken kararları sulh ceza hâkimleri verecektir. Bu da uygulamada konunun daha ciddi anlamda incelenerek değerlendirilmesini ve nihayetinde yerinde kararların olmasını, bu hususta da kararların tekliği imkânı olmasını sağlayacaktır.

Yine, tasarıyla, bölge idare mahkemeleri, idari yargılama hukuku bakımından bir nevi istinaf mahkemelerine dönüştürülmektedir. Kurulacak mahkemelerle idari yargılama hukukunda da ikinci derece yargılama sistemi getirilmekte ve hem Danıştayın iş yükünün önemli ölçüde azaltılması amaçlanmakta hem de Danıştayın içtihat mahkemesi olması özelliği kazanmasına imkân sağlanması amaçlanmaktadır. Yapılan düzenlemeyle birçok konu bölge idare mahkemeleri tarafından kesin hükümle karara bağlanmış olacağı için Danıştayın iş yükünde ciddi bir azalma meydana gelecektir. Mevcut sistemde, idare ve vergi mahkemelerinde bakılan davaların yaklaşık yüzde 70'ine temyiz mahkemesi olarak Danıştay bakmakta ve altından kalkılması çok güç bir yükün altında bulunmaktadır. Danıştayda temyiz incelemesi bekleyen dosyaların karara bağlanma süresi ortalama dört yılı aşmaktadır. Bu düzenlemeyle bu süreler de çok önemli bir şekilde kısalacak ve yargılanmanın hızlanmasına imkân sağlanmış olacaktır. Yargılama hizmetlerinin hızlandırılması, etkin ve verimli bir şekilde sunulabilmesi için AK PARTİ iktidarı olarak gerçekten hem fiziki altyapı -ki bunlar yeni adliye binalarının yapılması, personel sayısının yeterli hâle getirilmesi, Ulusal Yargı Ağı (UYAP)'ın geliştirilmesi- hususunda önemli adımlar atılmış hem de yasal olarak birçok düzenleme yapılmıştır. Biraz önce de söylediğim gibi yani toplum ihtiyaçları öngördüğü sürece bu yasal düzenlemelerin yapılması Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevidir.

Yine tasarıda Yargıtayla ilgili bir düzenleme bulunmaktadır. O da Yargıtay Büyük Genel Kurulu tarafından Yargıtay iş bölümünün, daire sayısının ve görev düzenlemesinin yapılmasının sağlanması hususudur. Yargıtay da hâlihazırda 23 hukuk dairesi, 15 ceza dairesi bulunmaktadır. 23 hukuk dairesindeki dosya sayısı –Yargıtay dan aldığımız bilgiye göre- 136 bin, 15 ceza dairesindeki dosya sayısı 385 bindir. 23 hukuk dairesindeki iş yükü diğer 15 ceza dairesindeki iş yükünün yarısı kadardır. Dolayısıyla, bu da daireler arasında altından kalkılamayacak yükte dosya sayısının oluşmasına sebebiyet vermektedir. Bununla ilgili iş bölümü ve görev dağılımının Yargıtay Büyük Genel Kuruluna bırakılması hususu da yine tasarıyla düzenlenmek suretiyle dosyaların daha çabuk, daha seri bir şekilde ele alınması, incelenerek karara bağlanması hususu düzenlenmektedir. Nihayetinde yapılan düzenlemeler toplumumuzun ihtiyacına dönük, ihtiyacına karşılık verecek düzenlemelerdir. Yerindedir. Vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmaya dönük ve toplumun güvenini, barışını ve huzurunu sağlamaya dönük düzenlemelerdir. Tasarının lehinde oy kullanacağımı bildiriyor, milletimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.