Erdoğan’ın aylardır beklediği rapor hazır...

Akil İnsanlar'ın hazırladıkları raporlar Erdoğan'a Sunuluyor...

 Tartışmalarla kurulan ve tepkilerle çalışan Akil İnsanlar Heyeti görevini tamamladı. 7 bölgede yürütülen çalışmalar sonucunda vatandaşın çözüm süreci ile ilgili kaygılarını, algılarını ve fikirlerini bir araya getirerek raporlaştıran Akil İnsanlar yarın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la buluşacak. Final buluşmasında hazırlanan raporları sunacak olan Akil İnsanlar İstanbul Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde düzenlenen toplantıda vatandaşların çözüm süreci hakkındaki görüşlerini aktaracak.
Peki, akillerin raporlarında neler var? Milliyet'ten alınan bilgiye göre, raporlarda, demokratikleşme hamlelerinin sadece Kürtler'i değil, bütün çevreleri kapsaması gerektiği yönünde ortak görüşlerin bütün kesimlerce ortaya konulduğu vurgulanırken, yeni anayasanın ve demokratikleşme hamlelerinin ortak talep olduğu, Aleviler başta olmak üzere toplumun bazı kesimlerinin de gelişen süreçte dışarıda bırakılma endişesi yaşadığı bildirildi.
Farklı bölgelerde görev yapan bazı akil insanların raporlar ve çalışmalara ilişkin görüşleri şöyle:

AKDENİZ SÜREÇ SONRASI İÇİN ENDİŞELİ

Sürece karşı olanların özellikle protesto gösterilerinde bulunan belli bir kesim olduğu, bunun dışında Kürt sorununun olmadığını savunan bir kesimin de bulunduğu belirtildi. Heyet Sekreteri Tarık Çelenk şunları söyledi:
"Bölgedeki kaygılar, süreç sonrasına dair. Aleviler arasında en çok göze çarpan, süreç devam ederken dışlanma endişesi. 3. köprüye verilecek Yavuz Sultan Selim ismi bu kaygıları artırmış. Kürt açılımı gibi bir Alevi açılımının da olması elzem gözüküyor. Bir de Türk-İslam sentezinden kaynaklanan Kürt sorunu algısı sorunu var. . Bu durumla yüzleşmek için özellikle Mersin ve Hatay'da daha aktif sivil toplum faaliyetlerinin olması lazım."

KARADENİZ'DE DESTEK VAR

Karadeniz Bölgesi'nin raporunda; terör örgütünün yeniden dönebileceğine yönelik bölgedeki endişe vurgulanıyor. Yine de halkın silahların bırakılması halinde kardeşliğin kazanacağına ilişkin inancının yüksek olduğu dile getiriliyor. Karadeniz insanının Kürt vatandaşlarla, terör örgütü arasında ayrımı çok net yaptığı vurgulanan raporda, Kürtlerin kimliklerini kendilerine özel bir alan olarak tutmaları, ancak Türkiye 'nin bütünü sözkonusu olduğunda kardeşliğe aykırı bir tutum sergilememeleri tavrına dikkat çekiliyor. Karadeniz Bölge Başkanı Prof. Dr. Vedat Bilgin, çalışmaları için şunları söyledi:
"Karadeniz bölgesinde endişeler var. Ama insanların kardeşlik duygusunu Türkiye 'nin her tarafında hissetmeleri, etnik kimliklere vurgu yaparak etnik kimliklerini kendilerine özel bir alan olarak tutmalarını, orada özgür olmalarını, ama Türkiye 'nin bütünün bir kardeşlik havasının yaşanmasına dair genel tespitlerimiz var. Karadeniz terör örgütü üzerinden meseleye bakıyor."

İÇ ANADOLU BÖLGESİ GÜVEN VERİCİ ADIMLAR İSTİYOR

Şehit ailelerinin yoğun olarak yaşadığı İç Anadolu Bölgesi'nde akil insanlar heyetine yönelik tepkiler de zaman zaman oluştu. Raporda, genel olarak, toplumun kan dökülmemesi konusunda mutabık olduğu ancak kaygıların giderilmesi gerektiği vurgulandı. Özellikle silahların susmasının önemli bir kazanım olarak görüldüğü ancak PKK'lılara af gibi tartışmalar başta olmak üzere birçok konuda topluma güven verici adımların atılması gerektiği ifade edildi. Heyet Başkanı Ahmet Taşgetiren, "Şehit ailelerinin ‘Biz bu acıyı yaşadık, başkaları yaşamasın' tarzındaki fedakarane duruşları bizi çok etkiledi" dedi.

MARMARA BÖLGESİ'NDE ŞEFKAT ÖNE ÇIKTI

Marmara Bölgesi'nin raporunda, özetle şunlar belirtildi: " Türkiye ciddi bir demokratikleşme hamlesine ihtiyaç duymaktadır. Özgürlükler ve haklar garanti altına alındıkça gerilimler yumuşayacak, her kesim radikal de olsa atılan adımlara daha büyük bir güvenle yaklaşacaktır. Devletin gücü yumruğunun sertliğinden değil, kucağının şefkatinden gelmelidir. Devlet mekanizmasının kendisini kollamak adına güvenlik tedbiri alma ve şiddete başvurma gereksinimi gücünü değil, zayıflığını gösterir. 30 yıllık bir çatışmanın ardından Barış sürecini başlatabilen yürek ve akıl, geçmişin ve bugünün hatalarından ders çıkartarak daha iyi, daha müreffeh birTürkiye 'nin kapılarını açabilir. "

EGE BÖLGESİ'NİN DESTEĞİ ARTIYOR

Sürece en karşı bölge olarak gösterilen Ege Bölgesi'nin raporunda ise diyalog kurulan kesimlerin desteğinin her geçen gün arttığı vurgulandı. Ege Bölgesi Grubu Başkan Vekili Avni Özgürel "Tutumlarını 4 grupta değerlendirebiliriz. Bir grup, süreci son derece olumlu buluyor ve destekliyor. Bir grup, süreci destekliyor ama endişeleri var. Bir kısım insanlar, sürece karşı ancak çok da emin değiller. Bunların toplamı halkın yüzde 80'i. Son grup ise sürece her halükarda karşı. Medyaya da sürece endişeli ve eleştirel yaklaşan insanların tepkileri yansıdı" dedi.

EN HEYECANLI DOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Doğu Anadolu bölgesinin raporunda, özellikle toplumun demokratikleşme konusunda herkesi kapsayacak adımların atılmasını beklediği ifade edildi. Yeni anayasanın bölgede heyecanla beklendiğinin anlatıldığı raporda, bölgenin bir kısmının süreçle ilgili kaygılarının bulunduğu, Kürt nüfusun ağırlıklı olduğu bir kısmında ise beklentilerin eşitlik temelinde olduğu ifade edildi. Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Sekreteri Ayhan Ogan, "Temel olarak anayasayla ilgili genişçe bir önerimiz oldu. Bu sürecin sonunda yeni bir anayasanın yapılması kaçınılmaz. Bu anayasanın nasıl yapılacağı hakkında bir takım öneriler sunduk" dedi.

GÜNEYDOĞU ANADOLU KAYGILI

Çözüm sürecine en büyük desteğin verildiği Güneydoğu'da, endişeler özellikle sürecin kesintiye uğraması noktasında düğümleniyor. Raporda, özellikle yeni anayasa ve yasalarla Kürtlerin eşitliğine yönelik adımların atılması taleplerinin bulunduğu vurgulanıyor ve anayasal güvencenin barışın anahtarı olduğu dillendiriliyor. Heyet Başkanı Yılmaz Ensaroğlu, "Bazı kaygılar var. Hükümetin güven verici adımları bekleniyor. PKK'nın eylemsizlik kararının ise sürmesini istiyorlar" dedi.

Raporda dikkat çeken 10 tespit şöyle: 

1- Sürecin kalıcı olması için sivil anayasa gerekli. Özgürlük alanları genişletilmeli. 

2- Doğu ve Güneydoğu'da yeni bir vatandaşlık talebi ön plana çıkıyor. Batı'da yeni vatandaşlıkta endişe var. Yeni Anayasa'nın sadece Kürt'lerin taleplerine göre yapılmasına sıcak bakılmıyor. Adımların tüm toplumu kapsaması isteniyor. 

3- "Demokratikleşmiş" devlet isteniyor. Mezhepsel ve etnik ayırıma 'hayır' diyor. Bu nedenle "Türk Milleti tanımına dokunulmasın" deniliyor. 

4- Marmara'da, "Devlet değişmeli, kucaklayıcı olmalı" çağrısı yapıyor. Tek vatan, tek bayrak vurgusu, ülke bütünlüğü ön plana çıkıyor. 

5- Karadeniz halkının Kürtlerle sorunu yok. Ege'linin endişesi "Öcalan bırakılır mı?"

6- Az da olsa "bölünme" kaygısı var. Bölünme korkusu yerini değişim beklentilerine bırakıyor. 

7- Doğu Anadolu, "Sivil siyasetin önü açılsın. Yasama, yürütme ve idari yapı değişsin" diyor. 

8- Çatışma ve kutuplaşma istenmiyor. Güneydoğu halkı sürecin devamı için kararlılık vurgusu yapıyor. 

9- Sürece yönelik korku ve endişeleri ortadan kaldırmalı. Taraflar üslupta dikkatli olmalı. İç Anadolu'da sürece destek büyük. Endişeler ise "PKK'lılara af olacak mı? Kürtlere ne söz verildi?" Akdeniz'de ise sürece yönelik kaygılar aşıldı. 

10- Güneydoğu'da Kürtçe'nin anadil olma beklentisi var. Şiddete tepki, barışa ise sahip çıkış var