Kayseri'nin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen miting öncesinde alanları dolduran vatandaşlara AK Parti ve Türk bayrakları dağıtıldı. Tarihi Kayseri Kalesi'ne Mustafa Kemal Atatürk ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın posterleri asılırken, bir binada "Koca bir dünya sana hasta, ne yiğittin sen Davos'ta, gadanı alırım büyük usta" yazılı pankart asıldı. Hava yolu ile Kayseri'ye gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Seyrani Camii'nde kıldığı öğle namazı sonrasında, Kayseri Valiliği'ni ziyaret etti. Ziyaret sonrasında miting alanına gelen Başbakan'ı coşkulu kalabalık karşıladı.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve AK Parti Kayseri milletvekilleri, Niğde, Adana, İstanbul, Nevşehir, Kahramanmaraş, Sivas, Elazığ, Nevşehir, Ankara milletvekillerinin katıldığı mitingde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte kalabalığı selamladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Demokrasiye sahip çıktığınız için, sandığa, milli iradeye sahip çıktığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Kayseri bu gün tarihi günlerinden birini yaşıyor. Kayseri bu gün tarihinin en büyük mitingini gerçekleştiriyor" dedi. Başbakan Erdoğan, "Kayseri haksızlığa, mandalığa, oyunlara ve tuzaklara karşı sesini yükseltiyor" diyerek şu şekilde konuştu: 

"Bu muhteşem meydanda vandalıktan rahatsız olan CHP'li, barbarlıktan rahatsız olan MHP'li, faşizmin karşısında olan BDP'li kardeşlerim de var. Sizin isyanınız şiddete başvuran isyancılara karşı. Bugün tüm Türkiye huzurunu gasp etmek isteyenlere, kuklalara karşı itirazını yüksek sesle haykırıyor. Sizin sesinizi halkın iradesine karşı olanlar duymayacaktır. Ben sizden öyle bir cevap bekliyorum ki sesinizi Şam, Bağdat, Ramallah, Gazze, Kudüs duysun. Sizden öyle bir haykırış bekliyorum ki dünyanın bütün mazlumları sesinizi duysun."

Başbakan meydandaki kalabalığa, "Kayseri demokrasiye sahip çıkıyor muyuz? Sandığa, milli iradeye, Türkiye'ye sahip çıkıyor muyuz? Kardeş miyiz? Birlikte Türkiye miyiz?" diye sordu. Meydanı dolduranlardan 'Evet' cevabını alan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: 

"Kayseri, kardeşim Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün şehri, yiğitliğin, helal kazancın şehri. Bu İstanbul'da, Ankara'da eylem yapanların niyetini en iyi Kayseri bilir. Bu yakanların, yıkanların, yağmalayanların asıl maksadını en iyi Kayseri bilir. Başbakan gençleri dinlemiyor diyorlar. Gençleri Bakanlar Kurulundakilerden fazla dinledim. Oradaki yakanlarla, şiddetle birlikte olanlar siz bu gençliğin sesini nereye koyacaksınız. Onlara bak, buraya sırt dön. Yok öyle 25 kuruşa simit. Onu da dinle burayı da dinle. Bunun yeri neresi sandık. Öyleyse sandığa saygı duy. Biz sorumluluğumuzun gereğini yerine getiriyoruz. Biz o bir kısım gençlerimize, çünkü onların içinde şiddete başvuran, bu milletin değerleriyle çatışanlar var. Bunların yanında oyuna gelenler de var. Buradan sorumluluğumuzun gereği olan şu mitingi yapmamızdan rahatsız olanlar var. Diyorlar ki, 'Ne olur miting yapmayın. Bunu anlatmayın' Biz bu mitingleri yapmayacağız da her gün sizin bu yakıp yıkmalarınızı, kamu binalarına saldırmalarınızı mı izleyeceğiz? Size milletin sesini duyurmak için bu miting meydanları en meşru zeminlerdir. Eğer siz de dürüstseniz gelin bunu meydanlarda yapın. Kırıp döküp yakmayın. Yazıktır günahtır. Şu ana kadar 200 trilyonu aşkın zarar var. BU milletin kasasından çıkıyor. Şimdi ey solcular size sesleniyorum, ey CHP sana sesleniyorum. Ortalığı karıştırdın, adeta bir mikser gibi karıştırdın. Takıldığın o aşırı uçların peşine, terör örgütleri ile ilgileri olan kişilerin peşine, ondan sonra bu ülkenin yönetimine her türlü hakareti ettin. Atatürk Kültür Merkezi'ni işgal ettiler. 'Bırakın işgal devam etsin mi diyecektik' legal örgütlerin paçavraları asılı kalacak, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı'na hakaretler olacak rahat mı bırakacağız. İçişleri Bakanı'na Atatürk Kültür Merkezi'ni 24 saat içinde temizleyin, Taksim'i temizleyin dedim. Bir tarafta terörist başının posteri, bir tarafta Atatürk'ün posteri ve Türk bayrağı, CHP siz nasıl seyrettiniz bu görüntüyü. Öyle duracak mıydı? Biz, 17 gün sabrettik. Gezi Parkı oradaki bir işgalci grubun değil tüm halkımındır. Bu parkları işgal edemezsiniz, Anayasaya ve hukuka aykırıdır. Taksim meydanı miting meydanı değil. Gidersin Kazlıçeşme'de yaparsın".


Bayrak kampanyası başlatıyoruz...

Balkonlar penceler evimiz iş yerlerimiz Türk Bayraklarıyla donatıyoruz tamammı?


Başbakan Erdoğan Kayseri de ki mitinginde Gezi olayları birinci maddesiydi.17 gün sabrettik park işgalcilerin değil halkındır dedi.
Zahide ninenin eli öpülür dedi..Zahide nine nine hatunların toruu eli öpülür dedi.
Söz miclesin kadar milletindri dedi.
Uluslararası medyaya seslenerek Çeteler ne yaparsa yapsın Türkiye bu oyuna gelmeyecektir bu millet oyununuzu bozacak dedi.
Tencere tavayı dövdünüz CHP yi sandığa gömdünüz.
Duran adam konusundada Türkiye yerinde durmayacak Hedefimiz 2023 Türkiye Durmak yok yola devam dedi.
Başbakan Erdoğan Akşam Kadir Has stadında oynanacak olan U 20 Dünya Futbol şampiyonasını izleyecek bu geceyi Kayseri de geçirecek.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:


"BURADA CHP'Lİ VE MHP'Lİ KARDEŞLERİM DE VAR"

Sevgili kardeşlerim, çok değerli yol arkadaşlarım, sizleri hasretle ve muhabbetle selamlıyorum. Muhabbetinizden dolayı her birinize tek tek teşekkür ediyorum. Demokrasiye, sandığa, milli iradeye sahip çıktığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Kayseri bugün tek yürek halinde haksızlığa, şiddete, oyunlara, vandallığa karşı sesini yükseltiyor. Ben inanıyorum ki bu meydanda şiddetten rahatsız olan CHP'li kardeşlerim de var, vandallığın karşısında olan MHP'li kardeşim de var, faşizme karşı olan BDP'li kardeşim de var, BBP'li, SP'li kardeşlerim de var. Bugün tüm Türkiye vandallığa isyan ediyor. Ama biliyorum ki; sizin isyanınız şiddete başvuran isyancılara.

"MİLLİ İRADEYE SAHİP ÇIKIYOR MUYUZ?"

Şimdi size soruyorum. Sizden öyle bir cevap bekliyorum ki; sesinizi tüm Türkiye, tüm yeryüzü duysun. Sizi başını kuma gömenler, uluslararası medya ve Türkiye'deki bir kısım medya duymayacaktır. Varsın onlar duymasınlar. Sesinizi Bağdat, Şam, Beyrut, Ramallah, Gazze, Somali, Mynmar, Suriye, İslamabat, Üsküp, Saray Bosna, Londra, Berlin, Erbil, Bakü duysun. Kayseri, demokrasiye sahip çıkıyor muyuz? Sandığa sahip çıkıyor muyuz? Milli iradeye sahip çıkıyor muyuz? Türkiye'ye sahip çıkıyor muyuz? Bizimle misin Kayseri? Bir, beraber ve kardeş miyiz? Birlikte Türkiye miyiz?

"SEVGİLİ KARDEŞİM ABDULLAH GÜL'ÜN ŞEHRİ"

Allah'ıma hamdolsun, işte Türkiye bu. İşte Anadolu bu. Bu Kayseri Selçuklu'nun, Osmanlı'nın, cumhuriyetin şehri. Mimar Sinan'ın şehri. Kayseri, Cumhurbaşkanımız, sevgili kardeşim Abdullah Gül'ün şehri. Bu yakanların, yıkanların, yağmalayanların asıl niyetini en iyi Kayseri bilir.

Bize ne diyorlar? Başbakan gençleri dinlemiyor diyorlar. Kendilerini çağırıp Bakanlar Kurulu toplantısından daha fazla dinledim. Peki o dinlediklerim genç de buradakiler genç değil mi? Orada yakıp yıkanlarla beraber olanlar, siz bu gençliğin sesini nereye koyacaksınız? Yok öyle. Onu da dinle bunu da dinle. Bunun yeri neresi; sandık. Öyleyse sandığa saygı duy.

Başbakan olarak hukuk içinde sorumluluğumuzun gereğini yerine getiriyoruz. Çünkü bunların içinde şiddet yapan, bu milletin değerleeriyle çatışanlar var. Onların içinde samimi olanlar da var. Onları tenzih ediyorum.

"MİLLETİN SESİNİ DUYURUYORUZ"

Bizim miting yapmamızdan rahatsız olanlar var. Biz bu mitingleri yapmayacağız da sizin yakıp dökmelerinizi mi izleyeceğiz. Size milletin sesinin duyurmak için bu meydanlar en meşru zemindir. Siz de gelin meydanlarda miting yapın ve sesinizi duyurun. Yazıktır, yakıp yıkıp milletin malını dökmeyin.

"İŞGALE SEYİRCİ KALMADIK"

Ey solcular, ey CHP size sesleniyorum. Ortalığı adeta bir mikser gibi karıştırdıın. Takıldın o illegal örgütlerin peşine ve ondan sonra bu ülkenin yönetimine her türlü hakareti yaptın. Aynı şeyi diğer muhalefette de görüyoruz. AKM'yi işgal ettiler. Ne yapacaktık, bırakın işgal devam etsin mi diyecektik? Terörsitlerin resimleri, paçavraları, TC Başbakanına hakaretler orada asılı duracak, biz de diyeceğiz ki bırakın, polisimiz dokunmasın. İçişleri Bakanıma 24 saat içinde AKM'nin ve Taksim Meydanı'nın temizlenmesini söyledim. Cumhuriyet Anıtı'nda bir tarafta teröristbaşının resimleri, bir tarafta Atatürk'ün resimleri, bir tarafta Türk Bayrağı. Bu CHP zihniyetine sorarsan, dokunmayın.

Gezi Parkı olayına gelirsek. Biz 17 gün sabrettik. Gezi Parkı oradaki işgalcilerin değildir, tüm halkındır. Orayı işgal edemezsiniz. Taksim Meydanı miting meydanı da değildir. Miting yapacaksan gider Kazlıçeşme'de, Kadıköy'de yaparsın.

"ALLAH AŞKINA BİZ NE YAPTIK DA BUNLAR OLDU"

(Slogan atan vatandaşlara) Sizin gadanızı alırım, gadanızı. İnşallah bu istikbal çok daha farklı olacak, bu gençlik geleceğine sahip çıkacak. Gençlik bu ülkede kendisine hizmetkar olan AK Parti iktidarını iyi biliyor. Allah aşkına biz ne yaptık size de bunlar oldu. Bunlar sandık sonucunu, demokrasiyi hazmedemediler, milli iradeyi hazmedemediler.

"SEN DE MAKARNA, PİRİNÇ DAĞIT"

Kayseri'de bugün yüz binlerce insan bir araya geldi. Ama bunlar ne diyorlar biz her şeyi biliriz, her şeyden anlarız diyorlar. Bizim oyumuzla Kayseri'deki Ahmet'in, Mehmet'in, çobanın oyu bir olmaz diyorlar. Göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı diyorlar. Makarnaya, pirince, kömüre oylarını satanlar diyorlar. E öyleyse sen de makarna, pirinç dağıt. Taksim'de zaten dağıttınız. Eğer bununla bu iş oluyorsa hadi yapın. On yıllar boyuunca bunlar boğaza karşı viskilerini yudumlayıp halkı aşağıladılar.

"ZAHİDE NİNE ANALARINI AĞLATTI"

Zahide Nine İstanbul'da vandalların önüne çıkıp yeter artık dedi. Bu çok önemli. Analarını ağlattı. Zahide Nine'ye ne dediler. Git sana para verirler dediler. Ama o ne dedi? Ben bu memleketin emeklisiyim, param var benim dedi. O Zahide Nine'nin eli öpülür. Artık Zahide Nine'ler susmuyor, millet susmuyor. Makarnacı, kömürcü diye aşağıladıkları millet bunlara artık boynunu bükmüyor.

Siz okuyamazsınız, baş örtüsü ile okullara gelemezsiniz, siz üretemezsiniz, bizim ürettiklerimizi bizim istediğimiz fiyata tüketeceksiniz, siz sanatkar olmayacaksınız, siz bilimden anlamazsınız, sizden cumhurbaşkanı olmaz dediler. Oldu mu? Sizden muhtar bile olamaz dediler. Oldu mu? Sizin tuzaklarınızın üzerinde bir tuzak var. Onu göremiyorsunuz. O, mutlak kudret sahibinin tuzağıdır.

Vandalların yakıp yıkmasına bakıp buna Türkiye baharı diyenler oldu. Kimse kusura bakmasın Türkiye baharı 3 Kasım 2002'de yaşandı. Ve bu güzel ülkeye artık o kış şartları gelmeyecek. Ama bunların gözü var görmez, kulağı var duymaz, bunların dili var hakkı söylemez. Türkiye 3 Kasıım 2002'de statükoya, imtiyazlılara, hortumculara, cuntacılara en güzel cevabı vermiştir. Millet milli iradeye, hakkına, hukukuna, demokrasiye sahip çıkmıştır.

"POLİSİN BİBER GAZINA HAYIR, ARABA EGZOZUNA EVET"

Tutturmuşlar Gezi Parkı, Gezi Parkı. Dert başka. Ben o bölgenin çocuğuyum. Kasımpaşa'nın çocuğuyum. Taksim Gezi Parkı'nın ne olduğunu çok iyi biiliyorum. Orada yeşili katleden bir proje yok. Tam aksine İstanbul'da olmayan ama orada oolan bir tarihi, bir kültürü ayağa kaldıralım istiyorum. Oradaki yeşili de koruyalım, trafiği yer altına alalım, araçların egzozundan kurtulalım istiyoruz. Bunların çevreciliği bu kadar. Polisin biber gazına hayır, araba egzozuna evet diyorlar.

"MİLLETİ DURDURAMADILAR, DURAN ADAM OLDULAR"

Biz durmak yok yola devam diyoruz, bunlar ne diyor? Duran adam. Bunlar on yıllar boyunca Türk'e durmak yaraşmaz deyip, durdular. Hala da duruyorlar. Bunlar bizi yıllarca SSK kuyruklarında, eczane kuyruklarında, üniversite kapılarında, devlet kapılarında, tüpgaz, ekmek, benzin, şeker kuyruklarında durdurdular. Bunların en büyük hayali bütün Türkiye'nin duran adam olmasıydı. Milleti durduramadılar, artık kendileri duran adam oldular. Ama biz durmayacağız. Bu tuzağı da aşacağız.

İlk andaki duyarlı bir kesim hariç, bunlar için ağaç bahane. Ekonomiye, demokrasiye kastetmiş durumdalar. Vitrinde ağaç var, çevre var, Gezi Parkı var. Vitrinin arkasında büyüyen Türkiye, milli irade var.

İstanbul’da inşası ve işletmesiyle 46 milyar dolarlık dünyanın en büyük havalimanının ihalesini yaptık. Yıllık yolcu kapasitesi 100 milyon. Bunların hafsalası bunu alır mı? Dünyanın ilk 3 havaalanından biri olacak.
22,5 milyar dolarlık nükleer santral ihalesinin adımını attık. 3. Köprünün temelini attık cumhurbaşkanımızla beraber. Bundan da rahatsız oldular. Bugün rahatsız olurlar yarın utanmadan sıkılmadan bu köprünün üzerinden geçerler. 1 ve 2. Köprüde bunu yaptılar. IMF’ye borcu sıfırladık, bundan rahatsız oldular. MHP+DSP+ANAP IMF’ye borçlandı, biz bunları ödedik. İftihar etmeleri gerekirken edemediler.

Ey MHP Genel Başkanı Başbakan’a bol bol küfür etmeye, hakaret etmeye devam et. Ben sana hakaret etmeyeceğim. Yanlışlarını halkıma duyuracağım. Türkiye güçleniyor, Türkiye yükseliyor. Kredi notumuzun artmasından, borsanın değer kazanmasından bunlar rahatsız oldular. Bayrağımızın, pasaportumuzun, paramızın dünyada güç kazanmasından rahatsız oldular.

"ÇÖZÜM SÜRECİNİ KARARLILIKLA YÜRÜTECEĞİZ"

Bu göstericiler, bu göstericileri kukla gibi parmaklarından oynatanlar bir şeyden daha rahatsız oldular. İçerisi var, dışarısı var. Türkiye’de aylardır terör nedeniyle şehit haberi gelmiyor, çatışma haberi gelmiyor. İnsanlar artık boşalan köylerine dönüyor, Cudi Dağı’nın eteklerinde piknik yapıyor. Kardeşliğin pekişmesinden rahatsız oluyorlar.

Biz çözüm süreci için ne dedik. Sabotajlar olabilir dedim. Bu son olaylar en çok da çözüm sürecini saboteye dönük olaylardır. Boyun eğmeyeceğiz. Bu oyunu da bozacağız. Akil insanlar heyetimiz 7 coğrafi bölgede 81 vilayette çalışmalarını tamamladı. İnşallah Çarşamba günü akil insanlarla final toplantısını yapacağız. Çözüm sürecini kararlılıkla ilerleteceğiz. Kardeşlerim bizim en büyük hazinemiz kardeşliğimizdir. Kardeşliğimizi yücelterek Türkiye’yi büyüteceğiz

"ALEVİ KARDEŞLERİME SESLENİYORUM..."

Bir süredir Türkiye’de çok çirkin tahriklerle, çirkin provokasyonlarla Alevi kardeşlerimiz üzerinden oyun oynanıyor. Bu çirkin tahrikte CHP başrol oynuyor. Bazı kendini bilmez milletvekilleri rol oynuyor. Alevi kardeşlerime buradan samimiyetle sesleniyorum. Bu tuzaklara karşı lütfen dikkatli ol. Huzurumuzu, istikrarı, güven ortamını bozacak girişimlere karşı lütfen uyanık olun. Dersim bizimle alakalı olmadığı halde bir Başbakan olarak özür beyanında bulunurken, bu CHP’nin genel başkanı bu açıklamamın istikametinde değil karşısında durmuştur. Bunları iyi bilmeniz lazım.