Nevşehir Milletvekili KPK Komisyonu Üyesi Ebubekir Gizligider 3-5 Temmuz 2013 Tarihleri Arasında İzmir’de düzenlenen” PARLEMENTOLAR ARASI DEĞİŞİM VE DİYALOĞ PROJESİ PARLEMENTOLAR ARASI YAZ KAMPI GENÇLİK, DEMEKROSİ VE DEĞİŞİM ” Adı Altında Yapılan Toplantıda “E-POLİTİKA: GENÇ KATILIMINDA YENİ YOLLAR “ Konulu Bir Sunum Yapmışlar.

Gizligider Sunuma; “Sayın Başkan, Saygıdeğer katılımcılar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Günümüzde artık herşey kısa, öz ve hızlı. Artık kitapların okunarak lezzetinin tadılması yerine özetlerini, tüketmek edebi cümleler yazmak, kullanmak yerine kısaltmalar ve seslerle meramımızı anlatmak, gazeteye kitaba dokunmak yerine tabletlerle, cep telefonlarıyla bu ihtiyaçlarımızı gidermek, bu çağın özelliği oldu. “Pazar filelerinin sıkı pazarlıkların yerini dev alışveriş merkezleri aldı” diyerek sızlanırken, bir de baktık ki e – ticaret, e – arkadaşlık, e – sevgili, e – kitap çıktı karşımıza.

Artık yemek yemek için dışarı çıkmak, sahilde dalga seslerine çatal – bıçak sesinin karışması yerine e – yemekler sipariş etmeye başladık internetten. Oturunca birkaç kişi bir arada, hatır sormanın ötesine geçemeyen konuşmalar, herkesin cebinden akıllı telefonları çıkararak diyeceklerini sanal mavi kuşlara anlatmasıyla sona erer oldu. Elbette büyük nimetleri de beraberinde getirdi bu teknolojik gelişim. Çatık kaşlı devlet bir anda bir şifreyle açılıveren e – devlet oluverdi. Hatta tırnak içinde söylüyorum bu “E” harfine bağımsızlık hakikaten tıbbi tedaviler gerektirir duruma geldi. Geçenlerde bir arkadaşım cep telefonumu unuttuğumda kendimi çıplak gibi hissediyorum, nerde olursam geri dönüyorum, dedi.

Elbette siyaset de e – siyasete evrilmeye, kendini bu yeni ve çok hızlı yaşayan dünyaya uyarlamaya gayret etti. Artık istekler destekler “beğen” i tuşlayarak siyasi propagandalar “tavsiye et” veya “retweetle” ye dokunarak yapılıyor. Doğru veya yanlış her bilgi birkaç saat içinde dünyanın 4 bir tarafında yankılanıyor, internette paylaşılan bir video ile yeni popstarlar, fenomenler doğuyor veya gizlice çekilen bir cep telefonu kaydı ile tecrübeli siyasetçiler, sanatçılar bir anda “eskiler” mezarlığında yerini alabiliyor. Artık devrimlere hazırlık da devrimleri yönetmek ve yönlendirmek de sanal dünyadan, hem de masrafsız olarak yapılabiliyor. Açılan sahte hesaplarla hukuki müeyyidelerden kurtulabiliyorlar, yanlış veya yalan bildirimler için çok çok bir paylaşımı silerek “pardon” diyebiliyorsunuz. Kuzey Afrika’daki devrimler Brezilya ve diğer Güney Amerika ülkesindeki hareketler, ABD’deki Mall Street, Balkanlar ve Türkiye’deki protestolarda da sosyal ağlar yoğun olarak kullanıldı.

Ancak ne yazık ki yanlış bilgilerle ülkesi ve dünyası için düşünen beyinleri yönlendirmek de tam bu esnada feci olaylara geri dönülmez zararlara sebep olabiliyor. Çünkü gençlik heyecanlı, itiraz etmeyi seven, harekete çabuk geçen, çabuk organize olabilen, ancak ne yazık ki hava sahasına giren bilgileri doğrulama ihtiyacı duymadan içselleştiren ve nihayet heyecan dindiğinde geriye pişmanlığın kaldığı bir çağ.

1980 sonrası gençliği Türkiye’de apolitik ve faydacı olmakla, eleştirildi. Sonrasında 1990’larda doğanlar geldi ki bugünün E GENÇLİĞİ oldu, belki de. En iyi arkadaşı bilgisayar olan bu nesil, siyasete ve dünyaya bakışını da sanal alemin paylaşımları aslında çoğu şehir efsanesinden ibaret yorumlara dayandırdı. Tabii burada tek suçlu sanal alemin teyide muhtaç paylaşımları değil, aynı zamanda ciddiyetini ve güvenilirliğini her geçen gün aşındıran MEDYA’da ciddi bir rol oynamaktadır. Ben inanıyorum ki siyasi figürlerin artık gençliği kendilerine muti, emir erleri olarak göstermekten vazgeçmeleri ivedilikle gereklidir. Onlarca yıldır olduğu gibi üniversitelerin hareketlendirilmesiyle hükümet değiştirme girişimlerinin artık gençlikte rağbet görmemeli. Çünkü geleceklerine dair söyleyecekleri olduğunu söyleyen bir genç bombardımanı altında kaldığı bilgiyi teyit etmeden önüne koyan yoruma teslim olamaz. Bilgiyi doğruladıktan sonra yorumu kendi yapmalıdır, geleceğin idareci adayı.

Tabii burada hükümet eden veya etmeye aday partiler eğitim ve gençlik politikalarını belirlerken ne kadar ilgilileriyle tartışıyor? Elbette Partilerin gençlik teşkilatları veya kendilerine yakın oluşumlar mevcut. Ancak fiili uygulamanın tavanın görüşlerinin gençlik teşkilatı ve alta doğru yansıması şeklinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani tabandan tavana doğru bir taleplenme ve zirvedeki oluşturulacak siyasetin vitrine çıkması ve seçimde oylanması gerekirken aslında gerekçesini dahi çok iyi bilmediği politikaları dillendiren e karşılaştığı küçük bir eleştiride dahi çuvallayan ve muhataplarıyla tartışarak ikna etmeye değil de kavga etmeye veya iletişimi koparmaya yönelen ve neticede kalıplaşan bir gençlik grubu hızla oluşuyor. Burada siyasi partilerin veya diğer toplumsan grupların ciddi hataları olduğunu düşünüyorum. Öncelikle toplumsal oran olarak önemli bir çoğunluğunu gençlerin oluşturmasından öte, geleceğin mimarları olacaklarından dolayı ayrıca gerek özelde onların dünyasını ilgilendiren gerekse diğer hususlarda gençlerin fikirlerini yeterince alınmıyor. Bu fikir sormanın sadece eğitimli, üniversiteli, öğrenci öbekleriyle sınırlı olmayıp farklı gençlik katmanlarına da dağılmalı.

Bir de gençlik – siyaset ilişkisinde gençliğin ideallerinin ne olduğu, ne yapmak istedikleriyle ilgili kafa karışıklığının olduğunu düşünüyorum. Her hedefin yolları vardır ve o külfetleri ödemek belki de en çok siyaset için anlamlıdır. Çünkü hedefin hiçbir beşeri garantisi olamaz. Ama hedefiniz siyaset ise gerekli donanım için öncelikle kendinizi biraz da acımasız bir sorgulamaya tutmak lazım. Şuan Türkiye’de siyasetçiye acımasızca eleştiride bulunan gençliğin çoğu aslında siyasetçinin ne yaptığını, nasıl yaşadığını da gerçekte bilmiyor. Empoze yorumlar, eleştiriler, tarafsızlık, düşmanlık. Aslında doğru bilgi ile vicdanımızdan süzerek yapacağımız yorum kendisi ve başkası için en faydalı olandır.

Özellikle bugünlerde yirmili yaşlarda olan 1990’lı yıllarda doğan bugünün gençliği için yapılan ortak analiz; aşırı bireysel, hızlı yaşayan, hızlı tüketen, teknolojiyi iyi kullanan, gibi noktalarda odaklanmakta. Ancak siyaset daha doğrusu yönetme iradesi içinde en çok belki de sorumluluk ve diğergamlık kavramlarını barındırır. O yüzden kendisini doğru bilgilerle donatan, koyduğu hedefler doğrultusunda eksiklerini gideren ve bütün bu süreçte günlük, kapital kayıplardan uzak, moral değerlerle kendi seçimlerini yönetim ideası uğrunda ortaya koyan bir genç kitle eminim ki ülkemiz ve dünyamız için bir şans olacaktır.

Sanal dünyada gençliğin olumlu katkılarından bahsederken, ABD başkanının ilk seçildiği dönemde gençlerin rolünü anmak gerek. Yine son dönemlerde gerek Avrupa’da gerek uzak doğuda gerekse Türkiye’de parlamento ve diğer yönetim kademelerinde gençliğin hızla parladığını görmek sevindirici. Sevindirici olduğu kadar da genç siyasetçiler üzerine ağır bir yük.  Çünkü orta yaşta ve yaşlı siyasetçinin normal sayılabilecek bir hatası gençler için yıpratma malzemesi olarak kullanabiliyor.

Tam da burada Türkiye’de seçilme yaşı olarak 18’in anlamlı olduğu ve nitelikli bir genç nüfusun çarpanının hem topluma hem de gençliğe büyük katkılar sağlayacağı düşüncesiyle hepinizi saygı ile selamlıyorum.”

Gizligider ayrıca Parlamentolar arası değişim ve diyalog projesi kapsamında bir sonraki toplantının 10-11 Eylül Tarihlerinde “2.Diyaloğ Forumu ”Adı altında Ev sahipliğimizde Nevşehir İlimizde yapılacak olmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdiler.