Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy'de 1 Kasım 1924'te doğan 9. Cumhurbaşkanı mehum Süleyman Demirel, 93. Yaş Gününde yakın arkadaşları tarafından unutulmadılar.

Ülke siyasetine 50 yıla damgasını vuran 9. Cumhurbaşkanı ve eski Başbakanlardan Süleyman Demirel, 93. yaş gününde mezarı başında ve ismini taşıyan Süleyman Demirel Üniversitesinde törenlerle anıldı.​

1 Kasım 2017 Büyük Devlet Adamı ve Türkiye Cumhuriyeti 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’in 93. Doğum Günü'ydü. Onunla uzun yıllar birlikte siyaset yapan yakın arkadaşı Eski Bakanlarımızdan DYP Nevşehir Eski Milletvekili Esat Kıratlıoğlu, Demirel'in doğduğu memleketi Isparta’ya bağlı İslamköy’deki Çalcatepe’ye giderek 93. yaş günü için düzenlenen proğrama katıldı.

Kıratlıoğlu Demirel´i Anlattı

Onunla uzun yıllar birlikte siyaset yapan yakın arkadaşı Kıratlıoğlu, "Demirel’le ilk tanışmasını anlattı ve onunla çalışmak öyle her baba yiğidin harcı değildi" dedi.

DEMİREL’LE İLK TANIŞMAMIZ 1955’TE OLDU

Sabah Kur’ân okumadan sofraya oturmayan bir ailenin çocuğuyum.

Merhum Süleyman Demirel’le uzun yıllar siyaset yaptınız, kabinelerinde görev aldınız; ilk tanışmanız ve birlikte çalışmanız nasıl oldu?

Rahmetli Demirel’le ilk tanışmam 1955 yılında oldu. Ağabeyim Demokrat Parti milletvekiliydi. Bugünkü Güniz Sokak’ı dik kesen Buğday Sokak’taki otelin yerinde Demirel’in kardeşlerine - âilesine ait evde üst katta oturuyordu, ağabeyim de orta katta oturuyordu. Rahmetli Demirel, DSİ Genel Müdürlüğü’nde Barajlar Dairesi Başkanıydı.

Amerikalılar Demirel’e bir burs verdiler. Türkiye’de bu burs sadece Süleyman Demirel’e verilmişti. Bir yıllığına gitti, su işleri bakımından teknolojik değerlendirme yaptı, tetkiklerde bulundu, barajları araştırdı...

O zaman rahmetli Nazmiye Demirel, anneme “Teyze, evde çiçekler var. Biz bir seneliğine Amerika’ya gidiyoruz, bu çiçekler kurumasın, arada bir sularsanız memnun olurum” diye evin anahtarını anneme vermişti. Kendileriyle o kadar yakındık.
O esnada ben Avusturya’da - Viyana’da okuyordum, sonra Graz şehrinde üniversiteyi - Jeoloji fakültesini orada bitirdim. Ardından da aynı üniversitede doktora yaptım…

AVUSTURYALI PROFESÖRÜN KUVVETLİ HÂFIZASINI TESBİTİ
Sene 1958. MTA Genel Müdürlüğü, benim yanında doktora yaptığım Avusturyalı Prof. Dr. Carl Metz, Burdur ve Isparta civarlarında jeolojik araştırmalar yapmak için Türkiye’ye dâvet etti. Profesör de bana, “birlikte gidelim” dedi. Yanında doçenti de vardı. Bu benim için büyük bir fırsattı. Beş ay arazide çalıştık. O arada Ankara’ya geldik. Ankara’da ağabeyim bana, “Hoca’yı Süleyman Bey’le bir tanıştıralım” dedi. Birlikte DSİ Genel Müdürlüğü’ne gittik. Süleyman Bey’in odası şimdi benim gözlerimin önünde. (Sonra orası Danıştay Başkanlığı oldu.)

Süleyman Demirel, hoşbeşten sonra duvarda büyük bir Türkiye haritasının başına geçti, yarım saat kadar brifing verdi. Kalktık, aşağıya iner inmez, Profesör, “Esat, ben böylesini görmedim! Bu nasıl insan, böyle insan olamaz” dedi. “Hocam hayrola, ne oldu?” diye sordum. Cevabı şu oldu: “Adam haritanın başına geçti, Türkiye’nin genel su durumları hakkında bilgi veriyor, ama Doğusundan, Batısından, Güneyinden, Kuzeyinden yüzlerce rakam sayıyor. ‘Dedim ki ‘bu bu adam atıyor bu işi, bu kadar rakam bir insanın hâfızasında olmaz. Ve bunu kontrol etmek için -konuşması sırasında- üç tane rakamı virgülüne kadar ezberledim. Konuşma bittikten sonra o üç yeri ‘Şuralar neydi?’ diye yeniden sorunca, virgülüne kadar tekrar etti, bu muazzam bir hâfıza” dedi.
Tabiî Süleyman Bey’in hâfızası herkes tarafından müsellem, ama bunun ilk tesbitini yapan Dr. Metz’di.

1959 yılının sonlarında doktorayı bitirip Türkiye’ye geldim. DP milletvekili ağabeyim, “Süleyman Bey’e gideceğiz. Onun haberi olmadan senin bir yerde işe başlaman doğru olmaz” dedi ve gittik; “Efendim, üniversiteyi bitirdik, doktora yaptık…” deyince Süleyman Bey, “Hemen bizde başla, ben ağabeyinin buradaki temsilcisiyim. Sen de benim Devlet Su İşleri’ndeki temsilcim olacaksın” dedi. Hemen Yer Altı Dairesi Başkanına telefon etti, ”Sana Dr. Jeoloji Mühendisi Esat Kıratlıoğlu’nu gönderiyorum, hemen işe başlasın” tâlimatını verdi. Daire başkanının yanına gittim. O da ‘hemen işe başlayın’, dedi, bir iki gün müsaade istedim.
O arada Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) gittim. Orada bana DSİ’nin vereceği paranın iki katını Batman’da göreve başlamam şartıyla teklif ettiler. Normal devlet dairelerinde alınan maaşla orada alınan maaş arasında fark var. Orada 150 mühendis var. -Türkiye’de o zaman henüz petrol tahsili yok-  Mühendislerin hepsi Amerika’dan ve Avrupa’dan gelme. Böyle bir ayrıcalığı da var. Ben de hiç Süleyman Bey’in yanına gitmeden –Süleyman Bey’e gitsem, ‘Efendim ayrılıyorum, buraya girmek istemiyorum’ desem yüzüm kapalı- doğrudan Batman’a gittim. Sonra Batman’da 4 sene çalıştım…

Bu meyanda Demirel’in genel başkan seçildiği Adalet Partisi kongresinde neler oldu? Bununla ilgili hâtırlarınızdan anlatır mısınız?
27 Mayıs ihtilâlini TPAO’da yaşadık. 1963’te ihtilâlden sonra ilk belediye başkanlığı seçimleri yapılacak, Nevşehir’e –âdeta zorla beni getirtip- aday yaptılar ve belediye başkanı seçtiler. 1964 yılında Ragıp Gümüşpala öldü. Ve onun yerine genel başkan seçilecek. Adaylar; Süleyman Demirel, Hava Kuvvetleri eski komutanı emekli orgeneral Tekin Arıburun, Sadettin Bilgiç ve Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nden Prof. Osman Turan.

Bilgiç, teşkilât başkanı olduğu için genel başkan vekil oldu. Esasen başlangıçta Sadettin Bilgiç Süleyman Demirel’in genel başkan olması için ağırlığını koydu. Fakat sonradan arkadaşları Bilgiç’e, “Sen deli misin? Eline gelen fırsatı kaçırıyorsun, sen genel başkan vekilisin adaylığını koy”, dediler. Sadettin Bilgiç böylece adaylığını koydu. Türkiye’yi dolaşmaya başladı. Nevşehir’e de geldi. Genel başkan vekili olduğu için büyük bir karşılama merasimi yaptırdım. Fevkalâde memnun oldu.

Ankara’da bir Pazar günü Büyük Sinema’da, büyük kongre olacak. Kongreden bir gün önce Bentderesi’nde Nur Sarayı isimli otelde, delegelerin büyük bir kısmını topladık. Onlarla sohbet ederek adaylar arasında bir durum değerlendirmesi yapılacak. Tahmin ediyorum 1475 delegeden 800 civarında delegeyi toplamıştık. Oraya Süleyman Demirel’i de dâvet ettik. Delegeler tamamen sus pus vaziyetteler. Kimse kimsenin hakkında değerlendirme yapmak istemiyor. Süleyman Bey geldi; hiç unutmam “çarıklı” denilen Allah rahmet eylesin İhsan Ataöv ile Konya Belediye Başkanı Ahmet Hilmi Nalçacı da oradaydı. Doğrudan Demirel’e sordular, “Size mason diyorlar, mason lâfını çıkarttılar” diye. Demirel buna karşı, “Ben mason değilim. Bizim evde her sabah Kur’ân’dan bir cüz okumak suretiyle kahvaltıya başlardık. Ben her sabah Kur’ân’dan bir cüz okunmadan kahvaltıya başlamayan bir âilenin çocuğuyum” cevabını verdi.…

Bu arada, ben sanki hiç tanışmıyormuşum gibi dedim ki “Beyefendi ben Nevşehir’in, küçük bir ilin belediye başkanıyım. Bizim beş delegemiz var. Diyeceksiniz ki ‘sizin etiniz ne, budunuz ne’. Öyle değildir. Nevşehir büyük bir taşıma - nakliye merkezidir. İstanbul’a giden kamyonların yüzde 75’i Nevşehirliler mârifetiyledir. Dolayısıyla Edirne’de, Hakkâri’ de, Sinop’ta, İzmir’de, Kars’ta da mutlaka Nevşehirli bir kamyoncuya rastlarsınız. Ben, Nevşehir’de kamyon sahiplerini büyük bir salonda topladım ve orada sizin genel başkan olmanız için kamyon şoförlerinin dolaştığı her yerde parti teşkilâtlarımıza giderek, sizin propagandanızı yapmaları için görevlendirdim.


Süleyman Demirel Nevşehir’de – 1969​


İşte Süleyman Demirel'in unutulmaz sözleri ... 
Türk siyasetinde "Binaenaleyh" denildiğinde akla gelen tek isim olan Süleyman Demirel'in unutulmaz sözleri...9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 91 yaşında Ankara'da vefat etti. İşte, Türk siyasetinde "Binaenaleyh" denildiğinde akla gelen tek isim olan Süleyman Demirel'in unutulmaz sözleri...(Görevi 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e devretmeden düzenlediği
basın toplantısında) "50 yılı aşkın kamu hizmetim, 35 yıllık siyaset hayatım, 7 yıllık Cumhurbaşkanlığım boyunca büyük Türkiye hedefi, demokrasinin ve anayasal kurumların güçlenmesi, demokratik kuralların işlemesi için mücadele ettim"
(Şapkanın demokraside bir simge haline geldiğini söyleyerek) "Şapka benim değil milletin şimdi"

"Benim şapkam tatilde de çalışır"
"Bu şapkayı millet yarattı gardeşim"
"Bu fötr şapkayla 6 defa gittim, 7 kere geldim"
"Bir takım yürüyüşler oluyor diye asabınız bozulmasın, yürümekle sokaklar eskimez"
"Memlekette benzin vardı da biz mi içtik"
“Demokrasilerde çareler tükenmez”
"Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz"
"GAP'ı gaptırmam"
"Ege bir Yunan gölü değildir, Ege bir Türk gölü de değildir, binanaleyh Ege bir göl değildir"
"Elektriğin komünisti olur mu"
"Dün dündür, bugün bugündür"
(Çay'a yapılan zammı soran muhabirlere) "Çay'a yapılan zam değildir. Kalite ayarlaması yapıldı. Çayın kalitesi yükseltildi"
"Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz"
"Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz"
"Memleket meseleleri bir parkta oturarak halledilseydi, çok büyük bir park yaptırır, hep beraber içinde otururduk"
(Gaz sıkıntısı için hükümet ne gibi önlemler alıyor sorusu karşısında)"Memlekette gaz vardır"
"Kendim için bir şey istiyorsam namerdim"
(1978'de CHP'nin 40 günde Türkçe bilmeyen öğretmenleri alıp öğretmen yapması üzerine) "Kırk günde kabak yetişmez"
(CHP'nin planlı kalkınma önerisine verdiği yanıt) "Bize plan değil, pilav lazım"
(17 Ağustos deprem sabahı) Binaenaleyh, Türkiye'nin altı çürüktür, Türkiye'nin altı çürüktür diye bırakıp gidecek değiliz, bununla yaşamasını öğreneceğiz
"Açım diyene geber diyemezsiniz"

Ahmet Esat Kıratlıoğlu Kimdir ?  (Nevşehirli)

Ahmet Esat Kıratlıoğlu, 1930 yılında Nevşehir'de doğdu. Babasının adı H.Ahmet'tir.Avusturya Graz Üniversitesi Jeoloji Fakültesi mezunudur. Aynı Fakültede Doktorasını tamamladı. 

Nevşehir Belediye Başkanı, İller Bankası Genel Müdürü, 3, 5, XVIII ve XIX. Dönem Nevşehir Milletvekili, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı olarak görev yaptı. 

Almanca ve İngilizce bilen Ahmet Esat Kıratlıoğlu, evli ve üç çocuk babasıdır. 
Parlamentoda 6 dönem milletvekilliği yapan Esat Kıratlıoğlu AP ve DYP hükümetlerinde Devlet Bakanlığı ile Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı görevlerinde bulundu. Avusturya Graz Üniversitesi Jeoloji Fakültesini bitiren Kıratlıoğlu uzun süre Nevşehir Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra İller Bankası Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Daha sonra siyasete atıldı.