4 Kasım'da yapılacak olan MHP kongresine adaylığını geçtiğimiz günlerde açıklayan MHP Genel Başkan Adayı Dr.Seyfi Şahin baba ocağı memleketi Nevşehir e gelerek MHP İl ve ilçe teşkilatını ziyaret etti.

 MHP Genel Başkanlığına Nevşehirli Aday Dr.Seyfi Şahin…

MHP Genel Başkan Adayı Dr.Seyfi Şahin MHP Nevşehir teşkilat ziyaretinde Genel Başkanlık adaylığı için destek sitedi.Şahin Nevşehir Eski Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış ın eşi Eren Elkatmış ın cenazesine de katılarak kendilerine başsağlığı dileğinde bulundu....

21. yüzyıla girerken devletimiz, milletimiz ve dünyamız ağır bir bunalımdan geçmektedir. Dünya, gelir dağılımdaki adaletsizlik, üretim darlığı, işsizlik ve finans oyunlarından dolayı istikrarsız, huzursuz ve geleceğinden umutsuzdur.

İslam dünyası, yeraltı ve yer üstü zenginlikleri üzerinde oturmasına rağmen bu nimetlerini başkalarına kaptırmış ve sömürücü güçler tarafından yapılan doğrudan ve dolaylı müdahalelerle ortaya çıkan yönetim bunalımı, üretimsizlik, aşsızlık, işsizlik, açlık, sefalet ve ölümle boğuşmaktadır.

 

Türkiye; iç ve dış kaynaklı borçlar, dışarıdan giren kara para, medya üzerindeki ağır baskı yüzünden gerçeklerin saklanması yoluyla sahte ve geçici bir refah görüntüsü içindedir.

 

Hâlbuki ağır dış borçlar, cari açığın gittikçe büyümesi, banka faizlerinin, borsa ve diğer finans faaliyetlerinin devamlı Türk milleti aleyhine gelişmesi, toplumda kredi kartı çılgınlığı ile borçluluğun artması, ödemedeki zorluk ve borçluluktan doğan psikolojik bunalımlar, intiharlar ve ekonomik denge bozuklukları Türkiye’nin ağır bir bunalıma doğru sürüklenmekte olduğunu göstermektedir.

Eğitimdeki yanlışlıklar, ilköğretimden başlayan, üniversite ve iş kapılarına kadar devam eden sınav maratonları ve işsiz kalma kaygısı Türk gençlerinin iyi eğitilmesine engel olmaktadır.

 

Zinanın serbest edilmesi, gençliğin yozlaştırılması, aile bütçelerinin lükse ve israfa yönelmesi eşlerin karşılıklı güven duygularını sarsmakta ve boşanmalar artmaktadır. Bu da en sağlam temelimiz olan Türk aile yapısını sarsmaktadır. Bu gidişin sonu felakettir.

Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde görülmedik bir bölücü terör tehdidi ile karşı karşıyadır. Her gün onlarca askerimiz ve polisimiz şehit olmakta, şehir hayatımız güvensiz hale gelmektedir. Milletvekilleri, parti başkanları, öğretmenler, memurlar, askerler kaçırılmaktadır. Devlet bir avuç teröristin oyuncağı haline getirilmiştir.

 

Bölücübaşılar itibar görmekte, bölücü partiler ve basına sızmış sözde aydınlar Türk milletinin beynini yıkamakta, devletimizi bölmek için bütün hukuki ve psikolojik şartlar hazırlanmaktadır.

 

Açılım politikaları, devletin varlığı, birliği ve bölünmezliğini tartışmaya sokmuştur. Bölücübaşı ile görüşmeler, Oslo toplantıları ve KCK oluşumları ile Türkiye’nin kaderi Türk milletinin düşmanları ve bölücülerle pazarlık masasına yatırılmıştır.

Dış politika iflas etmiştir. Irak, İran, Suriye, Yunanistan ve Ermenistan’la aramızdaki sorunlar çözülmek bir yana büyütülmüştür. Hatta dost ve kardeş Azerbaycan’la bile aramız açılmıştır. Türk dünyası ile irtibatımız da azalmıştır. Ortadoğu kaynarken, Türkiye sanki büyük devletlerin tetikçisi görünümündedir. Başka ülkelerin içişlerine burnunu sokan AKP iktidarı Türkiye’yi savaş tehdidine sürüklemiştir.

Dışarıdan bakıldığında Türkiye topyekun güvensiz, itibarsız ve güçsüz bir devlet görüntüsü içindedir. Böyle bir ortamda her Türk, devlet ve millet gayretine düşmeli, meşru zeminde her türlü vasıta ile milli mücadeleye atılmalıdır.

 

 

NİÇİN ADAY OLDUM?

Yukarıda bahsettiğimiz bütün bu sorunların çözümü şüphesiz ki MHP iktidarındadır. Ülkücü kadrolar, aldığı kaliteli eğitim, yüksek vatan ve millet sevgisi, yenilmez mücadele ve Allah aşkı ile devletini ve milletini kurtarabilecek potansiyele sahiptir.

Ancak bugün için MHP durağan hale gelmiştir. Türk milletinin bütününün güvenini bir türlü kazanamamakta ve iktidar alternatifi olamamaktadır.

Devlet Bahçeli, ülkücü camiada yetişmiş, vatansever ve milliyetçi bir liderdir. Benim de 40 yıllık dava arkadaşımdır. Kendisi devlete, millete, vatanın varlığı ve birliğine, ülkenin istikrarına büyük hizmeti olmuş dürüst bir devlet adamıdır. Ancak MHP’nin durağan hali, yeni bir atılımla, kabuklarını çatlatması gereğini doğurmuştur.

Ben gençliğimden itibaren Başbuğ Türkeş’in yanında yıllarca bulunmuş, onun verdiği siyasi taktik, genel taktik, başarı yolları, yönetim bilimi ve kitle psikolojisi dersleri ve uygulamaları ile yetişmiş bir ülkücüyüm. Aldığım eğitim ve sahip olduğum tecrübeye güvenerek MHP’yi iktidara taşımaya talip oldum. Eğer delegelerin teveccühü ve Allah’ın izni ile genel başkan olursam ilk seçimde MHP’yi iktidara taşıyacağıma inanıyorum.

 

MHP’DE NELER YAPACAĞIZ?

 

MHP parti tüzüğünü yeniden düzenleyeceğiz. Parti ve gençlik teşkilatlarını zinde, güçlü ve dinamik hale getireceğiz. İl ve ilçelerde halkın güvenini kazanıp teşkilatları halkla kucaklaştıracağız, üye kayıtlarını artıracağız. Her ülkücü kabiliyet ve başarısına göre partide değerlendirilecek. Her işi ehline vereceğiz. Gençlik ve kadın kollarını güçlendirip halkla kucaklaşmalarını sağlayacağız. Medya kuruluşları ve internet kanalı ile bilgi akışını sağlayıp, MHP’nin fikrini ve programlarını halka anlatacağız. Bütün teşkilatlarımızın halkla ilişkilerinde dürüstlüğü, İslam ahlakını ve Türk İslam düşüncesini öne çıkaracağız.

 

TÜRKİYE’DE NELER YAPACAĞIZ?

 

EKONOMİ

Önce Türk ekonomisi güçlendirilmeli, bunun için devamlı üretim şartları hazırlanmalıdır. Ekonominin iki kanunu yani üretim ve tasarruf Türkiye’ye hakim kılınmalıdır. Millet ve devlet israftan kurtarılmalıdır. Yıllık bütçe denk hale getirilip ithalat ve ihracat dengesini kurulmalıdır. İhracatın ithalattan fazla olması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu doğrultuda biz yerli araba ve ağır motor sanayini kuracağız. Bisikletten tıra, iş makinelerinden ağır sanayi makinelerine kadar yerli üretimi teşvik edeceğiz. Bu yolla herkes aş ve iş sahibi olacak. 1945 yılında Alman başbakanı Erhart’ın kalkınma modelini ve 1924 1. İzmir iktisat kongresinde alınan kararları uygulamaya koyacağız. Atatürk döneminde nasıl on yılda Türkiye sanayileşti ise bizim iktidarımızda da hızlı sanayi ve kalkınma sağlanacaktır. Yönetimde temel prensibimiz daima üretim, üretim, üretim olacaktır.

Sanayinin önünde engel olan vergi kanunu, Türk ticaret kanunu, gümrük kanunu, iş kanunu, sosyal güvenlik kanunları yeniden düzenlenip sanayicin önü açılacaktır. Böylece herkes parasını sanayi kuruluşuna yatıracaktır. Üretilen mallar; kaliteli, estetik, bol ve ucuz olacaktır. Kalitesiz mallara asla müsaade edilmeyecek ve iş ahlakı ahi teşkilatında olduğu gibi hakim kılınacaktır. Yatırımlar ve pazarlama devletin sıkı takibinde olacak hiçbir kuruluşun batmasına müsaade edilmeyecektir. Milli sanayi daima takip edilip yönlendirilecektir.

Başbuğ Türkeş’in 1972 yılında Dokuz Işık doktrinine koyduğu “Tarım Kentleri” projesi hayata geçirilecektir. Bunun özü, her on köyden birine köylünün ortaklığı ile bir sanayi tesisi kurulacak, köylü hem kendine iş bulacak, hem de fabrikaya ortak olacaktır. Ayrıca tarım kentlerinde toprak planlaması yapılacak, ziraat mühendisleri, veteriner hekimler gönderilip hayvancılık ve diğer tarım üretimini artıracak tedbirler alınacaktır.

2

Bütün sektörlerde verimlilik en üst seviyeye çıkarılacaktır. Türkiye dışarıdan mal alan değil dışarıya mal satan ülke olacaktır.

Özellikle kredi kartı vurgunu ve faizi kontrol altına alınacaktır. Vatandaşın borçlanma iştahları kontrol edilecektir.

Stratejik madenler ve petrolün üretimi hızlandırılacak, Türkiye’nin en büyük dış alımı olan enerjide yerli üretim teşvik edilecektir. Hızlı kalkınma için her türlü tedbir alınacaktır.

 

GÜVENLİK

Türkiye’de bölücü terör bir daha uyanmamak üzere yok edilecek, halen devam eden silahlı mücadele uluslararası ve milli kanunlar çerçevesinde hızlandırılacak, devlet savunma değil, hücum taktiği uygulayacaktır. Eğitilmiş asker ve polis bu konuda görevlendirilecektir. Devlete ve millete karşı suç işleyenlerin yargılanıp gerekli cezaya çarptırılması sağlanacaktır. Bölücü terörü destekleyen mihraklar temizlenecektir.

“Dicle kenarında bir kuzuyu kurt yese, onun hesabını Ömer’den sorarlar” anlayışı ile siyasi iktidar olarak sorumluluk üstlenilecektir.

 

EĞİTİM

İlk sekiz yılda her çocuk pozitif ve sosyal bilimlerin yanında milli ve dini eğitim almalıdır. İlkokullarda Türk müziği, Türk mimarisi ve sanatı, Türk töre ve kültürü öğretilen çocuğun kendine ve milletine güveni artacaktır. İslam tarihi, Kuran ve ilmihal bilgileri Türk çocuklarına öğretilmelidir.

Sekiz yıldan sonra çocuklar, zekâ ve kabiliyet olarak ayrılmalı, çok zeki çocuklar Anadolu ve fen liselerine gitmeli, sonra da üniversiteye sınavsız girmelidir. Sanatkar çocuklar da (müzik, resim, heykel v.s.) özel sanat okullarına gönderilmelidir. Diğerleri ise meslek okullarına kayıt edilerek bir meslek sahibi yapılmalıdır.

Üniversiteler tıpkı batı ülkelerinde olduğu gibi huzur içinde eğitim yapmalı, bilim üretimi için teşvik ve imkânlar artırılmalıdır. Üniversitelerde anarşi ve kargaşaya izin verilmeksizin herkes düşüncesini özgürce açıklayabilmelidir.

Silikon vadileri ve araştırma şehirleri kurulmalıdır.

 

DIŞ POLİTİKA

Ben Avrupa birliğine karşıyım. Türkiye AİHM’den ve gümrük birliği anlaşmasından derhal çekilmelidir. AB ile Gümrük anlaşması Türkiye’yi milyarlarca Avro zarara sokmuştur. AB kendi kuruluşunu tamamlayamamış, anayasasını yapamamış bir topluluktur. Üstelik ekonomik krize girmiştir. Türkiye için AB’nin hiçbir cazibesi kalmamıştır. AB peşinde koşmak boş bir hayaldir.

Türkiye’nin Birleşmiş Milletler güvenlik konseyinin daimi üyelerinden birisi olması için çalışılmalıdır. Dünyanın güvenliği ve İslam ülkelerinin mağduriyetini önlemek için bu elzemdir.

Türkiye asla hiçbir ülke ile savaşa girmemelidir. Hele Ortadoğu’da ülkemizden çok İsrail’in ve Batılıların çıkarına olan projeler için kardeş kavgasına çanak tutulmamalıdır.

Bizim huzur ve güvenimiz ancak güçlü olmamızla mümkündür.

 

Teşekkür ve saygılarımla…

 

Op.Dr.Seyfi ŞAHİN Kimdir?

 

1948 Yılında Gülşehir ilçesi Hacıhalilli köyünde dünyaya geldi. İlkokulu köyünde, orta ve Lise öğrenimini Nevşehir’de tamamladı.

 

1968 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Öğrencilik yıllarında Ülkü Ocaklarının kuruluşunda bulundu. 1971 yılında sonra MHP gençlik kolları yönetim kolları üyesi oldu.

 

1974 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Diyarbakır, İzmir ve Nevşehir de doktor olarak çalıştı. 1981 yılında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinden Kulak Burun Boğaz (KBB) uzmanı olarak ihtisasını aldı. Bir yıl üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı. Daha sonra Kayseri de serbest tabip olarak hizmete başladı. Bu süre içerisinde Kayseri Bölge Tabip Odası Başkanlığı ile birçok vakfın kuruluşunda bulundu.

 

3 yıl MHP Kayseri İl Başkanlığı, 4 yıl MHP MYK üyeliği yaptı. Bu arada Kayseri mahalli gazetelerinde fikri, siyasi, kültürel ve mesleki yazılar yazdı. Ulusal olarak yayın yapan Hergün Gazetesi ile Tercüman Gazetesinde yazıları çıktı. Ayrıca Yeni Düşünce gazetesinin de köşe yazarlığını yaptı.

 

1991 de Kayseri’den MHP milletvekili olarak meclise girdi. MHP Genel Sekreterliği Yardımcılığı yaptı. Bu arada Ortadoğu gazetesi köşe yazarlığına başladı ve halen devam ediyor.

 

Şu anda kendi adıyla bir Kulak Burun Boğaz merkezi işletmektedir. Tıp dalında birçok araştırma ve yayını vardır. İngilizce ve Fransızca bilen Op.Dr. Seyfi ŞAHİN Nevşehir in Gülşehir ilçesinde olup Evli ve 2 çocuk babasıdır.