Bir hayalim var Türk Türkmen alevi Sünni ayrımı olmadan zengin fakir ayrımı görmeden bir Türkiye istiyorum.Güçlü bir Türk dünyası hayal ediyorum…

Türkiye nin son günlerde en büyük gündemi Kürt Açılımı ve İmralı görüşmeleriydi.Bu konuda Başbakan Erdoğan ın konuya ilişikin düşünceleri planları kamuoyunda anlatımlarıyla; Türkiye nin artık Barışa Huzura ihtiyacı var.Terör belasının artık bitmesi ülkemiz menfaatleri için şart. Gerek evlatlarımızın ve gözü yaşlı analarımızın dirliği huzuru gerek ülke mizin dirliği için…Ben iktirada da mal olsa bu konuda terörü bitirmek için ne gerekiyorsa yapacağım demişti.

 Bu gelişmeler üzerine Kamuoyunda acaba Muhsin Yazıcıoğlu nun o büyük hayali gerçek mi oluyor sorusunu gündeme taşıdı...

Kamuoyunda ise Yazıcıoğlu Hayal Etti Başbakan Erdoğan Gerçekleştirdi şeklinde yorumlanıyor.


Yazıcıoğlu Ne Demişti…

'Muhsin Yazıcıoğlu, Türk siyasetinde çok önemli bir yere sahiptir. Yazıcıoğlu, siyaseti 'ülke ve millet meselelerinde, memleket meselelerinde gömleğin birinci düğmesini iliklemek' olarak görüyordu. Gömleğin birinci düğmesi doğru iliklenirse diğer işlerin de düzeleceğine ve memleketin milletin refahının güvenliğinin ve geleceğini kurtarılacağına inanıyordu. Muhsin Yazıcıoğlu 'büyük birlik' derken sadece Büyük Birlik Partililerin birliğinden bahsetmiyordu. 'Büyük birlik' derken sadece milliyetçi, ülkücü kadroların birliğinden de bahsetmiyordu. Muhsin Yazıcıoğlu'nun 'büyük birlik'ten kastı Türk'üyle, Kürt'üyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle, Çerkez'iyle, Laz'ıyla 75 milyonun birliğiydi. 'Bir hayalim var, Adriyatik'ten Çin Seddi'ne birleşmiş ve kaynaşmış bir Türk-İsam dünyası hayal ediyorum' diyordu.''

 

Onun bu ülkeye ve bu ülke insanlarına dair en büyük hayali neydi?

 

Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayali şuydu; Kürdü, Türkmen’i, Alevisi, Sünnisi, başı açığı, başı kapalısı, doğduğu yerde doysun. Başı dik, alnı ak bir şekilde, güvenli, refah içerisinde, özgürce ve kardeşçe yaşasın. Ve tabi ki Adriyatik’ den, Çin seddine kadar, kaynaşmış, birleşmiş, bütünleşmiş ve bağımsız insanların içinde yaşadığı bir Türk-İslam dünyası hayal ediyordu, en büyük hayali buydu.