SORUN ÇOK ÇÖZÜM YOK

   Duyduğum söz şu idi;

   Japoncamı geliştirmeye çalışıyorum.

   Bu sözü söyleyen bir yabancı, hem işini yapıyor, hem de Japoncasını geliştirmeyi çalışıyor.

   Boş durmuyor, kim bilir kaç dil biliyor, bildiklerinin üzerine de Japoncayı eklemeye çalışıyor.

   Ne var bunda diye sorabilirsiniz. Haklısınız ilk önce hiçbir şey yok sanıyor, sonra ise düşündükçe gerçekle yüzleşiyorsunuz.

   Hiçbir şey yok sandığınız bu olay kişinin azmini gösteriyor.

   Çalışmasını anlatıyor.

   Yaşadığı her anı değerlendirmesinin bir ifadesi olarak görülüyor.

   Japoncayı geliştirdikten sonra sırada hangi dil var diye de düşünmeden edemiyor insan.

   Ülkemizde buna benzer hangi örneği verebilirsiniz?

   Kimi gösterebilirsiniz?

   Belki kimilerinizden ben biliyorum  … efendi İngilizce öğrendi, hatta ana dili gibi konuşuyor diyenlerinizde çıkabilir.

   Doğrudur böyle insanlarımız var, yok değil.

   Fakat benim derdim bu gibi istisnalar değil genel olarak insanımızı kastediyorum.

   Çalışmıyoruz…

   Gayret etmiyoruz…

   Üretmiyor, kendimizi geliştirmiyoruz.

   Dünya bilgiye koşarken biz farklı taraflara koşuyor, farklı alanlarla ilgileniyor, zamanımızı yok yere heba edip gidiyoruz.

   Heba edilen zaman gelmiyor.

   Kayıp yılların yerine yenisini koyma imkânımız yok.

   Tüm bunlardan sonra da gerçekler karşımıza çıktığı zaman feryat edip;

   Amerika’yı, İngiltere’yi, Almanya’yı, İsrail’i, Yahudileri, Ermeni diasporasını vb. suçluyor, bizi engellediklerini iddia ediyoruz.

   Doğrudur.

   Engel olurlar.

   Çalışmamış, geri kalmış, teknolojik alanda kendini geliştirmemiş ülkeleri kim takar, kim ciddiye alır, kim onların işlerine karışmaz…

   Normal değil mi?

   Biz de güçlü iken başka devletlerin işlerine karışmadı mı? Osmanlılar dünyaya hükmetmedi mi?

   Fakat bunlar geçmişte kaldı.

   Elbette geçmişimiz önemli, bize yön veren, güç veren, ruh veren geçmiştir, bu gerçeği inkâr etmenin bir anlamı olmasa gerek.

   Fakat geçmişimizin birikimlerinin üstüne biz ne koyduk, ne koyacağız, işte önemli olan da, sorun da bu…