İnsanlık, atalarının bıraktığı kaynakları çoktan tüketmiş, torunlarının emanetlerine göz dikmiştir. Ortaya çıkan ve kontrol edilemeyen sera gazı salınımı, küresel dengesizliklere yol açmıştır. Kırsal kesimden kentlere akın olmuş, üretim toplumu tüketim toplumuna evrilmiştir. İnsanlar çok katlı ofislerde kaliteli hava ve ışıktan çoğu zaman mahrum kalmıştır. İnsanların ihtiyaç listesi kabarmış, en temel içecek su başta olmak üzere doğallıktan uzaklaşmış ve her şey ambalajın içine girmiştir. Ambalajlı ürünlerin üretim yerlerinden kullanım alanlarına sevkiyatı için lojistik taşıma firmaları devreye girmiştir. Mali durumu iyi olanlar obeziteden, iyi olmayanlar da yetersiz beslenmeden sağlığını riske sokmuştur. Vitaminler ve mineraller gıdalardan değil, ecza tabletlerinden alınır hale gelmiştir. Çalışma alanları ile ikamet edilen konutlar farklı mekanlarda kurulmuş; insanların kent içerisindeki hareketliliği artmıştır. Ulaşım araçlarında konfor dereceleri yükselmiş, bireysel araç sahibi olma isteği abartılı bir seyir izlemiştir. Taşıt sayısındaki artış trafik tıkanıklığına, otopark sorununa, gürültü / görüntü ve hava kirliliğine sebep olmuştur. Yürümek eylemi unutulmuş, ihtiyaçlar e-sistem üzerinden karşılanır / asansörler, yürüyen merdivenler, yürüyen bantlar, koşu bantları kullanılır hale gelmiştir. Bu hareketsiz yaşamın hareketliliği araçlara yüklenmiştir. İşte 20. yüzyılın miras bıraktığı insan profili bu olmuştur.

21. asırda, insanlar sağlıklı bir hayat sürdürebilmesi için, tüm bu sorunlara çözüm üretmek mecburiyetindedir. Araçlara yüklenen hareketliliğe çözüm bulunması, insan biyolojisi için önem arz etmektedir. Kentlerin planlanması / altyapı tesislerinin projelendirilmesi / karayollarının güzergâhlarının belirlenmesi / trafik akışının düzenlenmesi çözümün bir parçası olmalıdır. Ana arterlerde toplu taşımanın çeşitlendirilmesi, rahat ve güven ortamında yolculuk yapılması / kolay erişim sağlanması için ortak kullanım alanlarının bu çerçevede planlanması; yolların yaya güvenliğine ve engelsiz erişime imkân sağlaması; yoğunluk arz eden hatlarda akıllı sistemlerin trafiği yönlendirmesi gerekmektedir. Ana taşıt yoluna yürüme uzaklığında, şehrin araçsız alanlarının olması; sosyo-kültürel yaşam ve etkinlik alanlarının araçtan indikten sonra bir yürüyüş mesafesi uzakta olması, imkanlar ölçüsünde tesislerin yatay mimarili olması uygun olacaktır. Toplu taşıma araçları her bireyin faydalanabileceği ergonomiklikte olmalıdır. Böylece bireysel taşıtlar kullanılmak zorunda kalınmayacaktır. Ulaşım sistemi iyi koordine edilmiş / güzergahı / kalkış-varış zamanı / kalite standardı bulunan planlı bir kentte, toplu taşıma araçları; şehir içinde en kolay, en hızlı, en ucuz, en güvenli, en konforlu seyahat etme imkânı sağlamaktadır. Toplu ulaşım kültürü oluşturulduğunda da bireysel taşıtlar çok daha az kullanılacak, toplu ulaşım araçları popüler hale gelecektir.

Nevşehir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Nevşehir’de Trafik Güvenliği Projesi