“Sizin, Hayr sandığınız şer
Şer sandığınız şeyde hayr vardır. Allah (CC) bilir, siz bilemezsiniz”
   28 Şubat 1997’de kara bir güne uyandık
   Hükümet düşürüldü
   Pazarlık süreci başlatıldı
   Kapalı kapılar arkasında ülkenin kaderi ile ilgili kararlar alınır oldu.
   Asker duruma hâkimdi
   Brifingler veriliyor, insanlar ikna edilmeye, ikna edilemeyenler hizaya getirilmeye, zorla sindirilmeye çalışılıyordu.
   Kapkara manşetler atılıyor
   Milli ve manevi değerlerimiz ayaklar altında sürünüyordu
   Kimseden çit çıkmıyordu
   1 000 yıl sürecek deniliyordu
   İrtica yok edilecek, laiklik güçlendirilecek, devlet bir daha böyle bir tehlikeye(!) maruz kalmayacaktı.
   Bize, o günlerde bu olay şer gibi geliyordu
   İnsanların üzerinde baskı kuruluyor
   Başörtülü kızlar üniversite kapısından geri çevriliyor, üniversiteye girişte katsayı zulmü uygulanıyordu.
   Ülkeye adeta karabasan çökmüştü
   Devleti idare edenler susturulmuş
   Bir komutan, alenen başbakana hakaret etmişti.
   Baskı katmerleşmiş
   Her kafadan ayrı ses çıkar olmuştu
   Ülke toz ve dumandı
   Televizyon izlemez, radyo dinlemez olmuştuk. Hiç olmazsa yapılanları duymayalım, diyorduk.
   Yaşlı gözler, çaresizlik içinde ‘ne olacak?’ diye bekliyordu.
   Her tarafı ‘şer’ kuşatmıştı
   Tam o anda, olan oldu;
   Refah Partisinden ayrılan bir gurup milletvekili yeni bir parti kurduklarını açıkladılar. Tarih 14 Ağustos 2001
   Partinin ismi AK PARTİ olacak, bir yıl 3 ay sonra da seçime girecekti.
   3 Kasım 2002’de seçimler yapıldı
   Yaşananları kökten değiştirecek, vatandaşa nefes aldıracak, halka hizmet edecek bir iktidar % 34,4 oyla ülke ufuklarında beliriyordu.
   Makûs talih kırılmış
   Üniversite kapısından döndürülen kızların duaları boşa gitmemiş
   Zulüm gören insanların dilekleri kabul edilmişti
   O curcunadan
   Milleti baş tacı edecek, halka hizmet edecek ‘bir güç’ doğmuştu
   Her şey yeniden başlıyordu
   İşte, şer gibi görünen şeyden hayr çıkmış, kâğıt kaplan parçalanmıştı.