Nevşehir'de bir süredir mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı insanları iyice bunaltmıştı.
Ancak dün (18 Temmuz Cuma) akşam saatlerinde yağan, eskilerin deyimi ile "deste yağmuru" Nevşehir’de hem insanların hem de doğanın rahat bir nefes almasını sağladı.
Yaklaşık 15-20 dakika süren yağmur toprağa ancak bir parmak kadar işledi ama hava sıcaklığını hızla düşürerek, bunaltıcı Temmuz akşamında adeta bir can suyu serinliği etkisi gösterdi.
Peki "Deste Yağmuru" deyimi nereden geliyor?
Bilindiği üzere Orta Anadolu'da buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi ekin genellikle Temmuz ayında olgunlaşır ve biçilmeye uygun hale gelir. İşte bu hasat mevsimine halk arasında "ırgatlık" ve "harman-hasat zamanı" denir.
Eskiden tarladaki bu mahsul orak ya da tırpanla biçilerek, önce "deste" haline getirilir, sonra da desteler birleştirilerek "yığın" kurulurdu. İşte bu dönemde destelerin üzerine yağan yağmura da "Deste Yağmuru" denir.
Deste Yağmuru yağınca ırgatlar (tarım işçileri) ekin işlemeye ara verir, güneş çıkınca, ıslanan desteleri çürümemesi için hafiften açarak tekrar kurumasını sağlarlardı. Çünkü nemli sap düvenle sürülemez. İşte bu nedenlerle Temmuz ayında, ekinler işlenirken yağan yağmura, tarladaki ekin destelerinin üzerine yağdığı için "Deste Yağmuru" denilmektedir.
Tarımda makinalaşmaya geçilince, özellikle de biçerdöver sayesinde, eskiden en az iki ay süren ekini biçme, taşıma, sürme, savurma, eleme işlemi birkaç saatte yapılır hale geldi. Bu nedenle de eski tarım kültürümüzdeki harman-hasat, ırgatlık, azıkçı, orak, tırpan, ennik, deste, yığın, sap, anadut, sal, düven, tınas, yaba, çeş gibi kelimelerin yanı sıra "Deste Yağmuru" deyimi de unutulmaya yüz tuttu...
Herkese Temmuz sıcağında, deste yağmuru serinliğinde güzel günler diliyorum.
Haber ve Fotoğraf: Mehmet BİÇER