<span style="font-size:18px">Gün geçmiyor ki bir acı haber yüreğimizi dağlamasın. Adana Aladağ’da yaşanan elim yurt yangınında hayatını kaybeden genç fidanlarımıza Allah'tan rahmet ailelerine ve tüm ülkemize sabır diliyorum. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ülke olarak özellikle devlet kademelerinde kadrolaşmaya karşı yoğun bir mücadele başlatılacağı ve bundan sonra ‘liyakat’ esaslı çalışılacağı karara bağlanmıştır. 15 Ağustos 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında alınan karar şu şekilde olmuştur; ‘’Ehliyet, liyakat, millete ve vatana sadakat. Bunlar esas alınarak kamuda yeniden alımlar gerçekleşecektir. Artık bu prensip olacaktır.’’ Evet Devletin en üst düzeyinde darbe kalkışmasından bir ay sonra alınan karar bu şekildedir. Gerçi bize göre bu kararı almak için kalkışma olmasına da gerek yoktur. Devletin hangi kademesi olursa olsun ‘liyakat’ esas olmalıdır. Ancak kamuoyunda da yer bulduğu gibi, geçtiğimiz günlerde ilimizin önemli kurumlarından biri olan İl Özel idaresine, Genel Sekreter yardımcısı olarak yeni bir isim atanmış ve göreve başlamıştır. Bu isim neye istinaden atanmıştır?. Neler esas alınarak göreve başlatılmıştır?. İsim seçilirken, hükümet propagandası yapması mı ödüllendirilmiştir?. Siyasilerin bu olayda dahli ne derecededir?. Bu atama devletin ‘liyakat’ esasına ne derece uymaktadır?. Sn. Cumhurbaşkanının ve hükümetin aldığı ‘liyakat prensibi’ kararına rağmen bu atamanın yapılması nasıl izah edilecektir?. Bu prensibe uymamak devlet içinde ne anlama gelecektir?. Atamayı gerçekleştirenler, 15 Ağustosta alınan kararı duymamış mıdır?. İşine mi gelmemiştir?. Kamuoyu bu soruların cevabını beklemektedir. Ataması yapılan şahsın kişiliği bizi ilgilendirmemektedir. lakin, getirildiği makamın gerektirdiği bilgi, tecrübe ve liyakata sahip olmadığı aşikardır. Şahsı sadece seçimlerde, akp’ye oy toplarken ve bayrak yakıp, yanında Ülkücü olmayan zevata bozkurt işareti yaptırırken Ülkücüleri olayların içine çekmek isterken hatırlıyoruz. Yandaşlığın, liyakatsiz insanlara kadro vermenin, her yerde benden olsun gerisi ölsün zihniyetinin sonucunu, kanlı ve alçak bir kalkışmayla 15 Temmuz’da görmüş ve tecrübe etmiştik. 4.5 ay gibi kısa bir zaman geçmesine rağmen, bu tecrübeyi unutmak için ancak balık hafızalı olmak gerekir. Biz sürekli uyarmamıza rağmen bu gibi olayların olması artık niyetlerin hayra yorulmamasına sebep olmaktadır. Bu yapılan talihsiz atamanın bir an önce geri alınmasını ve bu yanlıştan dönülmesini yetkili makamların gereğini yapmasını bekliyoruz. Kendisinden olmayana yaşam hakkı tanımayan, yandaş, grup, zümre, cemaat, tarikat ile ülke yönetmeye çalışmak, Ülkenin kaderiyle oynamak değil midir?. Ülkeyi sevmek, laf ile olacak iş değildir. Ülkeyi sevmek liyakat, sadakat ve büyük Türk Milletine hizmet ile olacaktır. Tekraren söylüyoruz; bu Ülke sahipsiz değildir. Kaderine terk edilmiş değildir. Kimsesiz hiç değildir. MHP Aziz Türk Milletinin hizmetinde ve buradadır. Son olarak Yüce Allah(cc) mealen şöyle buyurmaktadır; Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, görendir. Nisa 58. Eğer devletin aldığı kararlara uyamıyorsanız Allah’ın emrine uyun ve yapacağınız, hükmedeceğiniz konularda adaletli olsun...</span><br />