Türk Eğitim-Sen Nevşehir Şubesi, Sarıkamış harekatının 100. yıldönümü münasebetiyle Nevşehir'de alana indi. Türk Eğitim-Sen Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Uğur yaptığı açıklamanın ardından 750 vatandaşa buğday kavurgası dağıttı. Açıklama dualarla son buldu.

 

Uğur'un açıklaması şu şekilde;

 

Tam 100 yıl önce 22 Aralık 1914’te başlayıp 19 Ocak 1915’te sona eren Sarıkamış Harekâtı'nda tek bir kurşun dahi yemeden şehit olan 60 bin vatan evladını anmak için bugün burada yer alan vatan evlatları; Söylemde milliyetçi, uygulamada takiyeci olanlar gibi sıcak evlerde, konforlu bürolarda oturmayıp soğuk Nevşehir meydanlarında ahde vefasızlığın imansızlık olduğunu bir kez daha haykırmak için toplanmıştır.

 

Şair Orhan Şaik Gökyay'ın mısralarında "Bir gül bahçesine girercesine kara toprağın kara bağrına giren..." diye tanımladığı vatanın gerçek sahibi 60 bin Türk Askeri, Sarıkamış'ta topraktan önce kara gömülüp; baharda aşkla, inatla, yüreklilikle açan kardelen çiçeği oldular. 60 bin Kardelen çiçeğimizin dilindeki sözler ise hiç değişmedi; "Bayrak inmemeli, ezan dinmemeli, moskof postalı memleketimin toprağına değmemeli!"

 

Sarıkamış Harekâtı, öncesinde her açıdan kuşatılan, yorgun ve bitkin hale gelen Osmanlı Devleti, bu ateş çemberinden çıkışı Enver Paşa'nın Rus işgali altındaki Kars, Ardahan ve Sarıkamış’ı kurtarma fikrinde bulmuş, lakin bu fikir gökten kurşun olup yağan karın ve bıçak kadar keskin ayazın etkisiyle başarısız olmuştur.

 

Sarıkamış Harekâtı,  bu vatanı karşılıksız seven Türk evlatlarının hiçbir karşılık beklemeden yalnızca kalplerindeki ulvi vatan sevgisi, Türklük şuuru,  İslam düşüncesi ile işgal altındaki kutsal vatan topraklarını, düşman postalı altından kurtarmak ve esir Türkleri bağımsızlığa kavuşturmak için yapılan sessiz vedanın adıdır.  Bu veda Sarıkamış’ta kardelen olup açan askerlerimizin "Bastığın yerleri "toprak" diyerek geçme, tanı! Düşün, altındaki binlerce kefensiz yatanı!" dizelerine ilham oluşunun sessiz yakarışıdır.

 

Sarıkamış Harekâtı, Türk Milleti'nin vatanı ve canından aziz bildiği kutsal değerleri uğruna neleri göze aldığının ve alacağının en büyük delilidir. Türk Milleti'nin kardelenleri bundan 100 yıl önce hürriyet ve şeref

 

için, din ve namus için canlarını gözünü kırpmadan milletimize armağan etmiştir. Türk Milleti'nin kardelenleri, muharebe ettikleri düşmanın bile takdirini kazanacak ölçüde üstün cesaret ve feragat örneği sergileyerek yazdıkları kahramanlık destanını tarihin sayfalarına adeta kazımışlardır.

 

Emre itaat ve vazifeye sadakat duygularını canından aziz bilen kardelenlerimiz, uçmağa varırken adeta "Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından ileriye atılmak ve sonra dönmemektir" dizelerini yazmış ve yaşamışlardır. Kahramanlığın tanımını değiştirir nitelikte kıymetli ve eşsiz karaktere sahip olan kardelenlerimizi unutmak, gelecek nesillere anlatmamak ve boş vermişliğin ataletine kapılmak bilinmelidir ki imansızlıktır. Türk Milleti'nin kardelenlerinin hatıralarının yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak her Türk ferdinin başlıca görevlerinden biridir, unutulmasın ki geçmişine saygısı olmayanın geleceğine hayrı olmaz!

 

2023 için hedef çizenlerin önce 1914 için harekete geçip, Türk Milleti'nin değerlerine saygıyı ve Türk Milleti'ne ahde vefayı iyi öğrenmesi gerekmektedir.

 

100 yıl önce toprağın kara bağrına düşen, yürekleri bu vatan toprakları için çarpan yiğit vatan evlatlarımız, kardelenlerimize Yüce Allah'tan rahmet diliyor; "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda" diyebilen Aziz Türk Milleti'ne saygılar sunuyorum.

 

 

                                                                 Mustafa UĞUR

                                                                  Şube Başkanı