T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’nin 20 şehrinde eş zamanlı olarak düzenlenen “Kültür Yolu Festivali” kapsamında, Nevşehir’in Ürgüp ilçesine bağlı Mustafapaşa Beldesi’nde “Türkiye-Bulgaristan Ortak Değerler ve Kültürler Buluşması” temalı kültürel etkinlik düzenlendi.

Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi/Kitre Bebek Müzesi ve Bulgaristan Samokov Tarih Müzesi iş birliği ile gerçekleştirilen programa; Bulgaristan Büyükelçiliği’nden Başkatip Daniela Nikolova, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram Deviren, Bulgaristan Samokov Tarih Müzesi Müdürü Dr. Veselin Hajiangelov, Kitre Bebek Müzesi Kurucusu Sibel Radiye Gül, Samokov Tarih Müzesi Küratörü ve Bulgar nakış ustası Ani Yoveva ile çok sayıda yerli ve yabancı sanatsever katıldı.

Etkinlikte konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram Deviren, festivalin bölgenin tarihi, doğal ve kültürel değerlerinin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımına büyük katkı sağladığını belirtti. Deviren, “Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından üniversitemiz, ‘Doğal ve Kültürel Miras Turizmi’ alanında ihtisaslaşan üniversiteler arasında yer alıyor. Bu kapsamda yürüttüğümüz akademik çalışmalar ve projelerle bölgenin sahip olduğu eşsiz tarihi, doğal ve kültürel zenginlikleri bilimsel temelde geleceğe taşıyoruz. Bu tür uluslararası kültürel iş birlikleri ise hem bölge hem de kültürel diplomasi açısından son derece kıymetli bir zemin sunuyor” dedi.

Dünyanın ve Türkiye’nin ilk Kitre Bebek Müzesi ile Bulgaristan’dan Samokov Tarih Müzesi iş birliğinde gerçekleştirilen etkinlikte, geleneksel bebekler ve kostümler üzerine ortak atölye çalışmaları ve sunumlar gerçekleştirildi. Katılımcılar, her iki ülkenin halk kültürüne ait geleneksel kıyafetleri ve el yapımı bebekleri yakından inceleme ve yapım sürecine katılma fırsatı buldu.

Türkiye’nin ilk kitre bebek müzesi olma özelliği taşıyan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen buluşma, kültürlerarası etkileşim ve iş birliğine katkı sunarken, Bulgar ve Türk halk kültürlerinin zenginliği ortak bir sanatsal dil üzerinden bir kez daha gözler önüne serildi.