Şunun şurasında milletvekili seçimlerine 2 ay gibi bir zaman kaldı. Mehtemelen 14 Mayıs’da sandık başına gideceğiz ve bizi temsil edecek vekillerimizi seçeceğiz.

Peki, yüce mecliste (TBMM) bizi temsil edecek bir milletvekilinde ne gibi özellikler olmalı? Vekil olacak kişide ne gibi kriterler aranmalı?

Bugün bu köşeden bu sorulara yanıt arayacağız ve asili temsil eden vekilin Nevşehir'den Ankara’ya gittiğinde neler yapması gerektiği üzerinde duracağız.

Bugüne kadar çok vekil gördük, asilini hiç tanımayan ve milletvekilliği yemini dışında hiç kürsüye çıkmayarak, temsil ettiği kentin, sözde entellektüel kimliği ile asilinin sorunlarına değinmeden aldığı milletvekili maaşını alarak gününü tamamlayan...

Çok vekil gördük, Ankara’ya gittikten sonra kendisini o makama gönderen seçmenlerini unutan. Bundan evvel çok vekil tanıdık yıllarca vekillik yapmış ama ismi cismi olmayan, kendini hiç yormayan, ortalıkta hiç gözükmeyen...

Çok vekil biliriz, mecliste el kaldırıp, el indiren ve kaldırdığı elin dahi neye kaldırıldığını bilmeyen.

Aslında milletvekili dediğin kişi de bir özgüven olmalı. Kentinin sorunlarını iyi bilen, bu sorunlara çözüm üreten kişi olmalı. Vekillik günlerini ettiği yemine sadık kalarak tamamlamalı.

Vekil dediğin, asilinden aldığı yani halkından aldığı temsil görevini en güzel şekilde yerine getirmeli. Kendine bunu dert edinmeli. 

Nevşehir 14 Mayıs seçimlerinde 3 milletvekili çıkaracak. Kimin ne olacağı şimdiden belli değil. Ama bilinen bir gerçek varki Nevşehir'de artık vatandaş, pasif, hiçbir yerde gözükmeyen, suya sabuna karışmayan, sadece koltuk nöbeti tutan vekil tipi istemiyor. 

Öncelikle sokaktaki vatandaşa sormak gerekiyor.

“Nasıl bir milletvekili istiyorsunuz?” diye.

Sokaktaki vatandaşın tanımına uyan kişileri göndermek gerekiyor Ankara’ya. Şehre hayal kırıklığı yaşatanları değil...

Bizce, milleti temsil eden milletvekilinin her şeyden önce tam donanımlı mükemmel bir profili olmalı. Ve öncelikle içinde Allah korkusu olmalı...

Şimdi önümüzde bir genel seçim var. Havası da giderek tempoyu yükseltiyor. Bakınız şöyle etrafınıza daha şimdiden birçok aday adayı ismi dolaşıyor ortalıkta.

Kimileri sırf “reklam” olsun diye aday adayı olur. Bazıları bozulan işlerini düzeltmek için veya bulunduğu görevin taçlandırılarak,  güçlendirmek için aday olur, kimileri de “benimde adım olsun” diye aday adayı olacak.

Kimse de aday adayı olurken “Ben bu göreve layık mıyım” "haddime mi" veya “Ben, gerçekten de milletime hizmet etmek içinmi adayım” diye bakmaz. Kapasitem nedir? Eğitimim, kültürüm buna yeterli mi? demez...

Seçilip seçilmemeleri önemli değil.

Önemli olan! “Ya çıkarsa” misali!

Hani bir de seçip gönderdiğimiz vekillerimizin kendilerine özgü projeleri varmıdır, yokmudur diye de bakmayız.

Aslında vekil olacak kişi tam anlamıyla donanımlı olmalı, sosyal olmalı, bilgili olmalı, bir ağırlığı, saygınlığı olmalı. Kentiyle ilgili her konuda söz söyleme yeteneğine sahip olmalı. KENDİ için değil KENTİ için bir hayali olmalı.  Ekonomik özgürlüğü olmalı. Milletvekilliğinden emeklilik hayali kurmamalı...

Bizce, en önemlisi de, “yaptıkları, yapacaklarının teminatı” tarzında vizyonu olmalı.

Zaten şuana kadar kamuoyunda isimleri zikredilen birçoğunun böyle bir vizyona ne kadar sahip olduğuda tartışılır.

Seçim zamanı geldiğinde partilerinin programlarını veya seçim vaatlerini içeren bildirgeleri okuyan, dağıtan vekil adaylarını görürsünüz meydanlarda…

Vekil dediğin kişinin önce yaşadığı şehri adına kendi projeleri olmalı.

Vekil dediğin adamda ülkesine özgü, yaşadığı kente özgü, oy istediği seçmenine özgü projeleri olmalı ...

Yani, bulunduğu bölgede ki sorunlara nasıl çözüm getiririm diye projeler ortaya koymalı.

Veya yine bulunduğu bölgenin sorunlarını içeren bir bilgi-birikimine sahip olmalı ve bunlara da çözüm yolları bulan söylemleri bulunmalı.

Burada madalyonun bir de tersinden bakmak gerekiyor tabiki...

Suçlu hep vekiller mi?

Yoksa vekil aday adayı olanlar mı?

Biz, seçmenlerin hiç mi suçu yok?

Çuvaldızı vekillere veya vekil aday adaylarına batırırken, iğneyi de azıcık kendimize dürtmeliyiz.

Her şeyden önce “Biz kimi vekil seçelim” diye ince eleyip sık dokumalıyız.

Seçtiğimiz yada seçeceğimiz vekili kendi işimiz için menfaatimize göre değil toplumsal menfaatlere göre değerlendirmeliyiz. "Oğlum, kızım, eşim kocamı işe soksun. İşe sokarsa iyi değilse kan davalıyız. Beni şu göreve yükseltsin şuraya atasın ... vs.vs. Yapmassan senden kötüsü olmaz "

Bizi, yani halkı temsil edecek kişinin vizyonuna ve misyonuna bakmalıyız.

Muhtemelen 14 Mayıs’da vekil seçilen kişi gerçekten de bizi temsil edecek kapasiteye sahip mi, değil mi diye irdelemeliyiz.

Vekil seçilen kişinin geçmişini çok iyi bilmeliyiz.

Ne yapmış, neleri yapmış. Elbetteki ahlakıda önemli, dürüstlüğüde, yiğitliğide önemli başarılarıda...

Bugüne kadar hangi projeleri gerçekleştirmiş veya hangi sorunlara çözüm getirmiş.

Geçmişinde hep kendine mi çalışmış? Sosyal sorumululuk projelerinde gönüllü görevlerde bulunmuş mu? Spor, Doğa, Çevre, Toplum gibi projelerin içinde yer almış mı?

Yoksa vatandaşının refahını kendi refahından üstün tutarak, onlar adına bir takım hizmetler vermiş mi diye bakmalıyız.

14 Mayıs’a şunun şurasında 4 ay gibi bir zaman kaldı.

Bugünden, sizi temsil edecek vekil adaylarını çok iyi analiz edin, çok iyi tanıyın, çok iyi araştırın ve ona göre tercihinizi yapın.

Kimdir, neyin nesidir, ne yapmıştır, vizyonu nedir, kime hizmet etmiştir, yalancımıdır, arlı mıdır arsız mıdır, vatandaşından yana mıdır yoksa hep cebine mi çalışmıştır.

Yarın, “biz seçtik gönderdik, hiçbir işe yaramıyorlar” diye ağlamayın.

Çünkü, onlar ne kadar seçilme hakkına sahipse ki öyle, siz de seçme hakkına sahipsiniz.

Seçme hakkınızı iyi kullanın.

Seçerken iyi düşünün.

14 Mayıs sizin için bir şanstır.

Bu şansınızı iyi kullanın.

Bol keseden vaat edenlere kanmayın...

Çevrenize bakın, bu göreve en iyi kim layıksa onun seçilmesi için çaba gösterin.

Partilerinize, bu insanın seçilmesi için baskı yapın.

Bizden söylemesi…
 

Tüm siyasi partiler ve yetkililerine de buradan önemli bir çağrıda bulunalım...

Hangi siyasi partiden olursa olsun; Sırf aday adaylığı başvuru ücreti için "gel ne olursan gel" diyerek herkese mavi boncuk dağıtıp bu torbaya herkesi sakın koymaya çalışmayasınız.

ÖNCELERİ toplumun “en saygın, en kültürlü” ve en bilgili insanları milletvekili adayı olurdu. Günümüzde ise tam tersi. Kimseyi küçümsemek veya yermek için söylemiyoruz. Sadece görünen tabloyu ifade etmek istiyoruz.

Bunu siz de takdir edersiniz.

Nevşehirli vatandaşlar böyle vekil istiyor?

Herşeyden önce samimi, empati kuran, ulaşılabilir ve dokunabilir, tutamayacağı sözü vermeyen, sözünü tutan, tuttuğunu koparan, aktif, çalışkan ve kendini şehrine şehrin insanlarına Allah'ın rızasını kazanmak için adayan vekil görmek istiyor... Sorun üreten değil sorun çözen, ötekilemeyen, kucaklayan, sorumluluk sahibi...

Şehrini çok sevmeli,

Nevşehir'i iyi tanımalı, (İnsanlarını, değerlerini, sorunlarını iyi biliyor olmalı)

Saygınlığı olmalı,

Adaletli olmalı,

Mütevazi,

Eğitimli olmalı...

ELİF gibi dik omurgalı olmalı ...

Temsil yeteneği olmalı...

Ekonomik özgürlüğü olmalı,

İstişare kültürüne önem vermeli,

Milletvekilliğini AMAÇ değil hizmet için bir araç görmeli dolayısıyla İŞİ Aşı olmalı ve bu işlerinde de başarılı olmalı.

Yiğit, güçlü, kuvvetli, gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen, sözüne güvenilen, sözünün eri ve korkmayandır.

Gezdiği ülkeleri, yediklerini içtiklerini değil, ülkene kentine milletine hizmeti anlatmalı...

Bu şehrin sorunlarını kendisine dert edinmeli... 

Vekil, Allah’tan korkan bir kişiliğe sahip olmalıdır...

Nevşehirli vatandaşlar böyle vekil istemiyor?

Milletvekilliği adaylığı başvurusu ile Bürokraside görev yükselmeyi bekleyenler, 

Burnu yukarıda kendini beğenmiş,

İçinde KİN Nefret duyguları güdüp hesap kuranlar, 

Eğitim durumu, diploması tartışılan VEKİL istemiyoruz...

İthal VEKİL istemiyoruz... Şehri bilen tanıyan şehirle ilişkilerini koparmamış isimler istiyoruz.

Nevşehir'i temsil etme vasfı taşımayanları asla ADAY istemiyoruz.

Seçimden seçime kapını çalana sende yol vereceksin....

Seni hatırlamayanı sende sandıkta unutuvereceksin...

Tarih İbretlerle doludur. Yeter ki aynı hataları yapmayalım. Protokol da nasıl davranılacağını, halkın sorunlarının ne olduğunu bilen bir adaya ihtiyacımız var, bunun dışında ki kişi sadece Milletvekili olur Milletin vekili olamaz. 

O yüzden siyasi partiler aday belirlerken, artık çok daha ince eleyip sık dokuması gerekiyor.