Nevşehir Eğitim Bir Sen ve Memur-Sen Şube Başkanı Harun Öcal, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verilerinin ardından, kamu personellerine verilen yüzde 15 zammın eridiğini belirterek, “Enflasyonun sebebinin ve nedeninin emekçiler olmadığı gerçeğini ısrarla vurguluyoruz.” dedi.

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Nevşehir Şube Başkanı Harun Öcal, Türkiye istatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verilerinin ardından açıklama yaptı.

Kamu personellerine verilen zammın 4 ay içinde enflasyonkarşısında eridiğini aktaran Öcal, şu ifadeleri kullandı:

“TÜİK tarafından 2024 yılı Nisan ayı enflasyon oranı %3,18 olarak açıklandı.

Bu oranla birlikte; dört aylık enflasyon %18,72 ve enflasyonfarkı %3,23 olarak gerçekleşti.

Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı gereğince yapılan %15puanlık artışın tamamı enflasyon karşısında eridi ve Memur-Sen’in tepkileri,tenkitleri ve teklifleri somut olarak bir kez daha gerçekliğini korudu.

Başta kamu görevlilerimiz olmak üzere sabit gelirlilereyapılan iyileştirmelerin alım gücünü artırması ve refah düzeyine yansıması; fiyat istikrarına ve düşük enflasyon ortamının oluşmasına bağlıdır.  

İç ve dış ekonomideyaşanan gelişmeler, faiz kararları, parasal sıkılaşmanın etkileri; enflasyonunyükseliş hızının yaz aylarının gelmesiyle beraber yavaşlayacağını gösterse de;enflasyon artış hızının yavaşlamasının enflasyonun düşmesi anlamına gelmediği gözden kaçırılmamalıdır.

Enflasyonun düşürülmesi ve alım gücünün yükseltilmesinoktasında atılan adımları eleştirel ya da genel geçer olarak yorumlamıyor;enflasyonun sebebinin ve nedeninin emekçiler olmadığı gerçeğini ısrarlavurguluyoruz.

“Enflasyonun tek nedeni” Alın/akıl teri akıtarak evine helal ekmek götürme gayreti içerisinde olan emekçilerimiz(miş) gibi gösteren bakışaçısının acilen değiştirilmesi gerektiğini bir kez daha altını çizerek ifade ediyoruz.

Ekonomiye emekçi perspektiften bakmak, emekçinin sorununudoğru tespit ederek çözümü noktasında irade ortaya koymak; çalışanı enflasyona ezdirmeme sözünün de bir gereğidir.

Vergi noktasında emek örgütlerinin söylemleri sadece gelirvergisi odaklı düşünülmemeli, doğrudan-dolaylı vergi yükü adaletsizliğigörülmelidir.

“Piyasada fiyat istikrarı sağlansın, fiyat artışları azalsın veözellikle gelir dağılımında adalet tesis edilsin” isteniyorsa; vergipolitikaları ve istisnaları bir bütün olarak gözden geçirilmelidir. Üreticinin maliyeti, tüketicinin geliri noktasında oluşanarz-talep dengesi dışında “piyasa-pazar” ortamında oluş(turul)an adaletsiz fiyat artışlarının denetimi de yapılmalıdır. 

Diğer taraftan, AYM tarafından iptal edilen Toplu Sözleşme ikramiyesi ve koruyucu giyim başta olmak üzere uygulanmasında tereddüt bulunan 42 toplu sözleşme hükmüyle kamu görevlisinin maaş ve ücretlerindeki gelir kalemlerinin azaltılması; emekçi nezdinde adaletsizliğe, emeğin hakkının teslimi noktasında çelişkiye sebep olmaktadır.

13. Çalışma Meclisi’nde ve 1 Mayıs’ta açıkça ifade ettiğimiz üzere,  toplu sözleşme hükümlerinineksiksiz uygulanması noktasındaki tereddütler acilen giderilmeli, zaman kaybettirme anlayışının kamu görevlileri için nakit kaybetme gerçeği olduğu görülmelidir.  

Toplu sözleşme hükümlerinin özerkliğini yok sayıp, memuruncebine yansıyan sorunları görmezden gelmek; tasarruf anlayışıyla bağdaştırılamaz, emekçinin alın terinden tasarruf kabul edilemez. Toplu sözleşme, sadece masada verilen mücadeleden ibaretdeğildir!

Yetkili Konfederasyon Memur-Sen ve tamamında yetkilisendikaları olarak tecrübemiz ve birikimimizle bu gerçeği çok iyi biliyor, toplusözleşme masasında büyük mücadele vererek elde ettiğimiz kazanımları, eksiksizuygulatma noktasında da büyük gayret sarf ediyoruz. Toplu sözleşme ikramiyesinin verilmesi, 4688 sayılı Kanunun sorunlarının acilen çözülmesi, uygulanmayan ya da eksik uygulanan kazanımlarımızın düzeltilmesi, koruyucu giyim hakkının eksiksiz verilmesi içinmücadelemiz sürecektir”. ifadelerinde bulundu.