Nevşehir’in kanaat önderlerinden ve FİB Haber.com köşe yazarı emekli imam Baki Öncel, son yazısında “Sessizliğin Bedeli” başlığıyla toplumsal vicdanın önemine dikkat çekti. Öncel, yazısında suskunluğun bedelini, bireysel ve toplumsal sorumlulukla ilişkilendirerek, özellikle genç nesiller ve dini eğitim camiasına güçlü bir mesaj verdi.
Sessizlik ve Korkunun Toplumsal Bedeli
Öncel, yazısında şunları ifade etti:
“Biz, sustukça karanlık konuştu. Korkularımız büyüdü, itirazlarımız küçüldü. Bir gün geldi, yanlışın karşısında sessiz kalanların, yanlışın bir parçası olduğunu anladık.”
Kur’an-ı Kerim’den Nisâ Suresi 59. ayetini örnek gösteren Öncel, bilinçli itaatin ve vicdanın önemine dikkat çekti:
“Zulmü meşrulaştıran itaat, itaate değil ihanete dönüşür.”
Doğu’nun Sessizliği, Batı’nın Sorgusu
Öncel, kültürel farklılıklara değinerek, doğu toplumlarının duygularla büyüdüğünü, hürmet ve saygıyı önemsediklerini ancak haksızlık karşısında sustuklarını belirtti. Batı toplumlarını örnek gösteren Öncel, “Artık zaman geldi; saygıyı sessizlikle, itaati körlükle karıştıran geleneği terk etme zamanı” diyerek toplumsal uyanış çağrısı yaptı.
Korku Kültüründen Sorumluluk Kültürüne
Yazısında korkunun toplumu felç eden en büyük hastalık olduğuna dikkat çeken Öncel, Hz. Ömer’in sözünü hatırlattı:
“Allah’tan korkan, başka kimseden korkmaz.”
Vicdanı diri olan toplumlarda zulmün kök salamayacağını ifade eden Öncel, her bireyin kendi kalbinde bir mahkeme kurmasının önemine vurgu yaptı.
Vicdanın uyanışı
Unutmayalım:
---Bir toplumun dirilişi bir tek vicdanın uyanışıyla başlar.
---Bir kalp uyanır, bir ev değişir,
---bir ev değişir, bir sokak aydınlanır,
---bir sokak aydınlanır, şehir dirilir,
---şehir dirilir, millet yeniden doğar.
Haydi neredesin fetih nesli.? Neredesin Akıncı ruhu, Neredesin sahabeyi örnek alan müslüman toplum. Neredesin..ey ümmetin umut bağladığı, gelir diye her hilâlin doğuşunda dualarına kattı ayyıldızlı bayragın özgürlük muştuları neredesiniz. Ehlisâlibin akıttığı kanlar kudüste hiç kurumadı coğrafyamız kan gölüne döndü neredesiniz..? Ehlisâlip nöbeti siyonist çetelerine havale ettiğinden beri Kudüsüm kan ağlıyor . Mescidi aksamı korumak için ölecek çocuklar doğuran annelerin doğurduğu çocukları toprağa vermeye mecâli kalmadı neredesiniz?
Vicdanın Dirilişi ve Uyanış Çağrısı
Baki Öncel, yazısında vicdanın Allah’ın insana verdiği en büyük emanet olduğunu belirtti ve şöyle sordu:
“Bir mazlumun sesi bize ulaşınca ne hissediyoruz? Bir çocuk ağladığında içimizde bir şey sızlıyor mu? Bir yanlış gördüğümüzde, ‘ben ne yapabilirim ki’ mi diyoruz, yoksa ‘ben susarsam kim konuşacak?’ diye mi düşünüyoruz?”
Öncel, yazısının devamında genç nesillere ve toplumun manevi öncülerine çağrı yaptı:
“Sen imam hatip nesli, sen ülküsü uğruna can vermeye hazır ocak terbiyesi alan ülküdaş, sen milletin umudu milli gençlik, neredesin? Alperen ruhunu yaşatmak için Ahmed Yeseviyi mi bekliyoruz?”
Özellikle Kudüs ve coğrafyamızda yaşanan zulümlere dikkat çeken Öncel, suskunluğun bedelinin ağır olduğunu belirtti.
Vicdan Yemini
Baki Öncel, yazısını vicdan yemini ile noktaladı:
“Ben, bu çağın bir insanı olarak, sustuğum her haksızlıkta payım olduğunu biliyorum. Bundan böyle kalbimi, dilimi, niyetimi adaletle buluşturmaya söz veriyorum. Ne devleti yıkmak için, ne zulmü örtmek için — yalnızca hakkı hatırlatmak için konuşacağım. Çünkü biliyorum ki, bir milletin dirilişi bir tek vicdanın uyanışıyla başlar.”
Anadolu'dan Gazze'ye bir nefes platformu aktivisti - Yazar Baki ÖNCEL'in köşe yazısını okumak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.





