Artık öğrencisi olmadığı için kapanmış bir köy ilkokulu. Eski adı Babayan olan İbrahimpaşa'da. Camı çerçevesi kırılmış, ev hayvanlarının girip çıktığı, köy gençlerinin sevda sözcüklerini, sevdikleri kızların adlarını ak badanalı duvarlara kömürle yazdıkları, yıkıntılaşmış bir eski yapı. 1930'ların yadigarı...Ceviz Ali namıyla maruf Nevşehir'in iyi öğretmenlerinden Ali Gönen amcamın 1930'larda  ders verdiği bir okul kalıntısı...
Emekliye ayrıldıktan sonra vakti bol artık Türkçe sevdalısı Kaya Mustafa'nın.
Tüm zamanını ayırabilir araştırmalara, görüşmelere...
Köy aşıklarını, şairleri dinleyip şiirlerini kaydetmek için İbrahimpaşa köyündedir. Yürürken sağına soluna bakar. Eski okulun yanından geçer. Bakar ki, okulun içi boşaltılmış. Dosyalar, kitaplar, öğrenci kayıt defterleri, ödev kağıtları, yazı tahtası kırıkları, yerküreler vb...Çöplük...Eğitim, kültür nemize...İner aşağı Kaya. Karıştırır atık öteberiyi. Bakar ki bir büyük fotograf albümü. Kimbilir hangi hevesli başöğretmen, hangi eğitim sevdalısı bir müdür özenle biriktirmiş ak-kara resimleri, sonra belki öğrencilerine yaptırdığı bir albüme yerleştirmiş. İbrahimpaşa Köyü İlkokulu'nun tarihi bu albüm. Hiç üşenilmemiş tek tek resimler hangi günlere ait, kimler var; tek tek numaralandırılarak açıklamalar yapılmış. Hiç erinmemiş okul yöneticisi ya da eğitmeni...Belki kendisi çekti resimleri, ya da Ürgüp'ten çağırdığı bir fotografçıya çektirdi. O günlerin koşullarında ne denli zor ve çok para harcamayı gerektirmiştir. Kim bilir !
Alıp eline incelemiş albümü Kaya. Tozunu toprağını çırpmış; temizlemiş. Sonra köydeki görüşmesi bitince Ürgüp'e, evine dönmüş. Artık yaşamayan öğretmenler öğrencilerinin önünde, yanında poz vermişler...Kalıp gibi takım giysiler içinde herbiri diplomat gibi eğitimciler. Derli toplu. Öğrencilerin kimisinin pabucu yok. Büzüştüklerine bakılırsa soğuk bir gün ve üşüyorlar. Fakat resimlerden görülüyor, gözleri parlıyor...Yalnız öğretmenler değil, öğrencilerin de çoğu yaşamıyordur artık...İbrahimpaşa göç veren bir köy. 1970'lerde Nevşehir'de motorlu araç alım satımında etkili idiler. Sonraları İstanbul'a, Kayseri'ye, İzmir'e de dağıldılar...
Kaya Mustafa, inceledikçe albümü hayranlığı arttı bu anıları biriktirenlere, saklayanlara, koruyanlara...
Peki , neden  böyle bir anı toplamı çöplüğe atılmıştır ? Hiç mi değer vermez olmuşuz...
.................
Eski resimleri bilgisayar ortamına aktararak güvence sağlama kolaylığı var artık. Yaz dinlencesi içinde kullanırız diye küçük tarayıcı aygıtı yanıma alıp götürdüm. Küçük, ama pek hünerli. Eski fotografları tarıyor ve bellek kartına işliyor, isterseniz siz bunları Facebook hesabınızdan paylaşabilirsiniz.
Ürgüp'teki meslekdaşlarımın çoğu Pazarören, İvriz, Kırşehir, Nevşehir öğretmen okulu çıkışlı. Sonradan bir eğitim enstitüsünü ya da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi'ni bitirenler de olmuş.
Eğitim tarihimizi ortaya koymak için fotografların önemi büyük. Soruyorum...Yanıtlar aynı:
'' Valla eski evde, köyde vardı bazı öğrencilik, ilk öğretmenlik günlerine ait resimler...Taşınırken herhalde orada bi takada, dolapta kaldı. Unuttuk. Üzerinde de durmadık. Yitti gitti...''
Anılar bu denli önemsiz mi? Taşınırken bir dolap, bir koltuk bırakılır da içi resim dolu bir kutu, bir albüm bırakılır mı!
O meslekdaşlarıma da aferin diyorum da başka da bir şey demiyorum...
.............................................................................................28 Eylül 2016