BAŞBAKAN HARİÇ HERKES OKUSUN
 
Naravenya Cumhuriyeti’nin Başbakanı olan Barkudza, bir gün durduk yerde bir zarfın üzerinde `Sadece Başbakan Okusun’ yazan "Akıl Almaz Adam" imzalı bir mektup alır, mektupta yazılanlar Başbakanı çok etkiler. Bu yazışmalar esrarengiz bir şekilde tek taraflı olarak devam ederken, başbakan bambaşka bir insana dönüşür ve ülkesini dünyanın en muazzam gücü haline getirir. Erdal DEMİRKIRAN’ ın kalem aldığı ‘Sadece Başbakan Okusun’ kitabından ve işte o mektuptan bazı satırlar: “Merhaba incir çekirdeğinin içindeki büyük adam. Ne o, çok mu sinirlendin? Eee haklısın. Ne de olsa imparatorsun ya, kralsın ya. Etrafında sana büyük adamsın diyen milyonlar var ya... Oysa sen de herkes gibi bir insansın. Başbakan olduktan sonra ne değişti ki? Hâlâ banyoda kalınca, parmaklarının ucu buruşmuyor mu? Tırnakların uzamıyor mu? Acıkmıyor musun? Ayağın kayınca düşmüyor musun?.. Seni öyle zehirlediler ki, söylediğin bir şeyin yanlış olduğunu sen bile bilmiyorsun artık. Sen, doğru söylediğinde, düşünmeden doğru dediler. Yanlış söylediğinde de doğru dediler. Bana ise hep yanlışsın dediler.
Böylece sen doğruyu aramaya hiç ihtiyaç duymadın; bense her dediğim yanlış kabul edildiği için, hep doğruyu bulmaya çalıştım...”
Mektupta Başbakan'a öneri var: “Bir danışmanını çağır. Ona, yanlış bir şey söyle. Bu hususta beni en iyi sen anlarsın gibi cümlelerle de süsle. Bak, gör nasıl cevap alacaksın.”
Başbakan, danışmanı Olorto'yu çağırıyor:
“- Aklıma harika bir fikir geldi. Beni en iyi anlayan adam sensin. Bu yüzden, seninle paylaşmak istedim.
- Buyurun efendim; emredin.
- Her yıl dünyada moda değişiyor, renkler değişiyor; ama bizim bayrağın rengi hiç değişmiyor. Diyorum ki, her sene bayrağımızı moda olan renklere boyasak. Bir sene eflatun, ertesi sene sarı...
- Çok doğru söylüyorsunuz efendim. Fevkalade parlak bir fikir, derhal gündeme almalıyız. “
 
 
Bu sözün üzerine söylenebilecek söz yok bence. Bir makam sahibi yada insan olarak fark etmez, bu satırlardan alacağımız çok ders var.  Çıkarları için çevremizde yanlışı onaylayan, yanlışı doğru gösteren insanlar oldukça yanlışı biz benimsiyoruz.Bu yanlışlar benimsendikçe çığ gibi büyüyüp toplumumuza yerleşiyor. Değerlerimiz siliniyor, eskiden ayıp günah olan şeyler ortaya dökülüp doğal karşılanıyor. Belki yukarıdaki satırlarda olduğu gibi binlerce şey değişti ülkemizde, şehrimizde, çevremizde, ailemizde, kişiliğimizde… Komik ama maalesef öyle…