DÖNMELER
 
Dönek diye tanımlanan bu ıstılah; aslî özelliğinin dışında farklı olma/görünme halidir.
Asıl tanımı ise, Müslüman adı ve kıyafeti altında yaşayan, fakat Musevi inanış ve adetlerini devam ettiren Yahudilere denir.
Kurucusu; on yedinci yüz yılsonlarında, “Mesihliğini ilan eden İspanya’dan İzmir’e göç eden Yahudi Modrdehay Sebi’nin oğlu Sabatay Sevi’dir. Bunlar, Avdetiler-Sabatayistler olarak ta adlandırılır.  
Hahamlık öğrenimi gören Sabatay Sevi, 1648’de Mesihliğini ilan etti. Bir anda etrafında birçok taraftar buldu.
Yaptığı gezilerle de dönmeliği imparatorluğun diğer şehirlerine yaydı. Yaptığı bu çalışmalarından dolayı diğer Yahudiler, dinimizi tahrif ediyor diye şikâyet ettiler. Bunun üzerine iki defa yargılandı. Sahte Mesih olarak tanınan Sabatay Sevi, ilk yargılanmasında hapis ve sürgünle cezalandırıldı.
1696’da İstanbul’da divan huzurunda ikinci yargılanmasında, ceza almadan kurtulmak için Müslüman olduğunu söyledi ve Mehmet Efendi ismini aldı. Böylece herhangi bir ceza almadan kurtuldu. Ceza almasına almadı ama mahkeme heyetince, Yahudileri ve Müslümanları aldatan bir haham olduğu ve cemaatini aldatmak için de bu yola başvurduğu hükmüne varıldı.
Bu sureta değişiklikten sonra Sabatay taraftarlarının bazıları, Yahudi olarak kalmaya karar verirken, epeyce bir kısmı da onun yolunu takip ederek gerçekte Yahudi kalmakla birlikte görünüşte Müslüman oldular. Böylece dönmeler zümresi teşekkül etti.
1783’den itibaren Selanik’teki Museviler arasında dönmelik hızla yayıldı. Netice itibariyle Selanik, dönmeliğin merkezi oldu.
İslam görüntüleri altında, Yahudiliğin ritüellerini gizlice yerine getirmeye devam ettiler. Kendilerine ait örf ve adetlerini yaşatmaya çalıştılar. Hatta dilleri olan İbraniceyi unutmamak için özel bir gayret ettiler.
Edirne, İzmir, İstanbul ve Arnavutluk’ta daha çok görülmeye başlayan dönmeler, 1900’lü yıllarda sadece Selanik’te 10.000 inin üzerinde dönme olduğu bilinmektedir.
DÖNMELERIN BILİNMELERİ
(ORTAYA ÇIKMALARI)
Sabatay Sevi’nin Müslüman olup Mehmet Efendi ismini aldıktan sonra, garip davranışları ve ikili oynaması şüphe uyandırdı. Haliyle kendine ve beraberindekilere endişeyle bakılmaya başlandı.
Onlar da yazılı bir metin ortaya koymadan, öğretilerini nesilden nesile rivayet yoluyla aktarmışlardır. Israrla yazılı metin bırakmaktan kaçınmışlardır. Var olan belgeleri de gizlemişlerdir. Bu durum ta ki 1875 yılında Selanikli bir dönmenin yeleğinin, tamir edilmek üzere terziye bıraktığı sırada, cebinden çıkan bir kâğıtla ifşa olunmasına kadar. Bu kâğıt ilk defa Selanik gazetelerinden birinde neşredilmiştir.
Daha sonra 1910 yılında dönmelere ait İbranice yazılmış bir muska neşredilmiştir. Muskanın altına mühür basılarak Sabatay Sevi’nin imzası atılmıştır.
BÖLÜNMELER BAŞLIYOR
Sabatay Sevi’nin ölümü taraftarlarınca “Beden değişikliği” (Tenasüh) olarak yorumlanmıştır. Buna göre Sabatay ölmemiş ruhu eşi Aişe’nin kardeşi Yakup’ta ortaya çıkmıştır. Bu anlayış cemaatin yeni bir lider seçmesini kolaylaştırmış ve Yakup (Çelebi) dönmelerin lideri olmuştur. Yaptığı ilk toplantıda Sabatay Sevi’nin ortaya koyduğu metodu devam ettirme kararı alındı. Yakup Çelebi’nin (Josef Queride) Türk adetlerine fazla bağlılık gösterilmesine karşı çıkmıştır. Tartışılan bu kararın ardından dönmeler, 1689 yılında ikiye, 1720’de bir daha bölünerek üç gruba ayrılmıştır.
Bu gruplar liderlerinin isimlerine göre adlandırılmıştır. Yakubiler, Karakaşlar, Kapancılar. Her grup Sabatay’ın telkinlerine bağlı kalmakla beraber yorum ve tevillerde farklı uygulamalara gitmişlerdir.
TARTIŞILAN GRUP DÖNMELER
Muhtelif zamanlarda değişik tartışmalara sebep olan Dönmeler, Karakaşlar grubuna mensup Rüştü Bey’in 1924 tarihinde TBMM’de M. Kemal’e verdiği dilekçe ile yeniden tartışma konusu olmaya başladı. Rüştü Bey, dilekçesinde, üç gruba ayrılmış olan dönmelerin aslen ve ırkî olarak, Yahudi olduklarını, ruhen ve vicdanen İslam’la ilgilerinin bulunmadığını, sahte bir kisve taşıdıklarını, belirtmiştir. Böylece basın-yayın ve kamuoyunda lehte ve aleyhte tartışılmıştır.
Yine aynı tarihte Yunanistan’la mübadele söz konusu olunca Yunan Parlamentosundan Mustafa Efendi, Yunan yetkililerine başvurarak Dönmelerin Türk ve Müslüman olmadıklarını bildirmiş ve mübadele dışı tutulmasını istemiştir. Yunan Meclisi de, Dönmelerin Türk unsurundan “bin kat ziyade muzır olduğu” gerekçesiyle isteği reddetmiştir.
Yahudilerin de kendilerinden farklı kabul ettikleri Dönmeler yarı Türk, yarı Yahudi sayılmış (hiçbir zaman Müslüman sayılmamış) ve “gizli cemaat” olarak adlandırılmıştır.
Bu iddialara rağmen 1924’deki Varlık Vergisi Kanununda dönmelerle ilgili olarak “D” maddesi konulmuş ve onlar için Müslümanlarla Yahudiler arasında bir oran belirlenmiştir.
Günümüzde de kendilerinden bahsedilen Dönmelerin Türkiye genelinde 30-40 bin kişi civarında olduğu tahmin edilmektedir. Yoğun olarak Selanik’te bulundukları için Dönmelere “Selanik Dönmesi” de denilmektedir. Eskiden olduğu gibi bu gün de Türklerin yanında Türk isimlerini, kendi aralarında ise Yahudi isimlerini kullanmaktadırlar.
Türkiye’de birçok önemli yerlerde görev almış olan Dönmeler, özellikle ticaret ve sanayide, bunun yanı sıra, gazete sahipliği ve köşe yazarlarıyla beraber etkili aydınları bulunmaktadır.
OSMANLIDA DÖNMELER
Avrupa’daki yeni gelişmeleri, modern fikirleri Türkiye’ye ulaşmada “kanal” görevini üslenenler genellikle; Yahudi, Mason, Devşirme ve Dönmelerdir. Her ne kadar fikirlerine itiyatla bakılsa da, çatışmalarına aralıksız devam etmişlerdir.
Nitekim 1908 ihtilalı ile fiiliyatta; İttihat Terakki ile Osmanlı Devleti üzerinde söz sahibi olmayı başarmışlardır.
Ayrıca 31 Mart Vakası, Abdulhamid’in tahttan indirilmesi, Balkan savaşları 1. Dünya harbinin neticeleri İttihat Terakki Cemiyeti’nin yanlışları ve başarısızlıkları olarak yorumlanmıştır.
3 1 Mart Vakasını tertipleyen komutanın Dönme Remzi Bey olduğunun yanı sıra, Abdülhamid’in Hal’ini gerçekleştiren ve Selanik’deki sorumlusu Şefik Bey’inde Dönme olduğu bilinmektedir.
1908’den sonra kurulan hükümetlerde görev alan Dönme bakanlardan bahsedilmekle beraber, dönmelerin kadın liderlerinden olan Halide Edip Adıvar’ın da Suriye’ye Türk Kültürünü yaymaya gönderildiğinde, orada konusu Tevrat’tan alınan “Kenan Çobanları” başlıklı operayı sahneye koyarak Yahudi propagandası yaptığı ve bu temsil ile İsrail’in müjdesini verdiği ifade edilmektedir.
Biliyor musunuz? İslam’a ve Müslümanlara tarih boyunca farklı gözükerek iki yüzlülük yaparak ne zararlar verdiler/veriyorlar. Allah bunların şerrinden bizleri korusun. Müslümanlara da basiret versin.
Çok duyulan az bilinen bu grubu tanıtmak istedim. Fırsat olursa Türkiye’de yaşayan meşhur dönmeler kimlerdir? Yaşantıları, bayramları ve yaptıkları nelerdir? Bir başka yazımda bunlara temas edeceğim.