Malkoç, “Hangi gerekçe ile kökü nerede ve amacı ne olursa olsun anti demokratik ve cuntacı anlayışların karşısında olduğumuzun bilinmesini isteriz. Türkiye Cumhuriyeti, milli egemenlik temelinde kurulmuştur. Milletin iradesi yok sayılarak milli egemenliğe ve demokrasiye hukuk dışı müdahalede bulunulması kabul edilemez. Geçmişte ülkemizde gerçekleştirilen darbeler ulusumuza büyük acılar yaşatmış, demokrasi ve hukuk devleti anlayışı büyük yaralar almıştır.

Bu nedenle, tarihimizin en ırkçı, gerici, bölücü neo Osmanlıcı hükümetiyle, iş kolumuzdaki eğitim emekçilerinin hakkını, hukukunu ve ekmeğini korurken neredeyse her gün karşı karşıya gelmemiz dahi bir darbe girişimini hoş karşılamamızı sağlayamaz. Aslında kendisi de bir darbenin ürünü olan faşizan hükümete buradan bir kez daha sesleniyoruz. Ülkeye demokrasi gelecekse, darbeler engellenecekse bu, dini değerleri istismar edip gece yarılarından sabaha kadar defalarca okunan selalarla olmayacaktır. Demokrasinin, yegane teminatı; hukukun,demokrasinin egemen olduğu, halkımızın, emekçilerin insanca yaşam koşullarına ulaştıkları, özgür, laik ve uygar bir toplum olmayı başarmaktır.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “en büyük devrimim” dediği laik Türkiye Cumhuriyeti’ne içten ve dıştan yönelebilecek tehditlere karşı, bugün her zamankinden daha dikkatli ve uyanık olmak zorundayız. İçten ve dıştan gelen gerici, bölücü ve yıkıcı tehlikelere karşı Ulusumuz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da birlik ve beraberlik içinde olmalıdır. Eğitim-İş, tam bağımsızlık ve ulus egemenliğine dayanan; laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, üniter devlet yapısı içinde korumaya ve sonsuza kadar yaşatmaya kararlıdır” dedi.