Memur-Sen gençlik teşkilatı Genç Memur-Sen tarafından düzenlenen "28 Şubat'ın Kodları" panelinde konuşan Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Gazeteci Yazar Aslan Değirmenci, önemli açıklamalarda bulundu.

Değirmenci, "28 Şubat darbecilerinin dönemin başbakanı Necmettin Erbakan'ı iki kez polis ve jandarmayla kuşattığı ortaya çıktı. 7 Şubat sürecinde dik durulmasaydı aynısı dönemin Başbakanı Erdoğan ve ailesinin yaşadığı Üsküdar Kısıklı’da yaşanacaktı. Yani diyorum ki; 28 Şubat cuntacıları neyse paralel örgüt de odur" dedi.

ERBAKAN HOCANIN HEDEFİ ADİL OLMAYAN DÜZENİ DEĞİŞTİRMEKTİ

Milli Görüş Lideri Erbakan Hoca'nın, faiz lobisiyle mücadele ettiğini, ülkenin ekonomik anlayışını değiştirdiğini, havuz sistemi ile beyaz Türklerin musluklarını kapattığı için hedef alındığını ifade eden Değirmenci, "Sadece bunlarda değil.  Erbakan Hoca ile yerli sanayiye önem verildi, enerji kaynakları üzerinde duruldu, savunma sanayiyi millileştirmek için adımlar atıldı, hükümet hedefe oturtuldu.

Erbakan hoca direndi, dayatılanı kabul etmedi; malum medya karakter suikastı denedi. Yılmadı Hoca... Hedefi adil olmayan düzeni değiştirmekti. D-8 Ülkeleri ile sınırları aştı, medeniyet buluşması için Anadolu'yu ayağa kaldırdı, cunta çıldırdı. Tehditler, şantajlar başladı. Tehditleri medya manşetlerine çekti. Manşetlerle Erbakan Hoca yok edilmek istendi; Erbakan milli duruşundan, Ümmet bilincinden yine vazgeçmedi. Bu sistem değişmeliydi. Değiştirmek için sahadaydı.

Olmadı. Arkasına NATO ve İsrail'i alan Beyaz Türkler cunta ile sahaya indi. Meşru iktidar alaşağı edildi" dedi. 

ÜLKEYİ IMF'YE TESLİM ETTİLER

28 Şubat süreciyle birlikte, on binlerce kamu görevlisinin malum gerekçelerle sürgüne gönderildiğini, binlercesinin, görevlerinden atıldığını, öğrencilerin okullarından uzaklaştırıldığı ifade eden Aslan Değirmenci, "Ülke ekonomik bağımsızlığını bir kez daha uluslararası finans sistemine teslim etti. IMF, sömürdükçe sömürdü" şeklinde konuştu.    

MEDYANIN DARBE KODLARI

Medyanın darbe sürecindeki tutumunu da değerlendiren Değirmenci, "Klasik darbe geleneğinden farklı olarak bu defa medyanın rolü ön plana çıkarılmış ve yazılı basının attığı manşetler 28 Şubat post modern darbe sürecinin hazırlayıcısı olmuştur. Bugün, "7 Şubat", "Gezi Kalkışması", "17/25 Aralık Darbe Girişimi", "Kobani Olayları" ve Çukur Terör Vesayet Planı"nda aktif rol alan gazeteler ve gazeteciler, 28 Şubat sürecinde kısa süre içinde 54. Hükümet’e karşı çok yönlü bir karalama kampanyası başlatarak “irtica”, “laiklik” ve “şeriat” kavramlarını hemen her gün manşetlere çıkarmış ve kamuoyunu yönlendirmeye çalışmıştır" dedi.

AYNI MEDYA SAHADA

"54. Hükümeti düşürme görevi alan medya bugün de 64. Hükümeti, aldığı ihale sonucunda hedef almaktadır" diyen Değirmenci, "28 Şubat belgelerinde isimleri deşifre olan malum gazeteciler de 19 yıl sonra yeni aldıkları görevi büyük bir ustalıkla yerine getirmektedir" şeklinde konuştu.

ERBAKAN'A YAPILAN ERDOĞAN'A YAPILMAK İSTENDİ

Değirmenci sözlerini şu şekilde sonlandırdı: "28 Şubat darbecilerinin dönemin başbakanı Necmettin Erbakan'ı iki kez polis ve jandarmayla kuşattığı ortaya çıktı. 7 Şubat sürecinde dik durulmasaydı aynısı dönemin Başbakanı Erdoğan ve ailesinin yaşadığı Üsküdar Kısıklı’da yaşanacaktı. Yani diyorum ki; 28 Şubat cuntacıları neyse paralel örgüt de odur."