NEVŞEHİR(MHA) Nevşehir’in 18 km kuzeyinde olan Avanos’un antik dönemdeki adı “Venessa’dır. Çok sayıda çanak çömlek atölyesi bulunan ilçede seramik yapım geleneği Hititlerden beri süregelmekte. Kızılırmağın getirdiği kırmızı toprak ve milden elde edilen seramik çamuru, avanoslu seramik sanatçılarının elinde şekil almakta. Avanos yakınlarında, Kızılırmak’ın hemen kenarındaki bir Roma mezarlığında ele geçen mermerden lahit, Merkez Kapadokya Bölgesi’nde bugüne kadar ele geçen tek lahit olması açısından ilginç. Lahit, 1971 yılında tesadüfen ortaya çıkmış, semerdam biçimindeki kapağı kimliği tespit edilmeyen şahıslarca açılmış ve içindeki buluntular ne yazık ki çalınmış. Ceset üzerinde yapılan patolojik ve paleoantropolojik araştırmalar sonucunda lahitin, saçları kına ile boyanmış bir kadına ait olduğu anlaşılmış. Avanos’ta 13.yüzyıl Selçuklu dönemine tarihlenen Saruhan Kervansarayı ve Alaaddin Camii bulunuyor.  Avanos’a 5 km, Paşabağlarına 1 km, uzaklıktaki Zelve, Aktepe’nin dik ve kuzey yamaçlarında kurulmuş. Üç vadiden oluşan Zelve Ören Yeri, peribacalarının en yoğun olduğu yerdir. Vadideki peribacaları sivri uçlu ve geniş gövdeli. Uçhisar, Göreme, Çavuşin’de olduğu gibi kaya oyma mekanlardaki trogloditik yaşamın ne zaman başladığı bilinmeyen Zelve, özellikle 9. ve 13.yüzyılda hıristiyanların önemli yerleşim ve dini merkezlerinden biri olmuş; aynı zamanda rahiplere ilk dini seminerler de bu yörede verilmiş. Yamaçların dibinde yer alan ‘Direkli Kilise’ Zelve’deki manastır hayatının ilk yıllarına aittir. Kilise süslemelerinde tercih edilen kabartma haçlar daha çok ikonoklastik düşünce ile ilgilidir. İkonoklastik Dönem öncesine tarihlenen Balıklı, Üzümlü ve Geyikli Kiliseler vadinin önemli kiliselerinden. 1952 yılına kadar iskan edilmiş vadide manastır ve kiliselerden başka yerleşim yerleri iki vadiye açılan tünel, değirmen, cami ve güvercinlikler bulunmakta.

Avanos'un tarihi en az dört bin yıl öncesine dayanmakta. Bu süreç içinde Asurlularda 'Nenessa', Hititlilerde 'Zu-vinasa', Eski Yunan ve Bizans'ta 'Venasa, Vanote' adlarını almış. Osmanlıda 'Uvenez-Evenez-Avanez-Avanoz' olarak adlandırılmış. Avanos, 'topraktan kap yapan; çanakçı şehri' anlamına gelmekte. Venessa, MÖ. 332 yılında Büyük İskender'in komutanı 'Eumenes' tarafından yeniden kurulmuş. MÖ. 4. ve 1. yüzyıllarda Venessa, bölgede en önemli bir şehir olup, mükemmel şehitliğe, muhteşem meyve bahçelerine, üzüm bağlarına, kaliteli şaraplara sahipti ve çok zengindi. Selçuklu döneminde, Saruhan Kervansarayını korumak için gönderilen birliğin komutanı 'çavuş', bugünkü Alaattin Mahallesinde bir mescit yaptırır. 1249 senesinde bu yere 'Çavuşlu Mahallesi' adı verilir ve Avanos'un ilk mahallesi oluşur. İlk kurulduğu yıllardan beri çanakçılık, Avanos'un en önemli gelir kaynaklarından biri.

Avanos 16. yy sonlarında, ülkenin önemli halıcılık merkezlerinden biri haline gelir. Osmanlı döneminde tarım, ticaret ve el sanatlarından alınan yüksek vergiler nedeniyle Avanos'ta ticari hayat uzun yıllar sönük kalır. Pazar günleri fırın eti pişirilir, birbirlerini sevenler bağ-bahçelere giderek eğlenirdi. Alpış, Çayağıl, Derinöz, Karşıbağ binnikleri başlıcalarıdır. 12 Eylül 1980'den sonra yasaklanmış ve bu gelenek tükenmiş. Halkımızın kalbinde güzel anılarla yaşamaya devam etmekte. Baharın müjdecisi olarak, karada ve denizde insanlara yardım ettiğine inanılan, Avanosçası Hıdırillez'in 6 mayıs günü buluşarak bir yıllık sohbet ettiklerine inanılır.  Üç gün üç gece sürerdi. İlk gün oğlan evine bayrak dikilir, sonra çalgı eşliğinde kız evine gidilip yüzgörümlüğü istenirdi. İkinci gün kız evinden oğlan evine helvatar, tavuk, börek vb. yöresel yemeklerle dolu bir tepsi gönderilir. Üçüncü gün Kına gecesi yapılır; kadınlar kız evinde tef çalıp, türkü söyleyerek eğlenir, erkekler de oğlan evinde eğlenir, seher davulu çalınır. Öğle namazından sonra davul-zurna eşliğinde gelin getirmeye gidilir. Gelin oğlan evine getirilince yemekler yenilir, eğlence devam eder.

Avanos'ta Çanakçı olmayana, Köybağı'nda bağı olmayana kız vermezlerdi. Bunun yanı sıra 60'lı yıllarda Avanos'ta iyi bir kocada aranılan özellikler şunlardı; Asri pencereli, Düdüklü tencereli, Kolu kol saatli, Eli kese kağıtlı, anası ölmüş, Askerden gelmiş, Kelle Atılması.  

Sokakta iki duvar yada direk arasına ip gerilir. İlçenin delikanlıları toplanırlar ve sırasıyla gerilmiş ipin üzerinden dana kellesini aşırmaya çalışırlar. En yüksekten kelleyi aşıran ödülü alır. Cumhuriyet bayramı akşamı halk meydanda toplanır, ateş yakılır, davul-zurna çalmaya başlar. Temsili savaşçı geri geri sekerek ateş etrafında döner. Ona saldıran kişi karşıdan üzerine varır, sırtına 'güp' diye yumruğu yiyen oyun dışı kalır, vuran ateş etrafında dönmeye devam eder. Avanos'a Orta Asya'dan gelen, düşmana karşı savaş tekniklerini içeren bir Türk oyunudur.

Halkın duygusu ile mimari yapı arasında bağ çok kuvvetlidir. Yöresel mimarinin zengin olması, ulusal duygunun gelişmesinde önemli bir yer tutar. Avanos evleri yörenin en güzel örneklerindendir, yeter ki bu mimari bilinçle işlensin ve korunarak kullanılsın. Halkın güzel duygusu mimari yapımıza yansımış. Bunu, üst üste binen ve en nazik duygularla mimarisini tamamlayan yöresel evlerimizde görmek mümkün dür. Avanos evleri bu özelliği ile yörenin en güzel örneklerinden. Bugün bize düşen görev bu mimariyi bilinçle işlemek ve koruyarak kullanmak.

Çok eski uygarlıklar olan Hititler ve Asurlular aralarında bir anlaşma yaparak, savaşı sona erdirmişlerdi. Böylece Kayseri Kültepe'de ilk serbest ticaret bölgesini oluşturan Kaniş Karum'u kurulmuştu.

Güzel Avanos'umuzun kökleri Asur ve Hitit uygarlığına dayansa da ticaretteki rolü Selçuklu devleti ile başlamıştır. Sınırlarımız içinde bulunan Saruhan Kervansaray'ının ünlü İpek Yol'u üzerinde olması 13. yüzyılda Avanos'u ticaret merkezi haline getirmiş. O devirde Kervansaraylar ve hanlar sadece konaklama yeri değil aynı zamanda da ticari alışveriş merkeziydiler. İlçeYe, Selçuklu Kervansaray mimarisine uygun, yöresel taştan 120 dükkan ve işyerinden oluşan bir alışveriş merkezi kazandıracağız. Böylece dükkan arama ve bulma sorunu ortadan kalkacağı gibi, yapının tarihi mimarisi Avanos'umuza yeni bir imaj ve çekicilik verecek. Avanos'ta durgun olan ticari hayatı yeniden canlandıracağız. Ticaretin gelişmesi ile birlikte, altyapı, ulaşım, eğitim, teknoloji vb. hizmetler gelişerek, halkımızın yaşam standardı yükselir. Avanos'ta Hititler'den beri çarkla çanak-çömlek yapıldığı bilinmekte. Bu el sanatı kavimden kavime, babadan oğula geçerek günümüze kadar gelmiş Çömlekçilik. Avanos'un dağlarından ve Kızılırmak'ın eski yataklarından yumuşak ve yağlı kil topraklar elenir ve iyice yoğrularak çamur haline getirilir. Çark adı verilen ve ayakla döndürülen tezgah üzerindeki çamurun maharetle şekillendirilmesiyle istenilen çanak yapılmış olur. İşlik denilen atölyelerde üretilen çanaklar önce güneşte, daha sonra da gölgede kurutulduktan sonra, saman ve talaşla yakılan fırınlarda 800 dereceden başlayıp 1200 derece sıcaklık arasında özenle pişirilir. Yörede yemek kapları, su testileri, kışlık yiyecek saklamak için çömlekler ve küpler, su kükleri tanınan çanak ürünleri. Avanos, günümüzde ''Kapadokya'nın El Sanatları ve Alış-veriş Merkezi'' olarak tanınmakta.