Nevşehir'in Gülşehir ve Ürgüp ilçesinde yaklaşık iki yıl önce başlatılan kazılarda  zengin fosil yataklarına rastlandı. Yine Sofular köyünde Yapılan Kazılarda yaklaşık 10 milyon yıl öncesine ait gergedan fosili bulunmuştu. Bunun üzerine Nevşehir Müze Müdürlüğü başkanlığında, kazılar Gülşehir ve Ürgüp Sofular köyünde detaylı şekilde devam ediyor.

Uzmanlar, Nevşehir'in sadece arkeolojik açıdan değil fosil, mineral ve maden açısından da çok zengin olduğunu belirtiyorlar.

Nevşehir'in Gülşehir ilçesine bağlı Yeni Yaylacık köyü, Karacaşar,  Ürgüp Sofular köyü, Ovaören şimdilik ilk dikkat çeken yerler.


Nevşehir Belediyesi Strateji Geliştirme Müdürü Mustafa Alevli, Gazi Üniversitesinden paleontolog Doç. Dr. Okşan Başoğlu başkanlığında yapılan ,Sofular Köyündeki fosil Kazı alanını ziyaret etti. Alevli kazı ekibinden yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldılar.

Ürgüp Sofular Fosil Lokaliteleri Kazısı, dört sezon süren yüzey araştırmalarından sonra ilk defa 2014 yılında Doç. Dr. Okşan BAŞOĞLU tarafından başlatılmıştır.
Planlanan kazı alanı, Ürgüp İlçesi Sofular Köyü Eski Kışla Mevkii’nde yer almaktadır. Sofular Köyü’ne 2,5 km uzaklıktadır. Dere yatağı boyunca yaklaşık 1500 x 600 m boyutlarında oldukça geniş bir alanı kaplamaktadır. Sofular Eski Kışla Mevkii içerisinde fosillerin dağılımına ve yayılımına bakılarak üç lokalite belirlenmiştir.
Çalışmalara ilk olarak Lokalite 2’de başlanmıştır.



Kapadokya’ya jeopark kurulması planlanıyor.

Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Paleontolog Doç. Dr. Okşan Başoğlu, Gülşehir ve Ürgüp’ün zengin fosil yataklarına sahip olduğunu vurgulayarak, bu kapsamda bir jeopark oluşturmak amacıyla bölgenin jeositlerini gösteren topografik harita çalışmalarına başlayacaklarını söyledi. Bölgede, Nevşehir Müze Müdürlüğü başkanlığında, Doç. Dr. Okşan Başoğlu’nun bilimsel danışmanlığıyla yürütülen kazılar bu yıl da devam ediyor. Geçtiğimiz yıl, Nevşehir’in Gülşehir ilçesindeki TOKİ inşaatı sırasında ortaya çıkan fosil yataklarında yapılan kurtarma kazılarında tarihlemesi 7 milyon yıl önceye dayanan fosiller bulunmuştu. Ayrıca, 2012 yılında Ürgüp Sofular köyünde yapılan çalışmalarda 10 milyon yıl önceye tarihlenen bir gergedan fosili ortaya çıkarılmıştı.

Bölgede,  Afrika’ya benzeyen bir iklimin olduğunu söyleyen Başoğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“Gülşehir ve Ürgüp merkez olmak üzere jeositlerin belirlenmesinin ardından bir jeopark projemiz var. Çalışmaların başlangıç noktası olarak Gülşehir'i belirledik; çünkü burada çok önemli bir jeositimiz var. Bu bölgeye bakıldığı zaman çıplak gözle bile görülebiliyor. Özellikle onun korunması lazım. Çalışmaları 5 yıllık bir süreye yayacağız. Çünkü çıkardıkça fosiller arkadan geliyor, kısa sürede bitecek gibi görünmüyor. Bunun yanında Ürgüp Sofular'daki Bakanlar Kurulu kararıyla başlayan kazı çalışmamız da devam edecek.” 


(Kaynak: Nevşehir, Dilaver Can)

Nevşehir Miyosen Dönem fosil yatakları yüzey araştırması

Doç. Dr. Okşan Başoğlu, Gazi Üniversitesi web sitesinde yer alan kişisel sayfasında Nevşehir Miyosen dönem fosil yatakları yüzey araştırmasıyla ilgili şu bilgiye yer veriyor:

“Türkiye’nin çeşitli yerlerinde ve bölgelerinde bulunan fosil yatakları arasında Nevşehir bölgesi önemli bir yer tutmaktadır. Sahip olduğu miyosen dönem faunası, dünya literatüründe yer alan çok önemli hominoid örneklerinin bulunduğu Çorakyerler, Çandır, Paşalar ve Sinap ile hem çağdaş hem de aynıdır. Özellikle Ürgüp-Karain, Gülşehir-Yeniyaylacık ve 2010 yılı Nevşehir ili miyosen dönem fosil yatakları yüzey araştırmasında yeni keşfettiğimiz Gülşehir-Yüksekli Köyönü lokalitesi umut vaadetmektedir. Nevşehir bölgesinde; öncesinde MTA, 2010 yılından itibaren bizim yapmış olduğumuz çalışmalar sonucu toplanan fosil buluntuları Equidae, Bovidae, Hyaeenidae, Mustelidae, Rhinocerotidae, Soricidae, Castroridae, Gomphotheriidae, Cervidae, Giraffidae, Suidae ailelerine ait örnekler olarak tespit edilmiştir. Bu fauna hominoid’lerin birlikte yaşamış olduğu fauna olarak belirlenmiştir. Üzerinde çalışılmış fosil kayıtlar erken miyosenden erken pliyosene kadar varabilen bir kronolojiyi kapsamaktadır. Bunun yanı sıra Anadolu’da bulunan hominoid fosillerinin hemen hemen hepsi Kızılırmak Havzası boyunca yer almış ve gölsel çökellerde bulunmuştur. Nevşehir bölgesi bu açıdan önemli fosil buluntu yerlerinden Çankırı-Çorakyerler ve Kalecik-Çandır formasyonlarının güneye doğru devamı niteliğindedir. Bu noktada Nevşehir, coğrafi konumu, jeolojik özellikleri ve içerdiği fauna nedeniyle Anadolu’nun bu stratejik önemini ortaya çıkarma konusunda belirleyici olacaktır.”

Jeopark ve jeoturizm nedir?

Jeopark, yer mirası özelliği taşıyan, jeolojik, jeomorfolojik veya paleontolojik değerlerinden ötürü bilimsel, estetik veya eğitsel nitelikleri açısından yerel, ulusal ve/veya uluslararası öneme sahip, yönetimi planlanmış doğa koruma alanlarını ifade ediyor. Yeni bir turizm kavramı olan jeoturizm ise “doğal ortamlara, jeolojik ve jeomorfolojik oluşumları görüp tanımak için yapılan yolculuklar” olarak tanımlanıyor. Doğa korumacılığı açısından önerilen turizm çeşitlerinden olan jeoturizm, sürdürülebilir yerel kalkınma için de önemli bir kaynak oluşturuyor.   

Türkiye’de henüz iki jeopark bulunuyor. Bunlardan biri, Manisa’da Kula ve Salihli sınırlarında 300 km² büyüklüğündeki bir alanda 2013 yılında kurulan ve UNESCO tarafından sertifikalandırılan “Kula Jeoparkı”. Diğeri ise, Ankara’da Kızılcahamam ile Çamlıdere sınırlarındaki 2000 km² alanda 2000 yılında kurulmuş olan “Kızılcahamam-Çamlıdere Jeoparkı”.

Ankara Üniversitesi önderliğinde kurulan Jeolojik Mirası Koruma Derneği’nin (JEMİRKO) Türkiye’de kurulmasını önerdiği diğer jeoparklar şunlar:
1) Kapadokya Jeoparkı
2) Tuz Gölü Jeoparkı
3) Karapınar Jeoparkı
4) Mut Jeoparkı
5) Narman Mutluluk Vadisi Jeoparkı
6) Pamukkale Traverten Jeoparkı
7) Van Gölü-Nemrut Jeoparkı






Kaynak: Peribacası Dergisi