CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

                                                                                        NEVŞEHİR

                       

 

ŞİKAYETÇİ                              : Ömer AY                                                           

 

ŞÜPHELİLER                          : 61. AKP Hükumeti

1-     Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN

2-     Bakanlar Kurulunun Tüm Üyeleri

 

SUÇ                                                    : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak.

 

SUÇ TARİHİ                             : 2008 Yılından bu yana ve halen.

OLAY VE AÇIKLAMASI           :

            Türk milleti için en kara gün olarak tarihe geçecek 16 Kasım 2013 de Başbakanın PKK paçavraları ile donanmış meydanda Kürdistanı selamlayarak konuşması ve ziyaretinden memnun olan Osman Baydemir’in; "Başbakanı Diyarbakır'da, Amed'de kendilerini DTK eş başkanı ve milletvekillerimizle karşıladık. Bu Diyarbakır halkımız açısından da önemli bir görüşme olduğunu düşünüyorum, umut ediyorum ki bu görüşme hepimizin acil ihtiyaç duyduğu eşitlik ve özgürlük temelinde kardeşlik hukuku temelinde nihai bir barışa kalıcı bir barışa da katkı sunmuş olur’’ demiştir.

            DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ise; "Sayın Barzani Başbakanla görüşmek üzere geldiler. Burası Kürtler için önemli bir yer. Kürtlerin kalbidir. Amed'de bulunması bakımından sayın Barzani de toprağına! Ülkesine! İnsanlarının! arasına geliyor” demiştir.

            BDP Van milletvekili Özdal Üçler; “Diyarbakır’da misafir olan Barzani değil, R.T. Erdoğan’dır” diyerek; Türkiye Cumhuriyeti’nin mülki ve coğrafi sınırları içerisinde yer alan Türkmen şehri Diyarbakır’ın Irak Bölgesel Yönetimi başkanı Kürt Barzani’nin toprağı, ülkesi olduğu iddia ve tespitini kabul etmiştir.

            Bin yıllık Diyarbakır şehrimizi,  PKK’nın öteden beri  Amed şeklinde adlandırması üzerine şehrin isminin Amed şeklinde değiştirilmesi için yasa teklifi verilmiştir.

            Oslo’da PKK ile görüşme talimatını verdiğini açıklayan Başbakan, önceki dönemde  “görüşen şerefsizdir”  iddiasının altında kalmış ve hakem devlet İngiltere’nin gözetiminde PKK’ya verdiği sözleri bir bir yerine getirmek için;

            2009 yılı 19 Ekiminde Habur’dan giren teröristlerin yasalara açıkça aykırı biçimde serbest bırakılmasını sağlayarak,

            O Tarihten bu yana yaptığı yasa değişikleri ile yetkilerini elinden aldığı TSK’ni bölgeden çekip, milli devletimizin sınırları içerisinde PKK terör örgütünün gerilla dediği teröristleri eliyle yol kontrolleri yaptırıp, vergi namıyla halktan haraç almasının yolunu açmış,

            Türkiye Cumhuriyeti Kamu otoritesini fiilen yok ederek PKK ve Barzani’ye bağlı silahlı güçlerin bölge halkını da sindirerek paralel devlet yapılanmasına alenen göz yummuştur.

            Bu sonucu doğuracak idari tasarruflarının haddi hesabı yoktur, halen de devam etmektedir.

            Oysa Türk milletinin kendisine seçimde oy vererek tevdi ettiği yönetme yetkisi tamamen yürürlükteki anayasa ve yasalara göredir ve buna uygun davranma zorunluluğu vardır.

            Buna göre halen yürürlükteki ilgili anayasa ve yasa hükümleri şunlardır;

            T.C. ANAYASASI

            V. Devletin temel amaç ve görevleri

            MADDE 5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

 

            VI. Egemenlik

            MADDE 6- Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.

            Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.

            VIII. Yürütme yetkisi ve görevi

            MADDE 8- Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

 

            Yukarıda sayılan eylemelerin başta anayasa olmak üzere ilgili tüm yasalara açıkça aykırılığı gün gibi ortadadır.

            Halen bir hukuk devleti olduğuna inanmak istediğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yasalarından olan Türk Ceza Yasasının 302. maddesinde açık ve kesin bir biçimde tanımlanan suçu işlemişlerdir.

            MADDE 302. -(1) Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, Devletin birliğini bozmak, Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak, Devletin bağımsızlığını zayıflatmak amacına yönelik elverişli bir fiil işleyen kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.

            (2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.

 

            Diğer yandan suçların takip ve soruşturulmasına ilişkin Ceza Muhakemesi Yasasının 160. Maddesinde ise Cumhuriyet Savcılarına doğrudan işlem yapma araştırma soruşturma emri verilmiştir.

 

 

            BİR SUÇUN İŞLENDİĞİNİ ÖĞRENEN CUMHURİYET SAVCISININ GÖREVİ

            Madde 160- (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

            (2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.

 

            Bu bir yasa emridir görevinin gereğini yapmamak da açık bir suçtur.

 

DELİLLER                               : Kör olmayan herkesin gözü önünde cereyan eden olaylar ile bunlara ait her tür görüntülü yayın ve sair basın organlarının arşivleri, Emniyet Arşivleri, Milli İstihbarat Teşkilatı Arşivleri, sair deliller.

 

HUKUKİ SEBEPLER                : Yukarıda yazılı anayasa ve yasa hükümleri

 

TALEP SONUCU                      : Yukarıda kısaca ve özet olarak sunulan açıkça devletin birliğini bozan ve egemenliğini zayıflatan eylemlerinden dolayı haklarında gerekli soruşturmanın icrası ile kamu davasının açılmasın saygılarımla arz ve talep ederim. 25.11.2013

 

 

                                                                                              Ömer AY

                                                                                              Şikayetçi