Kimisi şatafatlı sofralarda orucunu açarken, milyonlarca Müslüman bir lokma ekmeğe, bir yudum suya muhtaç...

Bir tarafta çeşit çeşit yemeklerle, tatlılarla donatılan sofralar... Diğer tarafta açlık, sefalet ve iç karışıklıkların gölgesinde bir kuru ekmekle tutulan oruçlar...

Dünyanın dört bir yanında Müslümanlar, 11 ayın sultanı Ramazan’ı karşıladı. Heyecan aynı olsa da 2 milyara yakın Müslümanın bulunduğu İslam coğrafyasında şartlar çok farklı.

İslam işbirliği teşkilatı sosyal araştırmalar merkezinin verilerine göre 1 milyar 50 milyon Müslüman oruç tutuyor. Refah seviyesi yüksek olan 300 milyon Müslüman iftar ve sahuru mükemmel bir şekilde yapıyor.

240 milyon Müslüman orta derecede refah düzeyine sahip. İftar ve sahurunu yeterli derecede yapabiliyor. Ne var ki bu noktadan sonra veriler olumsuz seyretmeye başlıyor.

400 milyon Müslüman iftar ve sahurunda sadece pirinç lapası, patates püresi, makarna haşlaması gibi gıdalardan birini veya yöresel ot yemeklerini yağsız ve etsiz kavurarak veya pişirerek tüketiyor.

Koşulların giderek kötüleşmesinde kuşkusuz en büyük etken İslam coğrafyasında yaşanan karışıklıklar... Suriye, Irak, Filistin, Afganistan, Pakistan, Mısır, Libya, Myanmar bu ramazanı da silahların ve çatışmaların ortasında geçiren ülkelerden sadece birkaçı.

Bir de çatışmalardan kaçıp mülteci konumuna düşen milyonlarca Müslüman var. 110 milyon kişi tamamen kamp, çadır kent ve muhtaç semtlerinde verilecek yardımı bekliyor ve ancak gelecek yardımla iftar ve sahur yapabiliyor.